ODA BAŞKANI ALİ EKBER ÇAKAR ETİK VE BİLİRKİŞİLİK SEMPOZYUMUNA KATILDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB Mimarlar Odası Tarafından Düzenlenen "ETİK VE BİLİRKİŞİLİK" konulu Sempozyum, 10-11 Aralık 2010 tarihlerinde, Çağdaş Sanatlar Merkezi`nde gerçekleştirildi. MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR "Etik ve Bilirkişilik – Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu IV. Oturumda bir konuşma yaptı.

"Etik ve Bilirkişilik-Sorunlar ve Çözüm Önerileri" temalı sempozyumun "Meslek Odalarının Bilirkişiliğe Bakışı" başlıklı bu oturumunda, temsilcisi (Başkanı) olduğum TMMOB Makina Mühendisleri Odası açısından konunun bir değerlendirmesini yapacağım. Bilirkişilik açısından TMMOB‘ye bağlı meslek disiplinlerini ilgilendiren davalar her ne kadar farklılık gösterse de, TMMOB‘ye bağlı Odaların bilirkişilik müessesesine bakışı, Odaların ve üyelerinin bu alanda karşılaştıkları sorunlar genel olarak aynıdır. Meslek disiplinlerinin kendine özgü koşulları ve mevzuat düzenlemelerinin gerektirdiği ayrıntılar dışında, TMMOB‘ne bağlı meslek odalarının bilirkişilik uygulamaları da TMMOB‘nin konuya ilişkin mevzuat düzenlemeleri doğrultusunda yürütülmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak, mühendis, mimar ve şehir plancıları açısından bilirkişilikte etik olgusu, sorunlar ve çözüm önerileri genel olarak ortaklaşmaktadır. Benden sonra sunum yapacak olan diğer Oda temsilcilerinin de benzer hususlara işaret edecekleri görülecektir. Bu nedenle, Odalarımızı temsilen burada söyleyeceklerimiz bir bakıma TMMOB‘nin konuya ilişkin görüş ve düşüncelerinin ifadesi olacaktır.

Bilirkişiliğin ayrı bir meslek olmadığı vurgusuyla konuya giriş yapmak istiyorum. Etik ve bilirkişilik konusunda bu oldukça önemli bir ayrıntıdır. Elbette ki bilirkişilerin görev, yetki ve sorumlulukları, görevlerini ne şekilde ve nasıl yerine getirecekleri, aykırı davranış halinde uygulanacak müeyyideler v.b. konulardaki yasal düzenlemeler genel bir etik çerçeve çizmektedir. Ancak bu genel çerçeve bilirkişilik etiği konusunda tek başına yeterli ve belirleyici değildir. Bilirkişilik öncelikle mesleki bir uygulamadır. Mesleki bilginin, adaletin tecellisi için yargının hizmetine sunumudur. Bu nedenledir ki bilirkişilik etiğinin, meslek etiğinden bağımsız düşünülmesi olanaksızdır. Bu durum TMMOB gibi meslek örgütleriyle bilirkişilik müessesesi arasında doğal bir ilişki kurmakta, meslek örgütlerini konunun asli taraflarından biri haline getirmektedir. Önemli olan, bugün burada da üzerinde durduğumuz sorunların giderilebilmesi ve bilirkişilik müessesesinin iyileştirilmesi amacıyla yapılan genel mevzuat düzenlemelerinde sözünü ettiğimiz bu doğal ilişkinin ifade bulmasıdır. Meslek örgütlerinin konuya ilişkin görüş ve önerilerinin yapılan düzenlemelere yansıtılması, bilirkişilerin bağlı oldukları ve konunun asli taraflarından olan meslek örgütlerine bilirkişilik müessesesi içinde işlevler biçilmesi, bilirkişilik etiğinde göz ardı edilen/eksik bırakılan mesleki etik boyutuna işlerlik kazandırılması bakımından oldukça önem taşımaktadır.

  

I. BİLİRKİŞİ ve BİLİRKİŞİLİK NEDİR?

Konuya genel bir perspektiften giriş yaptıktan sonra bilirkişilik kavramıyla devam etmek istiyorum. Etik ve bilirkişilik temalı bir etkinlikte öncelikle bilirkişiliğin ne olduğunu ortaya koymak gerekmektedir. Zira bilirkişiliğin ne olduğunu, ne olmadığını, ne olmaması gerektiğini ortaya koyduğumuzda, etiğinin de kendiliğinden şekilleneceğine, sorunlar ve çözüm önerilerinin daha doğru tespit edileceğine inanıyorum.

Esasen ilgili usul kanunlarımızda (Ceza Muhakemesi Kanunu-CMK ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu-HUMK) bilirkişiliğin ve bilirkişinin açık bir tanımı yoktur. Bu tanımlar ancak usul kanunlarındaki bilirkişiliğe ilişkin hükümlerden çıkarılabilmektedir. Kanun hükümlerindeki ifadelerden hareketle bilirkişiyi; "Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenemeyen, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi ya da uzmanlığı gerektiren konularda bilgisine ya da uzmanlığına başvurulan kişi ya da kurum", bilirkişilik müessesini de sözü edilen özel veya teknik ya da uzmanlık bilgisinin adaletin tecellisi için yargının hizmetine sunumu olarak tanımlamak mümkündür.

Usul Kanunlarında Bilirkişiliğin açıkça bir tanımı yapılmamış olmakla birlikte, mevzuatımıza ilk defa Ceza Muhakemesi Kanununa Göre İl Adlî Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik ile girmiştir. Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde; "Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşünü sözlü ya da yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder" hükmüyle bilirkişi tanımlanmıştır.

Genel mevzuat düzenlemelerine "bilirkişilik" tanımı yeni girmiş olmasına karşın, TMMOB‘nin 1982 yılından beri yürürlükte olan "TMMOB Bilirkişilik-Eksperlik-Hakemlik ve Teknik Müşavirlik" Yönetmeliğinde, "Bilirkişilik"in olmasa bile, "Bilirkişilik Hizmeti"nin tanımı yapılmıştır.

Kamulaştırmaya ilişkin Yönetmelik‘te ise Bilirkişi; "Kamulaştırmaya konu gayrimenkul veya hakkın değerinin belirlenmesi, hususunda uzmanlığa ve teknik bilgiye sahip gerçek kişi mühendis, mimar ve şehir plancıları" olarak tanımlanmıştır.

Yürürlükteki mevzuat hükümlerinden anlaşıldığı üzere bilirkişilik tanımındaki en belirleyici özellik; "özel veya teknik bilgi ya da uzmanlık" sahibi olunmasıdır. Teknik bilgi ve uzmanlık ise esasen konunun mesleki yönünü oluşturmaktadır. Bu bakımdan bilirkişilik etiğinin, başlarken sözünü ettiğimiz meslek etiğinden ayrı düşünülmesinin söz konusu olmadığını bir kez daha yinelemek isterim. Bilirkişilerde aranan genel niteliklerden olan hukuki ehliyetin dışında, yeterlilik, tarafsızlık ve dürüstlük gibi niteliklerin meslek etiğinden bağımsız düşünülmesi olanaklı değildir.

Yine mevzuat hükümlerinden çıkarılan bilirkişilik tanımından yola çıktığımızda yargı erkinin; mesleğin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurmasının kanunen mümkün olmadığını net olarak söyleyebiliriz. Bilirkişi, yargılama prosedürünün içinde hâkimin/yargının ihtiyaç duyduğu konuda başvurduğu bir yardımcı olarak değerlendirilmiştir. Bu yardım kapsamında bilirkişi tarafından davanın ispatına yarayan deliller, maddi olaylar, açık ve net olarak tanımlanmalı, belirlenmeli ve nitelendirilmelidir. Bilirkişinin açıkladığı görüş, usul hukuku ve niteliği yönünden takdiri deliller arasında sayılmaktadır.

 

II. YASAL ÇERÇEVE-YÖNETMELİKLER ve SORUNLARI

Bildiğimiz gibi bilirkişilik kamusal bir hizmettir. Bu hizmetin sunulmasında liyakat, etik ve kamusal bilinç temel öneme sahiptir. Burada, bilirkişiliğe bu kamusal niteliği sağlayan yasal çerçeveden, bu Yasal çerçeveye dayalı çıkarılan ikincil mevzuattan (Yönetmeliklerden) ve sorunlardan özetmek istiyorum. Genel olarak Usul Kanunlarımız, daha özel bir alana özgü olarak da Kamulaştırma Kanunu bilirkişiliğin yasal çerçevesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘nda, bilirkişilerin İl Adli Yargı Adalet Komisyonları tarafından her yıl düzenlenen bir listede yer alan gerçek veya tüzel kişiler arasından seçileceği düzenlenmiş, bu listelerin düzenlenmesi ve listede yer alanların çıkarılmasındaki usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Halen Meclis Komisyonlarında görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısında da benzer bir düzenlemeye yer verildiği bilinmektedir. Bilirkişilik müessesesine ilişkin Usul Kanunlarındaki hükümler elbette ki mühendis, mimar ve şehir plancıları dışındaki meslek ve uzmanlık alanlarını da kapsamaktadır. Bilirkişilikte, meslekler açısından özel bir düzenlemeye Kamulaştırma Kanunu‘nda yer verilmiş, kamulaştırma bilirkişiliği mühendis, mimar ve şehir plancılarına özgülenmiştir. Yine aynı Kanunda, kamulaştırma bilirkişi listelerinin oluşturulmasında ve nitelikleri ve çalışma esaslarına ilişkin Yönetmelik hazırlanmasında TMMOB ve bağlı Odalarına çeşitli görevler biçilmiştir.

Şimdi de az önce sözünü ettiğimiz Kanunlara dayanılarak çıkarılan Yönetmelikleri değerlendirecek olursak;

A) İlk olarak Ceza Muhakemesi Kanununa Göre "İl Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik‘ ten özetmemiz gerekecektir.

Adalet Bakanlığı tarafından 01/06/2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren bu Yönetmelik‘te; ilgili Yasa maddesi gereğince her yıl için İl Adli Yargı Adalet Komisyonları tarafından düzenlenecek olan Bilirkişi Listelerinin hazırlanmasında uzmanlık alanlarına, başvurulabilecek alanların niteliklerine, müracaat usulü ve değerlendirme esaslarına, listelerin oluşturulmasına ve gerekli durumlarda bu listelerde yer verilenlerin çıkarılmalarına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Ancak bu Yönetmelik‘te, bilirkişilik başvurusunda bulunacakların mühendis, mimar ya da şehir plancısı olması halinde TMMOB‘ne üye olup-olmadığı, ilgili Meslek Odası tarafından bilirkişi olarak yetkilendirilip yetkilendirilmediği v.b. hususlar İl Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca her yıl hazırlanan listelere katılım koşulları arasında sayılmamıştır. Bu husus, baştan beri sözünü ettiğimiz bilirkişilik müessesesiyle meslek odaları arasındaki doğal ilişkinin göz ardı edildiği noktalardan biridir. Oysa Yönetmelikte meslek odalarıyla kurulabilecek bir ilişki, bilirkişilik etiğinde eksik bırakılan mesleki boyutun tamamlanmasına katkı koyabilirdi. Yönetmelik‘in bilirkişi olarak atanacaklara ilişkin kriterlerindeki bu eksiklik, bilirkişilik müessesesindeki en önemli sorunlardan biri olan eş-dost tavsiyesi, hatır-gönül ilişkileri çerçevesinde bilirkişi belirlenmesi tarzının devamına olanak sağlamaktadır.

Bu Yönetmeliğin bilirkişilik müessesesinde yaşanan sorunları ortadan kaldırmada yeterli olmadığı, amacı karşılar düzenlemeler içermediği uygulama sürecinde de gözlemlenmektedir.

Söz konusu Yönetmeliğin sözünü ettiğimiz eksik yönleri ve TMMOB‘nin ilgili mevzuatıyla çelişen hükümleri tespit edilerek, TMMOB tarafından dava konusu edilmiştir. Bu davanın halen devam ettiği bilinmektedir.

Bilindiği üzere usul kanunları, usulünü düzenledikleri yargı türüne giren tüm davalardaki bilirkişilik uygulamalarına ilişkin genel esaslar belirlemektedir. Her türlü idari davada, ceza davasında, hukuk davasında tabi olunan yargı türünün usul kanunundaki bilirkişilik hükümleri uygulanmaktadır. Bu hükümler salt bir dava türüne özgü olmadığı için belli bir meslek disiplinine özgü bilirkişilik düzenlemesi yapılmasının oldukça zor olduğunu kabul etmek gerekir. Örneğin bir velayet davası psikoloji, pedagoji gibi disiplinleri ilgilendirebilmekteyken, bir tazminat davası konusuna göre tıp ya da mühendislik v.b. disiplinleri ilgilendirebilmektedir. Ancak usul kanunlarında meslek disiplinlere özgü bilirkişilik düzenlemesi yapılmasının zorluğu, bilirkişilik müessesiyle meslek odaları ilişkisinin yok sayılmasının bahanesi de olmamalıdır. Usul kanunlarında genel olarak meslek odalarına ilişkin yapılacak düzenlemelerle mevcut sorunların aşılması mümkün olabilecektir.

B) Bir dava türüne özgü bilirkişilik düzenlemesi 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15 inci maddesinde yapılmıştır. Usul Kanunlarımızın aksine Kamulaştırma Kanunu‘nun 15 inci maddesiyle özel olarak bir dava türünde, kamulaştırma davalarında bilirkişiliğe ilişkin düzenlemeye gidilmiş olduğundan, bu dava türünün ilişkili olduğu meslek disiplinlerine özgü bilirkişilik düzenlemesi yapılabilmiştir. Bu Kanun hükmüne dayanılarak da "Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik" yayımlanmıştır.

Bu Yönetmelikte; kamulaştırma davalarında bilirkişilik yapacak olanların tanımı yapılmış, bu alanda uzmanlığa ve teknik bilgiye sahip olanlar mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak belirlenmiş, ilgili Meslek Odasınca düzenlenen bilirkişi meslek içi eğitim kursuna katılarak alınan veya TMMOB‘ce denkliği kabul edilen belgeyi "Bilirkişi Yetki Belgesi" olarak tanımlanmıştır.

Böylelikle; Kamulaştırma Bilirkişilerine standart getirilmiş, bilirkişilerin Meslek Odalarınca verilen eğitim sonucu başarılı olan ve Yetki Belgesi verilerek yetkilendirilmiş kişilerden oluşması sağlanmıştır.

Ancak Yönetmeliğin Bilirkişilerde Aranacak Niteliklerin düzenlendiği 5 inci maddesinin (d) bendinde; "26.09.2004 tarihli 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl ve daha fazla süreyle hapis cezasına veya affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar.."dan mahkûm olmamış olmak yönünde bir kriter getirilmiş, bu hüküm ise TMMOB tarafından dava konusu edilmiştir.

Bu hükmün iptalinin istenmesinin gerekçesi ise; "af" ile cezanın bütün sonuçları ortadan kaldırıldığı halde "Affa uğramış olsa bile" ibaresiyle, yasama organının yetkisine bir müdahale niteliği taşıması ve var olan yasal düzenlemelerle çelişmesidir.

 

III. TMMOB ve MMO MEVZUATINDA DURUM ve UYGULAMA

Bilirkişilik müessesine ilişkin mevcut genel mevzuat düzenlemelerinden sonra TMMOB ve temsilcisi olduğum TMMOB Makina Mühendisleri Odası‘nın konuya ilişkin mevzuatı ve uygulamalarından da özetmek gerekmektedir.

A- TMMOB Mevzuatı: Bilindiği gibi; meslek alanlarımızla ilgili bilimsel ve teknik uzmanlığı gerektiren konularda adalet mekanizması üyelerimize başvurmakta ve üyelerimizce hazırlanan raporlar adaletin yerine getirilmesine yardımcı olmaktadır. Yargının teknik konularda doğal olarak doğruya ulaşma talebi doğrultusunda gerekliliği bulunan, mesleki bilgi ve deneyimini adaletin hizmetine sunan meslektaşlarımızın konumunun yasal bir çerçeveye oturtulması her zaman TMMOB‘nin gündeminde olmuştur.

Bu çerçevede 5 Mayıs 2005 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren "TMMOB Bilirkişilik Yönetmeliği" büyük önem taşımaktadır. Bu Yönetmelik ile Bilirkişi Listelerinde yer verileceklerde aranacak nitelikler, bilirkişilerin tarafsızlığı, çalışma ilkeleri ve sorumlulukları, bilgi verme, Bilirkişi Yetki Belgesi ve meslek içi eğitim seminerleri eğitim programları ve ücret ile bilirkişi yetki belgelerinin verilmesi, yenilenmesi ve iptali ile sicillerinin tutulmasına kadar ilkelerin belirlenmesi ve izlenecek usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu çerçeve Yönetmelik, Birliğe bağlı 23 Odamızın Yönetim Kurullarına kendi yönetmelikleri dahilinde işlem yapma görev ve yetkisi de vermektedir.

Bu Yönetmeliğin amaç maddesinde; "Bu yönetmelik kamu kurum ve kuruluşları ile mahkemelerden talep halinde ve tavsiye niteliğinde hazırlanacak bilirkişi listelerinde görev alacak bilirkişilerde aranacak nitelikler ve bilirkişilerin çalışma esaslarını belirleyerek; hizmetin nitelikli sunulması ve kamu yararının korunması amacıyla hazırlanmıştır" hükmüyle kamu yararı hedefi ortaya konulmuştur.

Yine bu Yönetmeliğin "Çalışma İlkeleri ve Sorumlulukları" başlıklı 7 inci maddesindeki; " Bilirkişiler, bilim ve tekniğin gereklerini yerine getirmek, yürürlükteki mevzuata uymak, meslektaşlarıyla ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmakla yükümlüdürler. Bilirkişiler, mesleki davranış ve meslek etik ilkelerine uymak zorundadırlar." hükmüyle, mühendis, mimar, şehir plancıları açısından bilirkişilikteki mesleki etiğin çerçevesi çizilmiştir.

Yine TMMOB‘ce 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 15 inci maddesi ve bu hükme dayanılarak çıkarılan Yönetmelik doğrultusunda çıkarılan "Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacak Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Nitelikleri, Belgelendirilmesi ve Çalışma Koşullarına İlişkin Usul ve Esaslar"la da kamulaştırma davası bilirkişiliklerinde meslek içi eğitim kursları, Bilirkişi Yetki Belgesinin verilmesi, yenilenmesi, iptali ve sicillerinin tutulmasında uyulacak usul ve esaslar belirlenmiştir. "TMMOB Bilirkişilik Yönetmeliği" hükümleri gözetilerek hazırlanan bu "Esaslar"da bilirkişilerin nitelikleri, meslek içi eğitimler ve belgelendirme koşulları, sınav değerlendirme kurulları, belgelendirme, ücret listelerinin hazırlanması, belge iptali ve listeden çıkarılma, sicillerin tutulması, yetki belgesi almış meslek mensuplarının sorumlulukları, çalışma ilkeleri, tarafsızlık, bilgi verme gibi konular çok açık şekilde tanımlanmıştır.

Sözünü ettiğimiz bu düzenlemelerden ayrı olarak TMMOB‘ne bağlı Oda üyelerinin özel kesim ya da kamu kesiminde, özel istek ya da mahkeme kararları üzerine yapacakları mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin koşullarının, ücretlerinin, ödeme biçimleri ve ilişkileri gibi konuların düzenlendiği ve 1982 yılında Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan "TMMOB Bilirkişilik-Eksperlik-Hakemlik ve Teknik Müşavirlik Yönetmeliği"ni de anmadan geçemeyeceğim.

B. MMO Mevzuatı ve Uygulamaları: TMMOB‘ne bağlı Odalarda bilirkişilik uygulamaları bu sözünü ettiğimiz düzenlemeler doğrultusunda yürütülmektedir. Bu çerçevede, TMMOB‘nin 5 Mayıs 2005 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren "TMMOB Bilirkişilik Yönetmeliği"nin Odalara verdiği görev ve yetki doğrultusunda Odamızca hazırlanan "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Makina Mühendisleri Odası Bilirkişilik Yönetmeliği" de 2 Nisan 2009 tarih ve 27188 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur. Bu Yönetmelik‘le, TMMOB‘nin çerçeve Yönetmeliğinin Odamız özelinde uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Yine Odamızca 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 15 inci maddesi ve bu hükme dayanılarak çıkarılan Yönetmelik gereğince hazırlanan " TMMOB Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacak Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Nitelikleri, Belgelendirilmesi ve Çalışma Koşullarına İlişkin Usul ve Esaslar" doğrultusunda kamulaştırma davaları bilirkişiliğine ilişkin meslek içi eğitim kurslarına, Bilirkişi Yetki Belgesi verilmesi, yenilenmesi, iptali ve sicillerinin tutulmasına ilişkin uygulamalar yürütülmektedir.

Odamızın gerek Genel Bilirkişilik ve gerekse Kamulaştırma Davaları Bilirkişiliğine yönelik eğitimleri "Bilirkişilik Eğitimleri" adı altında yürütülmektedir. Odamızca, Genel Bilirkişilik ve Kamulaştırma Davalarında Bilirkişilik Eğitimlerini kapsayan Bilirkişilik Eğitimlerine katılım için ortak Asgari Kriterler belirlenmiştir.

 

Bilirkişilik Eğitimlerimize Katılımda Aranacak Asgari Kriterler:

1. T.C. Vatandaşı olması

2. Başvuru tarihinde yirmi beş yaşından küçük olmaması

3. Medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olması

4. Oda‘ya üye olması

5. Oda‘ya karşı üyelik sorumluluklarını yerine getirmiş olması

6. En az iki yıl mesleki deneyime sahip olması, ilgili konularda Mühendis Yetki belgelerine sahip olması,

7. Affa uğramış olsalar bile basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs gibi bir suç veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma, yalan tanıklık suçlarından biriyle hükümlü bulunmaması,

8. Disiplin yönünden meslekten çıkarılmamış veya meslek icrasından geçici olarak yasaklanmamış olması,

9. Listeye dahil olacağı il sınırları içerisinde ikamet etmesi

10. Bağlı olduğu Şube‘nin Yönetim Kurulu veya Oda Yönetim Kurulu tarafından önerilmesi

11. Başvuru ekinde aşağıdaki belgeleri sunması

a) Nüfus cüzdanı örneği

b) İl çevresinde oturduğu ya da bu ilde meslekî faaliyetlerini yürüttüğüne dair belge

c) Adlî sicil kaydı

d) Uzmanlık alanına ilişkin diploma, ruhsatname, sertifika gibi belgelerin örneği

olarak belirlenmiştir.

Odamızın Genel Bilirkişilik ve Kamulaştırma Davaları Bilirkişilik Eğitimlerinde 2 günlük Temel Bilirkişilik Eğitimi ortak olup bu eğitimlerde bilirkişiliğe ilişkin genel bilgiler verilmektedir. Genel Bilirkişilik ya da Kamulaştırma Davaları Bilirkişilik Eğitimlerine devam edebilmek için Temel Bilirkişilik Eğitiminin başarıyla tamamlanmış olması koşulu bulunmaktadır.

Genel Bilirkişilik Eğitimleri

Ortak Temel Bilirkişilik Eğitimi sonrasındaki Genel Bilirkişilik Eğitimlerimiz Odamız meslek disiplinlerini ilgilendiren dava konularına göre ayrılmaktadır. Bu eğitimler;

·        İş Kazaları,

·        Hasar Tespiti

ü    Yangın-Doğal Afet v.b.

ü    Otomotiv-Trafik Kazası

·        Makina Değerleme (Kıymet Takdiri),

·        Mekanik Tesisat

olarak belirlenmiştir. Bu eğitimlere katılımlarda ve belgelendirmelerde, eğitimin konusunun gerektirdiği mühendislik disiplinine mensup olmak ve Odamızın Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmelikleri uyarınca alınmış Yetki Belgelerine sahip olmak gibi özel kriterler belirlenmiştir. Örneğin makina değerleme bilirkişiliği eğitimlerinde Oda Üyesi Makina, Endüstri ya da İşletme Mühendisi olmak, iş kazası bilirkişilik eğitimlerinde de İş Güvenliği Mühendis Yetki Belgesi sahibi olmak gibi koşullar u aranmaktadır.

Genel Bilirkişilik Eğitimleri- Katılım Koşulları ve Yetkilendirme Kriterleri:

1.     İş Kazaları Bilirkişilikleri için Gerekli Kriterler

·       Oda Üyesi Olmak

·       Asgari kriterlere haiz olmak

·       MMO Temel Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak

·       Aşağıda yer alan şartlardan en az birisini sağlamak:

ü    MMO ve Bakanlık tarafından verilen İş Güvenliği Yetki Belgelerinden birine sahip olmak

ü    Kamu kurum ve kuruluşları veya özel sektör kuruluşlarında İş Sağlığı ve Güvenliği alanında en az 1 yıl süre ile çalışmış olmak

ü    İş Güvenliği alanında yüksek lisans veya doktora programını tamamlamış olmak

·       MMO İş Kazaları Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 Gün)

2.     Hasar Tespitleri Bilirkişilikleri için Gerekli Kriterler

2.1            .   Yangın, Doğal Afet vs. Bilirkişilikleri

·       Oda Üyesi Makina Mühendisi Olmak

·       Asgari kriterlere haiz olmak

·       MMO Temel Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak

·       Yangın Tesisatı Mühendis Yetki Belgesine sahip olmak

·       MMO Yangın, Doğal Afet v.s. Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 gün)

2.2.              Otomotiv, Trafik Kazaları Bilirkişilikleri

·       Oda Üyesi Makina Mühendisi Olmak

·       Asgari kriterlere haiz olmak

·       MMO Temel Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak

·       Aşağıda yer alan şartlardan en az birisini sağlamak:

ü    Araç Projelendirme Mühendis Yetki Belgesine sahip olmak

ü    Kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında araç projelerinin kontrolörlüğünde en az 1 yıl süre ile çalışmış olmak

ü    Üniversitelerin Otomotiv, Motor ve Motorlu Taşıtlar alanlarında öğretim görevlisi olmak

·       MMO Otomotiv, Trafik Kazaları Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 gün)

3. Makina Değerleme (Kıymet Takdiri) Bilirkişilikleri

·       Oda Üyesi Makina, Endüstri ya da İşletme Mühendisi Olmak

·       Asgari kriterlere haiz olmak

·       MMO Temel Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak

·       MMO Makina Değerleme (Kıymet Takdiri) Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 gün)

4. Mekanik Tesisat Bilirkişilikleri

·       Oda Üyesi Makina Mühendisi Olmak

·       Asgari kriterlere haiz olmak

·       MMO Temel Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak

·       Mekanik Tesisat Uzman Mühendis Belgesine sahip olmak

·       MMO Mekanik Tesisat Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 Gün)

·       Mekanik Tesisat alanlarında Bilirkişilik yapacak üyelerimizin o alana ilişkin yetki belgesinin olması gerekmektedir. (Doğalgaz İç Tesisatı, Soğutma Tesisatı, Havalandırma Tesisatı, Klima Tesisatı vd.)

 

Kamulaştırma Davalarında Bilirkişilik Eğitimleri

Ortak Temel Bilirkişilik Eğitimi sonrasındaki Kamulaştırma Davalarında Bilirkişilik Eğitimlerimize katılım ve belgelendirmelerde ise daha özel kriterler aranmaktadır. Bu eğitimlere katılım ve belgelendirmelerde, Oda Üyesi Makina Mühendisi olmak, Mekanik Tesisat Uzman Mühendis Yetki Belgesine sahip olmak, Genel Bilirkişilik Eğitimlerimizden biri olan Mekanik Tesisat konusundaki Bilirkişilik Eğitimlerine katılmış olmak gibi özel kriter olarak belirlenmiştir.

Kamulaştırma Davalarında Bilirkişilik Eğitimleri-Katılım Koşulları ve Yetkilendirme Kriterleri:

·       Oda Üyesi Makina Mühendisi olmak

·       Asgari kriterlere haiz olmak

·       MMO Mekanik Tesisat Uzman Mühendis Belgesine sahip olmak

·       MMO Temel Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (2 gün)

·       MMO Mekanik Tesisat Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 gün)

·       MMO Makina Değerleme (Kıymet Takdiri) Bilirkişilik Eğitimine katılmış olmak (1 gün).

Odamız mevzuatı ve uygulamalarına ilişkin bu bölümünde özet olarak söyleyebileceğim şudur ki; bilirkişilik konusu Odamızca ciddiyetle ele alınmakta, bilirkişilik yapacak üyelerimize Meslek İçi Eğitim Merkezlerimizde eğitimler verilerek, bu eğitimler sonucunda "Bilirkişi Yetki Belgesi" verilmekte, tutulan sicilleri vasıtasıyla bilirkişilik görevleri sırasında mesleki ve etik değerlere, aldığı eğitimlere uygun bir şekilde bilirkişilik yapıp-yapmadığı izlenmektedir.

  

IV. PRATİKTE KARŞILAŞILAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Bilirkişiliğe, genel mevzuat düzenlemelerine, TMMOB‘nin ve Odamızın mevzuat düzenlemeleri ve uygulamalarına ilişkin buraya kadar anlattıklarımın, TMMOB‘nin ve bağlı Odalarının mevcut bilirkişilik müessesesi içerisinde nasıl konumlandırıldığını, aslında nasıl konumlanması gerektiğini ortaya koyduğuna inanıyorum. Özetle söylenebilir ki; mevcut genel mevzuat düzenlemelerinde, bilirkişilik müessesiyle meslek odası arasındaki doğal bağın yeterince yansıması yoktur. Bilirkişilik etiğindeki mesleki boyutun tamamlanması bakımından oldukça gerekli olan bu ilişki, genel mevzuat düzenlemelerinin cevaz verdiği ölçüde TMMOB‘nin ve bağlı Odalarının düzenleme ve uygulamalarıyla oluşturulmaya çalışılmaktadır. Öteden beri sorunlu olagelmiş bilirkişilik müessesesinin iyileştirilmesinin bir ayağı da meslek odalarının bu müessese içerisinde işlevsel kılınmasıdır.

Bu gerçekten hareketle, bilirkişilik müessesesinin meslek odalarından kopukluğunun bilirkişilik müessesinde bugüne dek yaşana-gelen sorunların nedenlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu bölümde, gerek bilirkişilik müessesinde yaşanan genel sorunlar ve gerekse bilirkişiliğe ilişkin TMMOB özelindeki sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durmak istiyorum.

1. Öncelikle bilirkişi belirlemeleri sorunludur. Uygulamada bilirkişileri genellikle hakim değil, Yazı İşleri Müdürlüğündeki kişiler belirlemektedir. Belirlenen kişi, gerçekten uzman mıdır, uzmanlık alanları belirli midir yahut hakimin belirlemek istediği bilirkişi bu mudur, bunlar bilinmemektedir.

2. Belirlenen bilirkişilerin nitelikleri konusunda sorun vardır. İster hakim tarafından ister Yazı İşleri Müdürü tarafından belirlensin, belirlenen bilirkişinin davanın çözümüne elverişli görüşü oluşturabilecek nitelikte olup-olmadığı tesadüfe bağlı kalmaktadır. Bilirkişinin tarafsız olması, taraflara eşit uzaklıkta kalması, objektif olması, konusunda uzman olması, gerçekten o konudan anlayan birisi olması gerekmektedir. Bu nitelikleri kimler tespit edecektir? Bu, durum uygulamadaki önemli sorunlardan biridir.

3. Bilirkişilerin görev alanları net ve açık olarak belirlenmemektedir. Bilirkişi görevlendirilirken "Davanın bilirkişiye tevdiine", "tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapmak üzere bilirkişiye tevdiine" v.b genel ve yuvarlak ifadeler kullanılmakta, bilirkişinin görev alanı açık olarak belirlenmemektedir. Yapılması gereken, dava konusu olgunun çözümünde gerekli olan teknik bilginin ne olduğunun net ve açık olarak ortaya konulmasıdır.

4. Bilirkişiler görev alanlarını bilmemektedir. Bir önceki sorunun bir sonucu olarak bilirkişiler ne yapacağını bilmeden dava dosyasını almaktadır. Bilirkişinin görev alanı net olarak gösterilmediğinden, bilirkişi görevinin ne olduğunu tam olarak anlayamamakta, teknik bilgi yerine, zaman zaman hakimin yerine geçerek, hüküm kurmaktadırlar. Bu durumda, Bilirkişiler hakim, hakimlerde sanki bir noter işlevi görmektedir.

4. Bilirkişiler raporlarını belirlenen yasal sürelerde mahkemelere vermemekte, davaların uzamasına neden olmaktadır. (Bilirkişilerin rapor verme süresi 3 ayla sınırlandırılmıştır.) Raporun süresinde verilmemesi durumunda uygulanacak yaptırımların uygulanıp uygulanmadığı bilinememektedir.

5. Bilirkişi Ücretlerinin mahkemeler tarafından "takdiren" belirlenmesi nedeniyle, her zaman ölçülü ve adil bir ücret belirlemesi yapılamamaktadır. Bilirkişi emeğinin ücretlendirilmesi, bazı davalarda çözüm için kapsamlı bir araştırmayı, laboratuar çalışmasını, teknik-teknolojik analiz çalışmasını gerektirebilmektedir. Bu durumda mahkemeler emeğin yoğunluğunu rutin işler ile karıştırmakta, bilirkişi ücretlerini işin zorluğuna göre ayarlamayarak bütün işleri aynı ücretle değerlendirebilmektedirler. Bilirkişi ücretlendirmelerine ilişkin bu sorunların kökten çözümünün, Usul Kanunlarında yapılacak düzenlemelerle mümkün olduğunu söyleyebiliriz.

Mevcut yasal durumda ise esasen; mühendis, mimar ve şehir plancısı bilirkişiler açısından bu sorunun uygulamada çözümü de oldukça basittir. Mahkemeler ya da hakimlerin takdir yetkilerini kullanırken, TMMOB‘nin "Bilirkişilik-Eksperlik- Hakemlik ve Teknik Müşavirlik Yönetmeliği"ne göre belirlenen ücret tarifesini göz önünde bulundurmaları yeterli olacaktır.

Bilirkişi ücretlerinin tespitinde Meslek Odalarının yayımlayacağı tarifelerin kullanılması, dava konusu bilirkişilik çalışmasının gerçek değerinin tespit edilmesinde en güvenilir yol olacağı gibi bilirkişi ücreti "takdirden" de kurtarılmış olacaktır.

6. TMMOB‘ye bağlı Odaların bilirkişiliğe ilişkin kendi iç mevzuat düzenlemelerini yapmamış olmaları bilirkişilik yapacak mühendis, mimar ve şehir plancılarına ilişkin uygulamalarda sorun teşkil etmektedir. TMMOB‘ ne bağlı bazı Odaların, TMMOB‘nin konuya ilişkin çıkardığı çerçeve Yönetmelik ve Esaslara uygun olarak kendi iç mevzuat düzenlemelerini yaparak, bilirkişi olarak görev yapacak üyelerinin niteliklerini, çalışma esaslarını, uymaları gereken zorunlu meslek ilkelerini düzenleyen güncel ve geniş kapsamlı yönetmeliklerini hazırlamaları gerekmektedir.

7. Adalet Bakanlığı, Mahkemeler, Barolar ile tüm Meslek Odaları arasında koordinasyonun olmaması nedeniyle sağlıklı bir bilgi alışverişi bulunmamaktadır. Bu anlamda koordinasyonu sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.

8. Bilirkişilik konusunu yakından ilgilendiren Usul Kanunlarına ilişkin değişiklik ve taslak çalışmalarının bulunduğu yönünde haberler basında yer almaktadır. TMMOB olarak; bu çalışmalara bilirkişilikle ilgili görüşlerimizin yansıtılmasının sağlanmalı ve konu çok yakından takip edilmelidir.

9. Usul Kanunlarına dayanılarak çıkarılmış ya da çıkarılacak Yönetmeliklerin, kamulaştırma davalarına ilişkin Yönetmelik hükümleri paralelinde hazırlanması sağlanmalı ve TMMOB‘nin görüşlerinin bu yönetmeliklere yansıtılması için çalışma başlatılmalıdır.

10. İl Adli Yargı Komisyonlarınca her yıl bilirkişi listelerinin yenilenmesi aşamasında yerellerde; İKK‘ların olduğu illerde İKK‘lar aracılığıyla, bu organların bulunmadığı illerde ise Oda Birimleri Adli Yargı Komisyonlarıyla ilişkiye geçerek TMMOB‘ ne bağlı Meslek Odalarından eğitilerek belgelendirilmemiş kişilerin görevlendirilmemesini istemeli, bilirkişi çalışmalarının Oda Birimleri tarafından verilmiş listeler üzerinden yapılması sağlanmalı ve bu komisyonlarla koordinasyon içinde olunmalıdır.

 

V. BİLİRKİŞİLERİN ETİK YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Buraya kadar; mevcut bilirkişilik müessesine ilişkin genel bir perspektifi ortaya koymaya çalıştım. Etik ve Bilirkişilik temalı bir etkinlikte en son etik konusuna girmem ilginç gelebilir. Ancak etik gibi bir olgunun, konunun geniş bir perspektifle ortaya konulmasından sonra ele alınması gerektiğine inandığımı başta söylemiştim.

Yine en başta söylediğim gibi yürürlükteki kanunlardaki bilirkişiliğe ilişkin hükümler, yargı ve adalete ilişkin evrensel ilkeler doğrudan olmasa da dolaylı bir biçimde bilirkişiliğe ilişkin genel bir etik çerçeve çizmektedir. Ancak bu genel çerçeve, bilirkişilik etiğinin oluşmasında tek başına yeterli olmayıp, mesleki etik kurallara da ihtiyaç duymaktadır.

Bilirkişilik etiğinin genel gereklerine ilişkin aklımıza ilk gelenleri sıralayacak olursak Bilirkişiler;

1. Tarafsız, objektif ve gerçeğe uygun olarak görevini yapmalıdır.

2. Taraflara eşit mesafede olmalıdır. Hakimin izni ve bilgisi olmadan taraflarla görüşmemelidir.

3. Objektif olmalıdır. Görevini yaparken duygularından arınmış olmalı, acıma, nefret, kin, öfke, dayanışma v.b. duygularla işini yapmamalıdır.

4. Sır saklamalıdır. Görevi nedeniyle kendisine verilen dosyayı ve dolayısıyla öğrendiği bilgileri/sırları saklamak zorundadır. Dosyayı kısman veya tamamen bir başkasına devredemez.

5. Görevini bizzat kendisinin yerine getirme yükümlülüğü vardır. Ancak görevini yürütürken bir başka kişinin yardımına ihtiyaç duyulması halinde, raporunda o kişi ve yaptığı işi açık, net bir şekilde belirtmek zorundadır.

6. İşini özenle ve zamanında yapmalıdır.

7. Görevini bir geçim kapısı, para kazanma alanı olarak görmemelidir.

Bu saydıklarımız bilirkişi etiğinin gereklerine ilişkin ilk akla gelenlerdir. Sayı oldukça çoğaltılabilir. Biz meslek odalarını ve bilirkişilik yapan üyelerini ilgilendiren taraf, bu saydığımız genel gereklilikler yanında meslek etiğinin gereklerine uygunluktur. Bildiğimiz gibi mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı gibi meslek disiplinleri kendi içinde de uzmanlık alanlarına ayrılmaya elverişli meslek disiplinlerindendir. Bu durum en çok da kendi mesleğim olan makina mühendisliğinde söz konusudur. Kendi mesleğimden örnek vermem gerekirse, trafik kazasına ilişkin bir hasar tespit davasında hakimin atanacak bilirkişinin niteliğine ilişkin öngörüsü ancak bir makina mühendisinin atanacağı şeklinde olacaktır. (Hakim mühendis olmadığından bu da gayet doğaldır. Oysa hepimizin de kabul edeceği üzere, her makina mühendisi araçlar konusunda çalışmaz. Makine mühendisliğinin çok çeşitli uzmanlık alanları mevcuttur.) Verdiğimiz örnekte, istediği kadar objektif, dürüst, tarafsız davranmaya çalışsın araçlar konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmadığı halde atanan bilirkişinin oluşturacağı görüşün doğru bir teknik bilgi içermeyeceği açıktır. Mesleki etik gereği, böyle bir durumda söz konusu mühendisin bilirkişilik görevini kabul etmemesi gerekir. Verilebilecek bir diğer örnek de, bilirkişiliğin meslek olarak kabul edilmesidir. Bugün yaşamını tamamen mahkemelerde bilirkişilik yaparak idame ettiren meslektaşlarımızın olduğunu duyuyoruz. Bu meslektaşlarımızın çoğu, mesleklerini icra etmediklerinden, yargıya doğru teknik ve uzmanlık bilgisini sunabilecek niteliklerini kaybettikleri gibi konuyu gereği gibi incelemek için teknik olarak gerekli zamanı da ayıramadıklarını biliyoruz. Konunun bu yönünün yine hakimlerce bilinmesine olanak yoktur. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, bilirkişiler için belirlenen dürüstlük, objektiflik, tarafsızlık gibi genel nitelikler meslek etiğinden bağımsız düşünülemez.

Buradan varacağımız sonuç şudur ki; bilirkişilik yapan meslek mensuplarının bağlı oldukları meslek odalarının düzenlemeleri, mesleki etik kuralları bilirkişilik etiği kapsamında değerlendirilmelidir.

Bilirkişiler için usul kanunlarında düzenlenmiş kurallara uyulmaması, bilirkişilerin bu kanunlarda belirlenmiş görevlerini yapmaması ya da gereği gibi yapmamaları v.b. durumlarda Türk Ceza Kanunu kapsamında suç sayılmış, çeşitli cezai müeyyideler öngörülmüştür. Bu suçların oluşmasında, konunun mesleki boyutunun da önemi vardır. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, bilirkişilik görevini yerine getirirken yürürlükteki mevzuata, Oda ve mesleki etik kurallara uygun davranmadığı tespit edilen üyelerimiz hakkında TMMOB Disiplin Yönetmeliği uyarınca soruşturmalar yürütülmektedir.

 

 Ali Ekber ÇAKAR
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı