"V. YENİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI SEMPOZYUMU" KAYSERİ'DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından on yıldan beri düzenlenen Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumunun beşincisi, 16-17 Ekim 2009 tarihlerinde, Kayseri Hilton Otel'de gerçekleştirildi.

İki gün süren sempozyumun açılış konuşmaları MMO Kayseri Şube Başkanı Ali ALKAN, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Kayseri Ticaret Odası Başkanı H. Ali KİLCİ, Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa ALÇI, EİEİ Genel Müdürü M. Kemal BÜYÜKMIHÇI, TBMM Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Dr. Soner AKSOY tarafından yapıldı.

Odamız Kayseri Şube Başkanı Ali ALKAN, açılışta özetle şunları söyledi:

 "Makina Mühendisleri Odası adına Şubemiz yürütücülüğünde 10 yıldır temiz ve tükenmez enerjiler olan yenilenebilir enerji kaynakları Sempozyumunu düzenleyerek, Makina Mühendisleri Odası toplumsal ve mesleki sorumluluğu bağlamında, bugün ortaya çıkan problemler karşısında da önemi gün geçtikçe artan yenilenebilir enerji kaynakları konusunda, bilimsel, kamu ve sanayideki çalışmaları kamuoyu bilgisine sunmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle enerji üretimi ve tüketimi aşamasında olumsuz çevresel etkilerini azaltıcı bilinç ve duyarlılık konusunda bir sinerji yaratmak uygulamaları paylaşmak ve konunun önemini kamuoyuna aktarabilmek amacıyla yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları sempozyumu düzenlemekteyiz.

Fosil yakıtların bünyesindeki karbon ve bileşikleri enerji üretmek için yakıldığında karbondioksit ve diğer zehirli gazları atmosfere salar, bu gazlar sera etkisine ve küresel ısınmaya neden olurlar.Fosil yakıtların kullanımı önemli ölçüde azaltılıp durdurulmadığı sürece, küresel ısınma uygarlığımız için pek yakın bir gelecekte başa çıkılması çok güç sonuçlar doğuracaktır. Sıcaklığın artması buzulların erimesine, deniz seviyesinin yükselmesine ve pek çok yerleşim yerinin sular altında kalmasına, tarım alanlarının ve yağmur ormanlarının ortadan kalkmasına, çölleşmeye ve pek çok canlı türünün yok olmasına neden olacaktır.

Ayrıca, fosil kaynakların yeryüzünde homojen dağılmamış olması, her geçen gün bu kaynaklara olan talebin artması ve rezervlerinin sınırlı olmasından dolayı devletler arasında uyuşmazlıklar ve savaşlar baş göstermektedir. Özellikle gelişmiş ülkeler bu rezervlerin bulunduğu bölgeleri ellerinde tutmak istemektedirler ve bu yüzden dünya genelinde huzursuzluklar olmaktadır.

Başta ABD olmak üzere güçlü ülkelerin orta doğu başta olmak üzere dünyayı yeniden şekillendirme, Orta Doğu Projesi, Orta Kuşak Projesi gibi projelerin altında yatan temel sebepler büyük ölçekte enerji konusudur. Gelecekte enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi devletlerarasında açıktan ya da gizliden yoğun bir şekilde sürmektedir. Bu mücadele günümüzde açıkça gözlenmektedir.

Bu mücadeleden galip çıkmak ya da hakkımıza ve payımıza düşeni alabilmek ülkemizin gelecek yüzyıllardaki konumu ve durumu için büyük önem arz etmektedir. Bu konuda başarılı olmak sadece bu anlamda yeraltı ve yerüstü enerji kaynaklarına sahip olmakla bitmiyor. Hepimizin geçmiş günlerde şahit olduğumuz gibi bunları üretmek iletmek taşımak bile ülkeler arası büyük stratejik ve siyasi politikalar gerektirmektedir. Üzülerek söylemek gerekirse dünyadaki bu gelişmeler karşısında geliştirdiğimiz politikalar ve stratejilerde çok başarılı olduğumuz ve ülkemiz yararına sonuçlar aldığımız gözlenmemektedir.

Bu sebeptendir ki enerji sektörü devletin ve tüm ilgili kuruluşların birinci öncelikli konusu olmalı ve bu konuda yapılması gereken ne varsa hiç zaman kaybetmeden yapılmalıdır.

Bu gün ve çok yakın gelecekte Yenilenebilir Enerjinin önemi çok daha iyi anlaşılacaktır. "Enerji Bağımsızlığını Kazanmak" neredeyse ekonomik soysal ve siyasi bağımsızlığın olmazsa olmazı haline gelecektir.

Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki TMMOB Makina Mühendisleri Odası, öncelikli temaları hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal ve biyo yakıtlar olmakla birlikte; diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının ve uygulama teknolojilerinin de değerlendirilebileceği, bilimsel bilgilerin yeni teknolojik uygulamalarla ve araştırmalarla ifadelerini bulacağı "Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu" düzenlemektedir. Sempozyumda; konunun ilgili tüm taraflarının katılımıyla, ülkemiz ve kamu yararı gözetilerek bilgi paylaşımının sağlanması, sorunların tespiti ile çözüm önerilerinin sunulması ve kamuoyu ile paylaşılması amaçlanmıştır." 

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ açılışta yaptığı konuşmada katılımcıları selamladıktan sonra şöyle konuştu:

Odanın 42. çalışma dönemi ulusal ölçekli etkinlikleri
"Odamız, yarım asrı aşan tarihinde çağdaş, demokratik, üreten, sanayileşen bir Türkiye yaratılmasına katkıda bulunacak çalışmalar gerçekleştirmeyi ilke edinmiştir. 
Yalnızca örgütlü üyesinden aldığı güç ile çalışmalarını sürdüren Odamız, meslek alanlarına ilişkin olarak kamunun bilgilendirilmesini sağlamaya yönelik platformlar oluşturmakta, oluşan platformlarda yer almakta ve bu platformlarda oluşan görüşleri ilgili yerlere ulaştırmadaki takipçi tavrını sürdürmektedir.

Bu kapsamda 2008/2010 yıllarını kapsayan 42. Çalışma Dönemimizde 12 kentimizde ulusal ölçekli 20 adet kongre, kurultay ve sempozyum düzenlenmesi programlanmıştır. Bu etkinliklerin 10‘u gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. 
Bugün açılışını birlikte yaptığımız bu etkinliğimizi, yarın Konya‘da başlayacak olan V. Makina Tasarımı ve İmalat Teknolojileri Kongresi ve bir hafta sonra Denizli‘de yapılacak olan IV. Bakım Teknolojileri Kongresi izleyecektir.

Kasım ayında ise Zonguldak‘ta Maden Makinaları Sempozyumu, Mersin‘de IV. Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu, Samsun‘da III. Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi, Ankara‘da Kaynak Teknolojisi VII. Ulusal Kongresi ve Kocaeli‘nde VII. Endüstri İşletme Mühendisliği Kurultayı gerçekleştirilecektir.

Bu etkinliklerin sonuçları, 1963‘ten bu yana, TMMOB adına iki yılda bir yapılan ve bu yıl 12–13 Aralık tarihlerinde Ankara‘da düzenleyeceğimiz TMMOB Sanayi Kongresi‘ne taşınacaktır.

Odanın enerji alanındaki çalışmaları
Aynı şekilde Enerji Verimliliği Kongresi, Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu, Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve bu yıl Binalarda Enerji Performansı ana konusu ile düzenlenen Tesisat Mühendisliği Kongremiz ile TMMOB‘ye bağlı diğer Odalarla birlikte düzenlediğimiz birçok etkinliğin sonuçları da yine Aralık ayı içerisinde yapılacak olan TMMOB Enerji Kongresi‘ne taşınacaktır. 
Bu etkinliklerin her biri yoğun çalışmaların, uzun hazırlıkların ürünü olarak gerçekleşmektedir. Harcanan bunca emeğin yöneldiği tek amaç, ülkemizin sanayileşmesi ve demokratikleşmesi, halkımızın mutlu bir yaşam sürmesidir. Örgütsel olarak üzerimize düşen sorumluğun yerine getirilmesidir.

Değerli Katılımcılar, 
Bu etkinlikler yanı sıra Enerji Çalışma Grubumuz her dönem enerji kaynakları ve politikaları üzerine yeni Oda Raporları hazırlamaktadır. Bu raporlarda, konusunda uzman üyelerimizin katkılarıyla sektör ile ilgili mevcut durum değerlendirmeleri yapılmakta ve önerilerimiz kamuoyu ile paylaşılmaktadır. 
Enerji Odamızın eğitim ve belgelendirme çalışmalarında önemli bir yer tutmakta; Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliğimiz uyarınca üyelerimiz eğitime tabi tutulmakta ve belgelendirilmektedir. Belgelendirme faaliyetleri için Oda merkezinde kurduğumuz Personel Belgelendirme Kuruluşumuz, ilgili AB standardı kapsamında TÜRKAK‘a akredite ettirilmiştir. 
Meslek İçi Eğitim Merkezlerimiz vasıtasıyla Jeotermal Enerji Uygulamaları, Güneş Enerjisi Sistemleri, Isıtma Soğutma Havalandırma Tesisatı, Isı Yalıtımı ve Enerji Yönetimi ile Doğalgaz konularında kurslar ve seminerler düzenlenmekte; bu konularda zengin bir yayın faaliyetimiz de bulunmaktadır.

Odamız aynı zamanda, tekniğin gerektirdiği araç, gereç ve cihazları kullanarak enerji yönetimi ve çevre mevzuatı çerçevesinde emisyon ölçümleri de yapmaktadır. Bu çerçevede yürüttüğümüz faaliyetler, AB uyum mevzuatları çerçevesinde TÜRKAK‘a aktedite ettirilmiş ve Odamız A Tipi Muayene Kuruluşu olmuştur.

Son olarak Odamız, 2 Mayıs 2007 tarihli Enerji Verimliliği Kanunu gereğince, 28 Eylül 2009tarihli Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu/EVKK toplantısında alınan kararla, sanayi ve bina sektörlerinde enerji yönetimi kursları düzenlemek üzere yetkilendirilmiş bulunmaktadır. 
Kasım ayı başından itibaren bu kursları açmak üzere ve ayrıca İstanbul Şubemizde yapacağımız kursları altyapı çalışmalarını tamamlayan diğer Şubelerimize yaygınlaştırmak ve B sınıfı olarak düzenlenmekte olan belgeyi A sınıfına yükselmek için hazırlıklarımız da sürdürülmektedir.

Enerji sektöründe ilgili kurum ve kuruluşlarla yakın işbirliği içinde olan Odamız, ayrıca iki dönemdir Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu‘nda temsil edilmektedir. 
Odamız sektörle ilgili yasa ve yönetmelik hazırlık süreçlerine de, konusunda uzman üyelerinin katkısıyla hazırladığı görüş ve değerlendirmeler ile katkıda bulunmaktadır. Kamu yararının bilinçli veya bilinçsiz olarak göz ardı edildiğini değerlendirdiği durumlarda ise Odamız, Anayasa‘nın verdiği yetki çerçevesinde idari yargı yolu ile durumun düzeltilmesi için girişimlerde bulunmaktadır.

Enerji emperyalist sömürü ve siyasetin bir alanı

Değerli Katılımcılar,
Enerjide arz güvenirliği darboğazını yaşayan AB ve diğer büyük ekonomiler için olduğu kadar, özellikle gelişmekte olan ülkeleri de içine alan kriz, enerji yatırımlarında ertelemelere neden olacak ve uzun vadeli hedefler daha mütevazı değerler içinde kalacaktır. 
Diğer yandan günümüzde enerji, uluslararası siyaset ve çelişkilerde stratejik bir boyuta sahiptir. Hemen yanı başımızda Afganistan ve Irak‘ta yaşanan insanlık dramlarının ana nedeni enerji kaynakları üzerindeki egemenlik mücadelesidir. Bu mücadele öylesine kızışmıştır ki,  ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesinden bir senatör, NATO ittifakına dahil bir ülkenin saldırıya uğraması durumunda yapılacak müdahale ile ilgili ünlü 5. madde kapsamına, enerji sorunlarının da alınmasını önermiştir. Kısacası, enerji, dünyayı sömüren emperyalizmin önemli bir gündem maddesini oluşturmaktadır. Bu nedenle enerji dahil bütün alanlardaki dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmaya yönelik öneriler oldukça önem taşımaktadır. 
Enerjide dışa bağımlılık ve fiyatların yüksekliği sanayi ve halka yansıyor
Zira ülkemizde yaşanan nüfus artışı, şehirlere göç ve tüketim toplumu dönüşümü gibi olgular enerji talebimizi ve izlenen yanlış politikalarla birlikte ithalat bağımlılığımızı hızla artırmaktadır. Kriz öncesi % 75 düzeyine kadar ulaşan enerji sektörü dış bağımlılığı, dünyadaki enerji fiyatlarını ülkemiz ekonomisi ve halkı üzerinde önemli bir baskı unsuru haline getirmiştir. Krizle birlikte ülkemiz sanayi üretimindeki hızlı düşüşe paralel olarak enerji tüketimimizin azalmasına rağmen, petrol tekellerinin yarattığı ve Temmuz 2008‘de varili 147 dolara kadar tırmandırılan petroldeki suni fiyat artışları, ülkemizde de doğalgaz ve kömür fiyatları dolayısıyla elektrik fiyatlarının da artmasına neden olmuştur. Zaten eşi görülmemiş dolaylı vergiler altında ezilen sanayicimiz ve halkımızın yaşamı, enerji fiyatlarının yüksekliği ile de sorunlu kılınmıştır.

Her şeye karşın ülkemiz enerji politikasının yeniden şekillendirilmesi ve bu amaçla her türlü önlemin harekete geçirilmesi için önümüzde bir fırsat ve zaman olduğunu düşünebiliriz. Sadece krizlerini ve problemlerini transfer edebildiğimiz gelişmiş ülkeler; bu krizi özellikle yenilenebilir enerji konusunda yatırımların artırılması, Ar-Ge kapasitesinin yükseltilmesi ve istihdam sağlanmasında bir fırsat olarak gördüklerini, yeni stratejiler ve ayırdıkları milyarlarca dolar tutarındaki kamu fonları ile gösterdiler.

Değerli Katılımcılar,

Umarım bu yönelim bizlere de yol gösterici olur. Zira enerjide dışa bağımlı ve gelişmekte olan ülkelerin yegâne çıkış yolu, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve enerji zincirinin her halkasında verimliliği artırmaktır. 
Yenilenebilir enerji kaynaklarımız değerlendirilmeyi bekliyor
Ayrıntılarını arkadaşlarımın ilgili oturumlarda açıklayacakları üzere ülkemiz yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengindir. Sadece su, rüzgâr ve jeotermal kaynaklarımızdan elde edilebilecek kurulu güç olanaklarının iyi değerlendirilmesi ile ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını ciddi ölçülerde azaltması söz konusu olabilecektir. Oysa bugünkü durumda mevcut hidroelektrik potansiyelimizin % 30‘u, jeotermal potansiyelimizin % 3‘ü ve rüzgâr potansiyelimizin % 1‘i ancak değerlendirilebilmektedir.
Devrede olan tesisler ve yatırım aşamasındaki tüm projeler dışında ülkemizde bugün hâlâ değerlendirilmeyi bekleyen 78 milyar kwH hidro elektrik,110 milyar kwH rüzgâr, 75 milyar kwH linyit ve taş kömürü, 15 milyar kwH jeotermal olmak üzere toplam 278 milyar kwH yerli kaynaklara dayalı ilave elektrik üretim potansiyeli mevcuttur. 380 milyar kwH güneşten elektrik üretim potansiyeli de tümüyle değerlendirilmeyi beklemektedir. 
Yine güneş, jeotermal ve rüzgâr kaynaklarından enerji elde etmek için gerekli teknoloji ve ekipmanların büyük bir çoğunluğunun ülkemizde üretimi vardır. Ülkemiz bu alanlarda hizmet sunacak yetkinlikte mühendis ve teknik eleman birikimine de sahiptir. Özellikle bazı kaynaklarda gerekli yatırım maliyetlerinin de düşüklüğü göz önüne alındığında, bu konuda yürütülen tüm çalışmaları oldukça önemli görüyoruz.

Geçtiğimiz aylarda yeni bir yasa taslağı Meclis Komisyonumuzun değerli Başkanı Sayın Soner Aksoy önderliğinde hazırlanarak Meclis Genel Kuruluna kadar getirildi. Sektörde çok heyecan yaratan bu taslak belki bazıları haklı olabilecek nedenlerle askıya alındı. Önerimiz bu taslağın vakit geçirilmeden ilgili tüm kesimlerin görüş ve önerilerini kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde dile getireceği platformlarda tartışılması, Hükümetçe belirtilen hassasiyetlerin kamuoyunda tartışılarak bu yıl bitmeden bir orta yolda buluşulması ve yasanın çıkarılmasıdır.

Orta Vadeli Program ve Strateji Belgesi serbestleştirmeyi amaçlıyor

Değerli Katılımcılar, 
Ülkemizde enerji alanında atılan adımların ne kadar başarı getireceğiyle ilgili önemli soru işaretleri de bulunmaktadır. 
Eylül ayında yayımlanan, 2010–2012 dönemini içeren Orta Vadeli Program‘da, enerji sorununun çözümü için özelleştirmenin tamamlanması, nükleer güç santral yapımına başlanması, doğalgaza aşırı bağımlılığı azaltmak üzere yerli ve yenilenebilir kaynaklara hız verilmesi ve Türkiye‘nin petrol, doğalgaz, elektrik kaynaklarının uluslararası pazarlara ulaştırılmasında transit güzergâh/terminal ülke olması, hedefleri yer almaktadır. 
Ayrıca Yüksek Planlama Kurulu‘nun 18.5.2009 tarih ve 2009/11 sayılı kararı ile yürürlüğe giren "Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Stratejisi Belgesi"nde de ana hedef, enerji sektörünün serbestleştirme adı altında tamamıyla özelleştirilmesidir.

Belgede piyasa mekanizmalarının geliştirilmesi ve kamu elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerinin 2010 sonuna kadar sonuçlandırılması ile kamu elektrik üretim tesislerinin 2009 yılından başlayarak hızla özelleştirilmesi hedefleri ortaya koyulmaktadır.
OVP ve Strateji Belgesi‘ndeki olumlu hedefler piyasa mekanizmasıyla gerçekleştirilemez
Orta Vadeli Program ve Strateji Belgesinde, yerli, yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesiyle ilgili olarak; bütün linyit ve taşkömürü kaynaklarının 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretimi amacıyla değerlendirilmesi, 2023 yılına kadar teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilinecek hidroelektrik potansiyelin tamamının elektrik enerjisi üretiminde kullanımının sağlanması, rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2023 yılına kadar 20.000 MW‘ye çıkarılması, güneş enerjisinin elektrik üretimi içinde kullanılmasının yaygınlaştırılması ve elektrik üretiminde doğalgazın payının % 30‘un altına düşürülmesi hedeflerini oldukça önemli ve olumlu buluyoruz. Ancak bu hedeflerin piyasa mekanizmalarıyla gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Özelleştirme ve serbestleştirme uygulamaları, yatırımları artırmamakta, enerji fiyatlarını ucuzlatmamakta,  kamu tekellerinin yerini uluslararası sermaye ile bağlantılı yerel tekeller almaktadır.

Enerji talebi düşüşüne bağlı elektrik üretimindeki azalma kamu ve halka fatura edildi
İçinde bulunduğumuz kriz koşullarında sektörde yaşananlar bunun en somut örneğidir. Özel sektöre verilen taahhütler nedeniyle, krizden kaynaklı talep düşüşüne bağlı olarak Ocak-Ağustos ayları arasındaki 6,5 milyar kilovat saatlik elektrik üretimi azalışının nerdeyse tamamı kamu santrallerinin üretimi düşürülerek karşılanmıştır.  Ucuza elektrik üreten kamu santrallerinin üretiminin azaltılması elektrik fiyatlarının artmasına da neden olmuştur.
Ayrıca en erken 10–12 yıl içinde devreye geçebilecek, yakıt, teknoloji, depolama, atık v.b. yönlerden riskli ve dışa bağımlı nükleer santrallerin enerji sorununu çözmek bir yana dışa bağımlılığı daha da arttıracağını düşünüyoruz. 
Kamusal planlama, kamusal üretim ve yerli kaynak kullanımı esas alınmalı
Ülke adına karar vericileri, kendilerini, dışa bağımlı enerji politikalarının kolaycılığından kurtararak, kamusal planlama ve kamusal üretimi esas almaya, yerli kaynak kullanımına öncelik vermeye davet ediyoruz. 
Enerji antlaşmaları ülke çıkarları lehine düzenlenir, elektrik enerjisi üretiminde ulusal, kamusal kaynaklar ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilir, enerji verimliliği sağlanır ve ülke ölçeğinde meslek odalarının da içinde yer alacağı bir Master Plan uygulanırsa, emin olalım ki dışa bağımlılık kırılabilecek, elektrik fiyatları düşürülebilecek, enerji yönetimi başarabilecektir.
Sözlerimi bitirirken, bildiri sunacak, seminer verecek ve panelde yer alacak konuşmacılara, delege ve izleyiciler ile katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara, Odamız adına Sempozyumun gerçekleştirilmesini sağlayan Düzenleme, Danışma ve Yürütme Kurulları ile Kongre Sekretaryasına, Kayseri Şube Başkanı, Yönetim Kurulu ve çalışanları ile Oda Enerji Çalışma Grubuna, Oda Yönetim Kurulu ve şahsım adına içtenlikle teşekkür ediyor, etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum."