BİRLİK VE DAYANIŞMA KOKTEYLİ
Yayına Giriş Tarihi
22 Şubat 2008 Cuma 18:00 - 21:00 saatleri arasında Özgüven Restaurantta gerçekleştireceğimiz Birlik ve Dayanışma Kokteyline üyelerimiz ve davetliler katılarak sohbet edip hoşca vakit geçirdiler.
22 Şubat 2008 Cuma 18:00 - 21:00 saatleri arasında Özgüven Restaurantta gerçekleştireceğimiz Birlik ve Dayanışma Kokteyline üyelerimiz ve davetliler katılarak sohbet edip hoşca vakit geçirdiler. 250 kadar üyemizin katıldığı kokteylde Şube Başkanımız R. Erhan Kutlu konuşma yaptı. Konuşmasında ; Kokteyle katılan üyelerimizle beraber olmaktan duyduğumuz keyfi ve mutluluğu belirterek yeni dönemde yönetim kurulumuza verdiğiniz destek ve güvene teşekkür etti.
Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, kendimize olduğu gibi ülkemize ve halkımıza katkıda bulunabilmek için, bilgiye ulaşmak, ulaştığımız bilgiyi yaygınlaştırmak ve kullanılabilir hale getirmemiz gerektiğini billgiye ulaşmanın başlıca yolları, araştırmak, geliştirmek, paylaşmak ve üretmek olduğunu belirtti.
Şube Yönetim Kurulu Başkanımız R. Erhan KUTLU'nun Birlik ve Dayanışma Kokteylinde yapmış olduğu konuşma yazının devamındadır.
Sevgili Arkadaşlar, Değerli Oda Dostları, Sayın Basın Emekçileri
Şubemizin düzenlemiş olduğu Birlik, Beraberlik ve Dostluk Kokteylimize hoş geldiniz. Yönetim Kurulumuz ve Şahsım adına hepinizi saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.
Öncelikle sizlerle burada beraber olmaktan duyduğumuz keyfi ve mutluluğu belirtmek istiyorum. Yeni dönemde yönetim kurulumuza verdiğiniz destek ve güvene teşekkür ediyor, önümüzdeki çalışma döneminde de bu destek, katkılarınızı bekliyoruz.
Sevgili Arkadaşlarım
Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, kendimize olduğu gibi ülkemize ve halkımıza katkıda bulunabilmek için, bilgiye ulaşmak, ulaştığımız bilgiyi yaygınlaştırmak ve kullanılabilir hale getirmemiz gerekiyor. Bilgiye ulaşmanın başlıca yolları, araştırmak, geliştirmek, paylaşmak ve üretmek olduğunu biliyoruz. Bunun içinde meslek alanlarımızla ilgili kurs, seminer, konferans, söyleşi, panel v.b. eğitimlerle daha çok buluşmamız gerektiğine inanıyoruz.Eski şube binamızı bu nedenle Eğitim Merkezi olarak yeniden düzenliyoruz.Bizim meslek alanlarımızda yeterince birikimimiz var, gelin bu birikimlerimizi paylaşalım, özellikle genç meslektaşlarımıza aktaralım, tartışalım, daha ileriye götürmenin yollarını bulalım ve hep beraber hayata geçirelim.
Sevgili Arkadaşlarım
Siyasal iktidarca izlenen para politikaları ne yazık ki gelinen noktada bize olumlu tablolar göstermemektedir. İhracata yönelik üretim modelleri ucuz kur nedeni ile ithalatı özendirmektedir. Son bir yılda 154 milyarlık ithalatın 112.5 milyar dolarlık bölümü hammaddeye ödenmiştir.Yani ihracatımız daha hızlı bir şekilde artan ithalatla sürdürülmektedir.Üretimi ve rekabet gücünü artırmadan bu olumsuz tablodan kurtulmak mümkün değildir. Ücretlerin bastırılması, başta kamu malları olmak üzere Ülkemizdeki üretim kuruluşlarının satılmasının ekonomik gelişmelere çözüm getirmediğini yaşananlarla görüyoruz. Özelleştirme politikaları Ülkemizin üretim kabiliyetini artırmadığı gibi gerilettiğini, kamu borçları yanı sıra toplumumuzun da gittikçe nasıl çıkacağını bilemediği bir borç batağına hızlı bir şekilde gitmektedir. Üretimin artırılması için başta verimliliğin artırılması gerekmekte, bu da ancak yatırımların artırılması, teknolojinin gelişmesi ile mümkündür. İşte yaşanan bu olumsuzluklar, biz mühendisleri her ne kadar üretim süreçlerinden dışlamaya çalışsalar da, biz tam içinde olmak zorundayız. Yaşadığımız kentin, ülkemizin ve toplumumuzun üretmeye, paylaşmaya, yeni kazanımlara, kısaca biz mühendislere acilen gereksinimi var.
Sevgili Arkadaşlarım
Ne yazık ki hal ve durum böyle iken, Siyasi iktidar bunlara çözüm arayıp bulması, toplumumuzun refah seviyesini ve yaşamını yükseltecek çalışmalarda bulunmasının esas görevi olduğunu unutmuş görünüyor. Ülkemizin sosyo ekonomik bunalımını, kamusal kaynakları ile halkını yoksullaştıran mevcut sömürüyü perdelemeye çalışmaktadır. Böylesi bir gerçeklik içerisinde 'türbanı' diğer tüm sorunlardan, konulardan ve bağlantılardan kopartarak, 'özgürlük' olarak toplumumuzun önüne adeta dayatarak gündemi değiştirmektedir. Bugün öyle bir noktaya gelinmiştir ki, laikliğin hangi biçim ve esneklikleri içermesi gerektiği tartışmaları, "Türban" sorunu üzerinden, modernleşen Türkiye'nin 84 yılının toplumsal kazanımlarını bir kez daha geriye götürülmek istenmektedir. Bu süreçten liberalizm-muhafazakârlık-gericilik ve faşizan eğilimler bir arada beslenmektedir. Bu durumda türban kadınları kapatmanın yanı sıra ülkemizin geleceğini karartmanın, toplumun kutuplaştırılmasının bir aracı olarak kullanılmaktadır. Bu tasarı gündeme geldiği günden beri toplumda bir ayrışma, bölünme ve çatışma potansiyelini de açığa çıkarmıştır. AKP, bu yasayı 'özgürlükten yana olmak ya da karşı olmak' arasına sıkıştırmak istemektedir. Siz eğer özgürlükten ve demokrasiden bahsediyorsanız gelin o zaman her kişi ve her kesim için özgürlük getirecek, anti demokratik yasaları ortadan kaldıracak yeni bir Anayasa çalışmasını toplumun tüm örgütlü kesimleri ile birlikte yaparak hayata geçirelim.
Sevgili Arkadaşlarım
Laikliğin, çağdaş toplumsal düzenin vazgeçilmez en önemli bir unsuru olduğunu biliyoruz. Bize düşen görev, AKP'nin bu tek yanlı demokrasi örtüsünü yırtmak, toplumun tüm kesimleri için özgürlüğü ve demokrasiyi savunmaktır. İnsanımız, ya bu kıskacın etkisiyle kendisine dayatılan tüm olumsuzlukları yaşamaya devam edecek ya da emekten, özgürlükten, adaletten, eşitlikten, demokrasiden, laiklikten, bir arada kardeşçe yaşayan Türkiye'den yana taraf olarak güç birliği yaparak yan yana durup ve birlikte mücadele yapacaktır.
Bir başka etkinliğimizde buluşmak üzere,
Aydınlık, mutlu ve güzel günleri hep beraber yaşamak dileği ile hepinize saygılar sunarım.
R.Erhan KUTLU
MMO Eskişehir Şube Başkanı