BİNALARDA ISI VE SU YALITIMI MUTLAKA UYGULANMALIDIR

Aydın İl Temsilciliği tarafından binalarda yapılması mutlaka gerekli olan ısı yalıtımı ve su yalıtımı uygulamaları konusunda bilgilendirme semineri düzenlendi. 36 üyenin katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Temsilcilik Yürütme Kurulu Sekreteri Fikri Aydın, konuya ilgili geniş bilgi verdi. Enerjinin en etkin ve verimli biçimde kullanılmasının önemine değinen Aydın şunları söyledi: "Türkiye‘de üretilen enerjinin yaklaşık %35‘i sanayide ve %34‘ü konut ısıtılmasında tüketilmektedir. Binalarda tüketilen enerjinin %16‘sı elektrik, %84‘ü birincil yakıtlardır. Konutlarımızda tüketilen bu enerjinin büyük kısmı ise ısıtma ve soğutma amaçlı olmaktadır. Ayrıca Türkiye‘nin enerji üretim-tüketim değerlerine baktığımızda; üretilen enerjinin, ülkemizdeki talebin ancak %39‘unu karşılamakta olduğu görülür. Geriye kalan %61‘i için ise ithalat zorunluluğumuz vardır. Bu değerin 2010 yılında %70‘lere çıkacağı tahmin edilmektedir. 

 Özellikle ilk petrol krizinden sonra batılı ülkelerde inatla uygulanan enerji kazanım politikaları sonucunda toplam enerji kullanımında % 40‘lara varan kazanımlar gerçekleşmiştir." Kullanılan binaların yazın büyük ısı kazançlarına maruz kaldığını ifade eden Aydın, gerek müteahhitler, gerekse ev alan kişilerin bu durumu çoğunlukla göz ardı ettiğini, işin sadece estetik yanına ağırlık verildiğini kaydetti. Aydın: "Durum böyle olunca özellikle inşaat sırasında uygun olmayan yapı malzemesi seçimi ve yapılmayan basit uygulamalar sonucunda binalar; hem ev sahiplerine, hem de çevre üzerine olumsuz yükler getirecektir. Bina cephesindeki duvara sadece 3 cm kalınlığında Ekstrude Polistiren esaslı ısı yalıtım malzemesi takviyesinin ısıl dirençte %320 katlık bir artışa neden olduğu, bunun da enerji tüketiminde yaklaşık %76‘lık bir tasarruf sağladığı görülmektedir. Dolayısıyla basit bir yalıtım elemanıyla, en kötü olasılıkla %50‘ler civarında bir enerji tasarrufunun sağlanabileceği açıktır. Bu, enerji konusunda büyük oranda dışa bağımlı olan ülkemiz için de, kişiler için de küçümsenemeyecek bir rakamdır. Yalıtım için yapılan masraf ise bu tasarrufun yanında önemsiz kalmaktadır. Yalıtımsız binalar delik varil gibidir. Daha fazla ısıtmak için daha fazla yakıtı havaya atmamız gerekmektedir. TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları 2000 yılından itibaren uygulanma mecburiyeti getirilmiş ama hala tam olarak denetlendiği ve uygulandığını söyleyemeyiz. Konutlarda tüketilen toplam enerji miktarı 6 milyar Dolardır. Eğer ısı yalutum tam uygulanabilse; aynı enerji miktarı ile 2 kat daha fazla bina ısıtılabilir. (Yani 3 milyar dolar parayı her yıl havaya atıyoruz) Zararlı soluduğumuz CO2 emisyonları da yarı yarıya azalacaktır. Türkiye‘nin toplam enerji tüketiminde %15 gibi bir tasarruf sağlanır. Bu da küçümsenmeyecek bir rakamdır. Dolayısıyla, binaların enerji performansında yapılacak iyileştirmelerin teşvik edilmesi (örnek olarak yalıtım yapan binalardan 5 yıl emlak vergisi alınmasın) önemle uygulanmalıdır." dedi Bütün binaların enerji performansının ölçülmesi ve sertifikalandırılması gerektiğini belirten Aydın, "Bu sertifikalar 5 yılda bir yenilenmelidir." dedi. Aydın sözlerini şöyle sürdürdü: "Kazan ısıtma-soğutma ve baca sistemlerinin denetimi düzenli yapılmalı, performansları değerlendirilmelidir. Isı yalıtım yönetmenliğine göre, ısı ihtiyaç kimlik belgesi her bina için yapılmalıdır. Bu belge inşaat alım-satım ve kiralama esnasında zorunlu olarak kullanılır hale getirilmelidir. 2000 yılında uygulamaya geçirilen Isı Yalıtım Yönetmeliği‘ne göre yeni yapılan binalarda yalıtım yapma zorunluluğu getirilmiştir. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre hala 8 milyon adet yalıtımsız bina bulunmaktadır. Bu binalar içinde yeni mevzuat ve yaptırım çareleri hazırlanmalıdır. Sonuç olarak binalarda ısı yalıtım yönetmenliğini ciddi olarak uygulamaya geçirebilsek küçümsenmeyecek rakam olan ve dışarı attığımız 3 milyar Doları yatırıma dönüştürsek herhalde ülkemizin kalkınmasındaki hızı arttırmış oluruz. Makina Mühendisleri Odası olarak bu konudaki her türlü katkı ve katılıma hazırız."