"YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN TEŞVİK GERÇEKLEŞMELİ"

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Antalya Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

25 Kasım 2010

Şube Başkanı Hüseyin Barut, Türkiye`nin Enerji Gerçekleri ve Çıkış Yolları Paneli öncesi enerji politikaları ile ilgili basın açıklaması yaptı.

"YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN TEŞVİK GERÇEKLEŞMELİ"

Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak düzenleyeceğimiz "Türkiye'nin Enerji Gerçekleri ve Çıkış Yolları" konulu panelimizi 3 Aralık 2010 tarihinde Şubemiz'de gerçekleştireceğiz.

20. yüzyılla birlikte Dünyamızda enerjinin önemi daha da artmıştır. Küresel güçler, teknolojinin, enerjinin, su ve petrol kaynaklarının paylaşımı ve kullanımı konusunda birbirleri ile savaşa başlamıştır. Enerji kaynaklarını ellerinde tutmak isteyen emperyalist ülkeler, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere hem siyasi hem ekonomik hem de askeri anlamda baskı kurmaya devam etmektedir.

Dünyanın birçok yerinde yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde de özellikle güneş enerjisi, jeotermal enerji, rüzgar enerjisi alanlarında bilim insanlarının projeleri yaygınlaşmakta ve yenilenebilir enerji kaynaklarının, enerji verimliliğine katkısı çoğalmaktadır. Enerji verimliliği, harcanan her birim enerjinin daha fazla hizmet ve ürüne dönüşmesini sağlamaktadır.

Ülkemizde genel enerji kullanımı maalesef dışa bağımlıdır.

Elektrik üretimimizin;

%48'i İthal Doğalgaz

%19'u Hidrolik Santraller

%21'i Linyit

%8'i Taşkömürü ve İthal Kömür

%3'ü Sıvı Yakıtlar

%1'i  yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır.

Enerji verimliliğinin artırılması, Türkiye'nin önündeki en önemli hedef olmalıdır. Kendi öz kaynaklarımızla enerjimizi üretmeli ve buna yönelik toplum bilincini oluşturmalıyız. En kısa sürede ilgili tüm kesimlerin enerji verimliliği eylem planı ile ülke geneline yayılacak bir enerji politikası harekete geçirilmelidir.

Yerli ve yenilenebilir kaynakların kullanılması Oda olarak en önemli enerji politikası hedeflerimizin başında gelmektedir. Özellikle rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik üretiminde kullanılmasının yaygınlaştırılması adına çalışmalarımızı ve kamuoyu duyarlılığımızı sürdürüyoruz. Rüzgar ve güneş enerjisinin kullanımının yaygınlaştırılması doğalgazın elektrik üretiminde kullanım payını düşürecek ve enerjide dışa bağımlılığımızda büyük bir oranda azalma olacaktır. Bununla birlikte enerji üretiminde kamusal tesislerin devrede olması olmazsa olmazdır.

Diğer enerji kaynaklarımız olan linyit ve taş kömürü kaynaklarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde elektrik enerjisi üretimi amacıyla değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulamakta yarar görüyorum.

İhtiyaç duyulan petrolün %92'si, doğalgazın ise %98'i ithal edilmektedir.  Dışa bağımlılığımızın kanıtı olan bu rakamların ülkemiz lehine dönüştürülmesi için toplum bilincimizi ve devlet politikamızı enerji verimliliğine yöneltmeliyiz. Doğalgaz sektöründe arz güvenliğinin sağlanması, üretim oranlarını artıracak, süreç içerisinde doğalgazın ithalattaki oranı düşüş yaşayacaktır.

Ülkemizin yenilenebilir kaynaklardan ürettiği enerji miktarı ne yazık ki %17'lerde kalmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının sistematik ve hızlı bir şekilde kullanımının yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Ülkemizde üretilen birincil enerjinin %57'si yerli kömürdür. Doğalgaz ve petroldeki dışa bağımlılığımızı göz önüne alırsak kömür ülkemizin enerji sigortasıdır. Dünya'da linyit yataklarına sahip olan ülkeler arasında 10. sırada yer alan Türkiye, yılda 70 milyon ton linyit üretmektedir. 2009 yıl sonu verilerine göre; enerji tüketiminde linyitle beslenen termik santrallerden sağlanan elektrik üretimi %20'dir. 

Ülkemizde çok sınırlı doğalgaz ve petrol rezervlerine karşın, 560 milyon ton görünür olmak üzere, yaklaşık 1.3 milyar ton linyit rezervi mevcuttur. Enerji üretiminde linyitin kullanılması yaygınlaştırılarak ülkemizin enerji tüketiminin kendi öz kaynaklarımızla sağlanması olmazsa olmaz bir seçenektir. Ancak termik santral yatırımlarında atmosfere salınan karbondioksit kotalarımızı aşmayacak şekilde projelendirilmesi esas  olmalıdır.

Zira, 2009 yılında   Kyoto  Protokolü'nde taraf olan Ülkemiz, önümüzdeki  yıllarda  Atmosfere salınan  sera  gazlarını kontrol altına  almak  veya  yenilenebilir enerji  kaynaklarına yatırım  yapması gerekmektedir. Aksi  halde  karbon borsasından karbon sertifikası satın almak, mal  ve  hizmetlere karbon vergisi  koymak  zorunda  kalacaktır.

Yenilenebilir kaynaklar arasında yer alan rüzgar, jeotermal ve güneş enerjilerinin üretimde kullanılması adına devletin teşvik etmesi gerekmektedir. Türkiye genelinde rüzgarlı arazi oranı %3.57 olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu rakamlar ülkemizin Avrupa'da rüzgar enerjisi bakımından en zengin ülkeler arasında yer aldığı ortadadır. Bu zengin potansiyel göz önünde tutularak rüzgar enerjisi ile elektrik üretimi santrallerinin yaygınlaştırılması da önem arz etmektedir.

Ülkemiz jeolojik durumu ele alındığında, jeotermal kaynaklardan yararlanma konusunda Dünya'da 5. sıradadır. 2009 yılı verilerine göre Türkiye'de 140 adet jeotermal alan yer almaktadır. Bu alanların 15'inin elektrik üretimine uygun alanlar olduğu tespit edilmiştir. Isıtma, sera ve kaplıca gibi yerlerde özellikle son 5 yılda elektrik üretimi açısından ciddi bir artış yaşanmıştır.

Şimdi özellikle Antalya'mızı yakından ilgilendiren diğer yenilenebilir enerji kaynağımıza yani güneşimizden bahsetmek istiyorum. Türkiye'de ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2640 saattir. Akdeniz Bölgesi'nde ise bu saat 2956'ya çıkmaktadır. 2009 yılı Türkiye Enerji Raporu'na yansıyan verilere göre, Türkiye'ye gelen güneş ışınımının sadece yüz binde 2'sinden yararlanılmaktadır.  Ülkemizde şuan 22 milyon konut içinde yalnızca 3.5 milyon konutta güneş enerjili sıcak su sistemi bulunmaktadır. Bu sistemlerin ülkemize getirisinin 600 milyon dolarlara ulaştığı düşünülürse güneş enerjisi konusunda çalışmalarımızın ne kadar yetersiz olduğu barizdir. Bölgemizde var olan güneş enerjisi için devlet teşvikinin artırılarak ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının önüne geçilebilecek en önemli enerjinin güneş olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Makina Mühendisleri Odası olarak, kendi öz kaynaklarımızdan enerji üretiminin sağlanması, enerjimizin doğru kullanılması alanında çok sayıda eğitim ve etkinliğe imza atıyoruz. Ülkemiz koşullarına uygun ve dünyadaki teknolojik gelişmeleri göz önüne alarak enerji politikamızı revize etmemiz, yenilenebilir enerji kaynaklarının her birini kapsayan, Yenilenebilir Enerji Stratejisi ve Faaliyet Planı'nın hazırlanmasını istiyoruz.

3 Aralık 2010 tarihinde yapacağımız panelimize katılacak konuklarımız, uluslararası ve ulusal enerji politikaları ile enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve buna bağlı olarak karbon borsası ve karbon ticareti konularında bizleri  aydınlatacaklar. Ülkemizin bağımsızlığı ve güvenliği için kendi öz enerji kaynaklarımızı etkin bir şekilde kullanacağımız  yarınlar diliyorum.

Hüseyin BARUT

MMO Şube Başkanı