Bilgi
Teknik Sözlük çalışmamız yapım aşamasındadır. Odamızın ortak çalışmalarının ürünü olan bu sözlük, onu kullananların katkısı ile gelişebilir. Ayrıca gelişen teknoloji, zaman ile dilimize giren yeni terim ve sözcüklerin doğmasına sebep olacaktır. Öneri ve Katkılarınızı bekliyoruz.
Değerlendirmelerinizi yayin [at] mmo.org.tr mail adresine gönderebilirsiniz.
TÜR ADI | SEMBOL |
İSİM/AD | (i) |
SIFAT | (s) |
FİİL | (f) |
ZARF | (z) |
EDAT | (-e) |
EK | ek |
BAĞLAÇ | b |
truncated prism |
kesik prizma (i) |
trunk air pump |
Piston kolu delik olup biyel kolunu içersine alan ve biye) kolunun piston alt ucuna gevşek olarak yatakiandığı havalı gemi pompası. (i) |
Trunnion (Trunnion Baaring) |
Mil, muylu, top muylusu, silindir yatağı. Üzerinde silindir veya teknenin döndüğü veya salınım yaptığı yatak. (i) |
trunk road |
şehirlerarası yol (i) |
trunk road |
ana yol (i) |
trunk route |
şehirlerarası yol (i) |
trunk route |
ana arter (i) |
trunk route |
ana yol (i) |
trunnion |
muylu, mesnet (i) |
trunnion |
tapa, tıkaç (i) |
trunnion |
pimli (i) |
trunnion |
mafsal (i) |
trunnion |
muylu (i) |
trunk road |
ana yol (i) |
Trunk Plunger |
Dalma pistonun içi boş olup, alt ucundan mafsallı biyeli içersine alan pompa pistonu. (i) |
Trunk Piston |
Çapına göre oldukça uzun olan, piston kolu ve piston çaprazı (kroşet) ihtiva etmeden, biyel kolu ile direk bağlantılı olan piston. Kovan piston. (i) |
trunk cable(ESCON) |
ana kablo (i) |
trunk cables |
bagaj kabloları (i) |
trunk call |
şehirlerarası çağrı (i) |
trunk call |
şehirlerarası konuşma (i) |
trunk circuit |
gövdeyol devresi, şehirlerarası devre (i) |
trunk compartment light |
bagaj lambası (i) |
trunk dialling |
şehirlerarası arama (i) |
trunk exchange |
gövdeyol santralı, şehirlerarası santral (i) |
trunk lid |
bagaj kapağı (i) |
trunk line |
ana hat (i) |
unbind |
çözmek (f) |
unclassified excavation |
her cins kazı (i) |
unclean bill-of lading |
malların iyi durumda olmadığını belirten konşimento (i) |
uncoil |
sarımı çözmek, çözülmek, yay helezonunu açmak, açılmak (f) |
uncoil |
kangal açmak (f) |
uncoil |
sarım açmak (f) |
Uncoiler |
?erit metallerden yapılmış sarımları açıp. Onları ayarlanabilen merdaneler arasından geçirerek düzelten makine, tezgah (i) |
uncoiler |
sarım açıcı (i) |
uncombined |
Diğer bir maddeye bağlanmamış serbest. (i) |
uncombined |
birleşmemiş, birleştirilmemiş (s) |
uncomfortable |
rahatsız (s) |
uncompressed |
sıkıştırılmamış (s) |
unconditional |
şartsız (s) |
unconditional |
koşulsuz (s) |
unclassified |
sınıflandırılmamış (s) |
uncheck, to |
onayı kaldırmak (f) |
unbind, to |
bağı çözmek (f) |
unblock |
öbek çözmek (f) |
unbolt |
cıvatayı sökmek (f) |
unbreakable |
kırılmaz (s) |
unbuckle |
tokayı çözmek (f) |
unburnt brick |
fırınlanmamış tuğla (i) |
unc |
diş, vida dişi (i) |
uncemented |
kohezyonsuz, taneli, çimentosuz, bağlanmamış (s) |