TMMOB 45. DÖNEM VI. DANIŞMA KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB 45. Dönem VI. Danışma Kurulu Toplantısı, 10 Temmuz 2021 tarihinde "Bilgilendirme ve Genele Durum Değerlendirlmesi ile TMMOB 46. Dönem Olağan Genel Kurulu" gündemleri ile çevrimiçi olarak gerçekleşirildi.

270'in üzerinde Danışma Kurulu Üyesi'nin katılımıyla gerçekleştirilen TMMOB 45. Dönem VI. Danışma Kurulu Toplantısında, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın açılış konuşması ve TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül'ün gerçekleştirdiği bilgilendirmenin ardından sırasıyla;

TMMOB Yönetim Kurulu Eski Başkanları Kaya Güvenç, Bülent Tanık, Mehmet Soğancı; Ali Fahri Özten (TMMOB Yüksek Onur Kurulu), İlter Çelik (TMMOB Denetleme Kurulu), Yunus Yener (MMO Yönetim Kurulu Başkanı), Leman Ardoğan (MO),  Hüseyin Alan (JMO Yönetim Kurulu Başkanı), Erol Salman (ZMO), Erol Özkan (Kırıklareli İKK Sekreteri), Gencay Serter (ŞPO Yönetim Kurulu Başkanı), Ahmet Uncu (Adana İKK Sekreteri), Tunç Erlaçin (Aydın İKK Sekreteri), Ali İpek (HKMO Yönetim Kurulu Başkanı), Doğan Hatun (Diyarbakır İKK Sekreteri), Metin Karadağ (MO), Taner Yüzgeç (İMO Yönetim Kurulu Başkanı), Murat Kapıkıran (ZMO), Mehmet Emin Tümür (MMO), Seyfettin Atar (Mersin İKK Sekreteri), Mustafa Erdoğan (HKMO), A. İrfan Türkkolu (Metalurji ve Malzeme MO Yönetim Kurulu Başkanı), Neşet Aykanat (Eskişehir İKK Sekreteri), Bülent Pala (EMO  Yönetim Kurulu Başkanı), Şevket Demirbaş (JFMO Yönetim Kurulu Başkanı), Aykut Üstün (TMO Yönetim Kurulu Başkanı), Ayhan Yüksel (Maden MO Yönetim Kurulu Başkanı), Aziz Avukatoğlu (Edirne İKK Sekreteri), Helil Kınay (ÇMO), Oğuz Türkyılmaz (MMO), Baki Remzi Suiçmez (ZMO Yönetim Kurulu Başkanı), Yaşar Üzümcü (Gıda MO Yönetim Kurulu Başkanı), Feramuz Aşkın (GEMİMO Yönetim Kurulu Başkanı) söz aldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın VI. Danışma Kurulu'nda yaptığı konuşma ise şöyle;

"45. Dönemde gerçekleştirdiğimiz altıncı ve artık son Danışma Kurulu toplantımıza hoş geldiniz. TMMOB Yönetim Kurulumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçtiğimiz yıl tüm dünyada yaygınlaşan Covid-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında 14 ay boyunca ertelenen Genel Kurulumuzu 30 Temmuz-1 Ağustos 2021 tarihlerinde gerçekleştireceğiz.

İçişleri Bakanlığı ve İl Hıfzısıhha Kurulu kararları doğrultusunda yaşanan bu ertelemeler nedeniyle 45. Çalışma Dönemimiz TMMOB tarihinin en uzun çalışma dönemi olarak kayıtlara geçti.

Hepimiz biliyoruz ki, iktidar partisi kendi kongrelerini hiçbir tedbir olmaksızın tıklım tıklım salonlarda yaptığı bir dönemde, meslek örgütlerine genel kurul yasağı getirilmesinin salgın tedbiriyle açıklanabilir bir tarafı bulunmamaktadır.

Siyasi iktidar barolardan başlayarak meslek örgütlerini dizayn etmeye yönelik bir çaba içindeydi ve bu ertelemeler bunun ürünüydü.

Biz iktidar dayatmasıyla değil, kendi demokratik geleneğimiz ve hukukumuzla yolumuza devam ettik. Ekim ayından bu yana Yönetim Kurulu faaliyetlerini Oda Genel Kurullarında TMMOB Kuruluna seçilen tüm üyelerin katılımıyla sürdürüyoruz.

Genişletilmiş Yönetim Kurulu olarak, Kasım ayında gerçekleştirdiğimiz bir önceki Danışma Kurulumumuzda kabul ettiğimiz Ek Çalışma Programı çerçevesinde çalışma kurullarımızı oluşturduk ve çalışmalarımızı sürdürdük.

Bu özellikleriyle 45. Çalışma Dönemi, TMMOB’nin en uzun çalışma dönemi olduğu kadar, en kalabalık Yönetim Kurulunun bulunduğu, en geniş katılımlı Çalışma Gruplarının oluşturulduğu ve en fazla sayıda etkinliğin gerçekleştirildiği dönem oldu.

TMMOB’nin katılımcı yönetim anlayışını ve demokratik geleneğini sürdürme konusunda çabamıza destek veren tüm Odalarımıza ve Genişletilmiş Yönetim Kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Bir önceki Genel Kurulumuzu gerçekleştirdiğimiz 2018 yılından bu yana geçen 3 yılı aşkın döneme “kriz” damgasını vurdu.

Ekonomiden siyasete, dış politikadan hukuka, çevreden sağlığa kadar her alanda yaşanan derin krizler hepimizin hayatını derinden etkiledi.

OHAL koşullarında gerçekleştirilen 24 Haziran 2018 Seçimleri sonrasında Parlamenter Demokrasinin ortadan kaldırılarak “tek adam rejimi”ne geçilmesi, devlet kurumlarının ve idari yapılanmasının yukarıdan aşağı hızla dönüştürülmesi, TMMOB ve diğer anayasal meslek kuruluşlarının kamu idaresinden dışlanması, hukuk kurumlarının tümüyle siyasallaştırılması ve parti devleti anlayışının egemen hale getirilmesi ile süreklileşmiş bir yönetim krizi ortaya çıktı.

Bu siyasal kriz beraberinde, seçimler öncesinde geçici tedbirlerle ötelenen ekonomik krizi de tetikledi.

Uzun yıllar benimsenen yanlış ekonomi politikaları sürdürülemez hale geldi. Önce kurlardaki yükseliş, ardından buna bağlı ortaya çıkan hayat pahalılığı ve enflasyon, nihayetinde işlerin durması, işyerlerinin kapanması ile ortaya çıkan işsizlik, 3 yıl boyunca ülkeyi adeta kasıp kavurdu.

Pandeminin etkisiyle yaşanan büyük durgunluk, başta ücretli çalışanlar ve işletme sahipleri olmak üzere herkesin büyük bir borç batağına sürüklenmesine neden oldu. İşten atma yasağının kalkmasıyla beraber büyük bir işsizlik dalgasıyla daha yüz yüze bulunuyoruz.

İçeride yaşanan bu siyasal ve ekonomik krizi gündemden düşürmek için dış politikada izlenen müdahaleci, saldırgan politikalar nedeniyle tüm komşularımızla ilişkilerimiz bozuldu.

Suriye ve Libya’da yaşanan savaşların tarafı olunarak ülkemiz sürekli bir savaş durumu içinde tutuldu. Başta meslek örgütleri olmak üzere, barıştan, kardeşlikten yana tavır alan tüm kurum ve kişiler düşmanlaştırılarak hedef gösterildi.

Bilimsel gerçekler ve toplumsal ihtiyaçlar göz önünde bulundurulmadan, tamamıyla rant ve sömürü anlayışıyla hayata geçirilen projeler ile kıyılarımız, ormanlarımız, denizlerimiz, vadilerimiz, derelerimiz, tarım alanlarımız mahvedildi.

Özelleştirme politikalarıyla Şeker Fabrikaları, Tank Palet gibi kamu eliyle yönetilen az sayıdaki sanayi kuruluşları yok parasına elden çıkartıldı.

Diğer kamu kuruluşlarımız ise Varlık Fonuna devredilerek sürekli zarar eden, denetimsiz yapılar haline getirildiler.

Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) ile Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) de özelleştirme kapsamına alındılar.

Kadın mücadelesinin en önemli kazanımlarından birisi olan İstanbul Sözleşmesinden çekilinmesiyle kadınlara ve dezavantajlı gruplara yönelik şiddetin cezasızlığının önü açıldı.

Siyasi iktidar kendisinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen tüm kişi, kurum ve gruplara nefretle saldırarak korku ve şiddeti toplumsal yaşama egemen hale getirdi.

Değerli Arkadaşlar,

Ülke olarak geçtiğimiz üç yıl boyunca birbirine taban tabana zıt iki ayrı Türkiye manzarası ve gündemiyle karşı karşıya kaldık:

İlki, siyasi iktidarın politik ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen ve toplumun yaşadığı sorunlardan tümüyle kopuk sarayın gündemi;

ikincisi ise iktidarın politikaları sonucunda ortaya çıkan işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı ile iç içe geçen halkın gündemi… Bu iki dünya arasındaki uçurum her geçen gün daha da derinleşiyor.

AKP toplumun geniş kesimleri üzerindeki hegemonyasını kaybettikçe kendi dar sınıf çıkarları doğrultusunda politikalar yürüten, kendi siyasal çatışmalarının esiri haline gelmiş bir parti haline dönüştü.

Halkın ekonomik, demokratik, özgürlük temelli talepleri polis şiddetiyle bastırılırken, AKP’nin sırtını dayadığı milliyetçi-muhafazakâr ittifakın dayatmaları ülkenin en önemli öncelikleriymiş gibi davranılıyor.

Rant üzerinden politika yapmanın, halka karşı politika yapmanın, perde arkasından politika yapmanın sonucu, karanlık ilişkiler ve odaklar yaratmaktır.

19 yıldır iktidarda bulunan siyasi partinin kirli karanlık ilişkileri birer birer ortaya dökülüyor. Rant pastası daralınca, yiyecek yeni rant bulamayınca şimdi birbirlerini yemeye başladılar.

Toplumu sindirebilmek, demokratik muhalefeti bastırabilmek, ülkede korku atmosferini egemen kılmak, medyayı kontrol altında tutmak, ülke zenginliklerini yağmalamak, kara paranın dolaşımını ve rant paylaşımını sağlamak için mafya ile kurulan ortaklıklar su yüzüne çıkıyor.

Özgür ve demokratik bir ülke kurabilmenin ilk koşullarından birisi kirli-karanlık ilişkilerle hesaplaşmaktan geçmektedir.

Bu hesaplaşma sadece bu düzeneğin görünür hale gelmiş birkaç aparatının ortaya çıkartılmasıyla değil, devlete egemen olan bütün bir yapılanmanın tasfiye edilmesiyle mümkündür.

Barışı, demokrasiyi, insan haklarını bu topraklarda egemen hale getirmekle mümkündür.

Bizler ülkemizin ve halkımızın geleceğini, yozlaşmış iktidar sahiplerinin insafına, faşist çetelerin çıkar çatışmalarına ve emperyalistlerin kirli emellerine terk etmemek için mücadele ediyoruz.

Bizlerin bu kararlı duruşu, bizlerin ortak mücadelesi gelecek için en büyük umudumuzdur. Ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl saldırırlarsa saldırsınlar bu umudu bizden söküp alamayacaklar.

Değerli Arkadaşlar,

TMMOB olarak geçtiğimiz çalışma dönemi boyunca siyasi iktidarın halkı yok sayan yıkım ve rant politikalarına karşısında ülkemizi, mesleğimizi, meslektaşlarımızı ve geleceğimizi koruyabilmek için mücadele verdik. Birliğimizi hedef alan saldırılara karşı bir kez daha “TMMOB’ye Dokunma” diye haykırarak, iktidar hamlesini püskürttük.

Tek adam rejimine karşı demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve halk egemenliğini; çevre ve halk düşmanı rant projelerine karşı doğayı ve toplumu; ırkçı-gerici-faşist politikalara karşı laikliği, barışı ve kardeşliği; kayyumlara, KHK’lara, hukuksuzlara karşı haklarımızı; sömürü düzenine karşı emeği ve alınterini; ayrımcı, cinsiyetçi, dışlayıcı politikalara karşı eşitlik ve özgürlükleri savunduk, bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz.

45. Çalışma Dönemi boyunca bir yandan toplumsal mücadelelerin aktif bir bileşeni olurken, meslek alanlarımızdaki bilimsel ve teknik birikimleri geliştirebilmek için çabamızı da sürdürdük.

Bu dönem boyunca salgın döneminin kısıtlamalarına rağmen TMMOB’ye bağlı odalarımızda mesleki alanlarımıza ilişkin yüzlerce etkinlik gerçekleştirildi.

Bu zor dönemde üyelerinin haklarına sahip çıkan, üyeleriyle dayanışma içinde olan, üyelerinin hak kaybına uğramaması için gayret gösteren tüm odalarımıza, meslektaşlarımız adına teşekkür ediyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Bu dönemde TMMOB bünyesinde de çok sayıda Çalıştay, Kongre, Kurultay ve Sempozyum düzenlendi. Bu etkinliklerle, yaptığımız açıklamalarla, yayınladığımız raporlarla ülkemizin sorunlarına ilişkin görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık.

Meslek alanlarımızdaki teknik gelişmeleri üyelerimize aktardık. TMMOB’nin değerlerini ve birikimini genç mühendis, mimar ve şehir plancısı meslektaşlarımızla paylaştık.

Yine bu dönemde açtığımız davalar ve yürüttüğümüz hukuki mücadele ile şehirlerimizin, kıyılarımızın, madenlerimizin, tarihi eserlerimizin, kültürel mirasımızın yağmalanmasına karşı önemli davalar kazandık. Üyelerimizin haklarını koruma ve teknik yönetmeliklerin mesleki ilkelere uygunluğu noktasında önemli kazanımlar elde ettik.

Bu dönemde Birliğimiz bünyesinde;

  • Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamızın yürütücülüğünde TMMOB Uluslararası Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi,
  • Makine Mühendisleri Odamızın yürütücülüğünde TMMOB Sanayi Kongresi,
  • Elektrik Mühendisleri Odamızın yürütücülüğünde TMMOB Enerji Sempozyumu,
  • TMMOB bünyesinde oluşturduğumuz düzenleme kurulumuz tarafından yürütülen TMMOB Kamucu Politikalar Sempozyumu,
  • Kadın Çalışma Grubumuz yürütücülüğünde TMMOB Kadın Kurultayı ve Sempozyumu ile Yerel Kadın Kurultayları,
  • Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası yürütücülüğünde TMMOB Dünya Gıda Günü Sempozyumu,
  • 10 Odamızın ortak yürütücülüğünde Dünya Su Günü Sempozyumu,
  • Yapı Denetiminde Hizmet Sunan Odalarımızın yürütücülüğünde TMMOB Yapı Denetimi Sempozyumu,
  • Bilirkişilik Çalışma Grubumuzun yürütücülüğünde TMMOB Bilirkişilik Çalıştayı,
  • TMMOB bünyesinde oluşturduğumuz çalışma grubumuz tarafından yürütülen OHAL KHK’ları ile İhraç Edilen Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Çalıştayı ve İstanbul-İzmir-Diyarbakır Yerel Çalıştayları,
  • TMMOB bünyesinde oluşturduğumuz çalışma grubumuz tarafından yürütülen Kamuda Çalışan Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Sorunları Çalıştayı,
  • TMMOB bünyesinde oluşturduğumuz çalışma grubumuz tarafından yürütülen Ücretli-İşsiz Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Sorunları Çalıştayı,
  • TMMOB bünyesinde oluşturduğumuz çalışma grubumuz tarafından yürütülen Emekli Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Sorunları Çalıştayı,
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalışma Grubu tarafından yürütülen İş Güvenliği Uzmanlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı ve yerel forumları,
  • TMMOB Mühendis, Mimar, Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Kurultayı ve yerel kurultayları,
  • İl Koordinasyon Kurullarımız aracılığıyla Adana, Denizli, Muğla, Kocaeli ve Kars Kent Sempozyumları gerçekleştirildi
  • İş Cinayetleri, Nükleer Santraller ve Salgınla Mücadele gibi konular başta olmak üzere meslek alanımıza ilişkin konularda çevrimiçi paneller gerçekleştirildi.

İki ayda bir düzenli olarak yayınlanan ve TMMOB çalışmalarının güncesi niteliğindeki Birlik Haberleri’nin yanı sıra, ülkemizin ve meslek alanlarımızın gündemine ilişkin yayınlarla üyelerimize ve kamuoyuna sesimizi duyurmaya çalıştık. Farklı alanlarda 22 kitap, broşür, rapor yayınladık.

Değerli Arkadaşlar,

Birliğimizin en önemli çalışma alanlarından biri de, meslektaşlarımızı ve toplumun genelini ilgilendiren yasa, yönetmelik, proje, uygulama ve kararlara ilişkin yürüttüğümüz hukuk mücadelesidir.

45. Çalışma Dönem boyunca başta Kanal İstanbul olmak üzere şehirlerimizin, kıyılarımızın, madenlerimizin, tarihi eserlerimizin, kültürel mirasımızın yağmalanmasına karşı önemli davalar açtık. Üyelerimizin haklarını koruma ve teknik yönetmeliklerin mesleki ilkelere uygunluğu noktasında önemli kazanımlar elde ettik.

Çalışma dönemimiz boyunca mesleki ve özel hayatlarından feragat ederek TMMOB örgütlülüğünü büyütmek için gecesini gündüzüne katan oda yönetim, onur ve denetleme kurullarında görev yapan arkadaşlarıma; şube yönetim kurullarında ve temsilciliklerde görev alan arkadaşlarıma; İKK sekreterlerimize; işyeri temsilcilerimize; omuz omuza emek harcadığımız odalarımızın örgütlü üyelerine; çalışma gruplarında, kongre, sempozyum ve kurultaylarımızın düzenleme ve yürütme kurullarında görev alan arkadaşlarıma; Birlik ve oda çalışanı arkadaşlarıma, TMMOB çalışmalarında bize destek olan bilim insanlarına ve uzmanlara; büyük bir inanç ve özveri ile örgütümüze verdikleri katkılardan dolayı Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ediyorum.

Son olarak salgın döneminde birbiri ardına kaybettiğimiz dostlarımızı saygıyla anıyorum. Anılarını TMMOB mücadelesinde yaşatmaya devam edeceğiz.

Hepinizi en yurtsever duygularımla selamlıyorum. Önümüzdeki dönemdeki çalışmalarımızda hepimize başarılar diliyorum.

Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü,

Yaşasın Mücadelemiz!"

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener'in TMMOB Danışma Kurulu'nda yaptığı konuşma metni: 

"Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına hepinizi saygıyla, dostlukla selamlıyorum.

Nihayet genel kurulumuzu yapacağız. Bildiğiniz gibi, iktidar partisinin kitlesel kongreler yaptığı bir ortamda pandemi gerekçe gösterilerek kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının genel kurulları keyfi olarak ertelenmişti.

TMMOB Yönetim Kurulu ise, Odaların genel kurullarının iradelerini yansıtmak için “İktidar Dayatmasıyla Değil, Genel Kurul İradesiyle Yöneteceğiz” kararını almış ve yönetim kurulunu genişletmişti. Gerek bu nedenle, gerekse 45. Çalışma Dönemi süresince boyun eğmeyen mücadeleci, kamucu çizgisi nedeniyle Birlik Yönetim Kurulu ve sevgili Başkan Emin Koramaz’ı kutluyoruz.

Gerek örgütlülüğümüzün pekişmesi, gerek içinde bulunduğumuz hassas konjontür nedeniyle, genel kurulun en yüksek katılımla toplanması gerekiyor. Bu nedenle Odamız, her zaman olduğu gibi delegelerimizin genel kurula katılımına birinci dereceden önem verecektir.

Daha önce de belirttiğim gibi çok disiplinli alanlarda ortak etkinlikler yapılmasını öneriyoruz. EMO ile beraber düzenlediğimiz Asansör Sempozyumu’ndan sonra önümüzdeki yıl EMO, İMO ve BMO ile ortak Kongrelerimiz olacak, Bursa’da Otomotiv Kongresi, Eskişehirde Raylı Sistemler Sempozyumu.

Genel kurulumuzun, TMMOB’nin hiçbir siyasi gücün arka bahçesi olmayan bağımsız mücadeleci konumunu güçlendireceğine eminiz. TMMOB’nin ülkenin en karanlık dönemlerinde bile gerçekleri açıklamaktan geri durmadığı ve böylece ayakta kaldığı gerçekliği, bizlere bundan sonra da rehber olmalıdır.

Değerli Arkadaşlar,

Mücadelemizin halkçı toplumcu yurtsever bir eksende yürütülmesi gereğini TMMOB tarihine işleyen sevgili Teoman Öztürk’ü yarın anacağız. Teoman ağabey, 27 yıl önce 11 Temmuz 1994 tarihinde aramızdan ayrılmıştı. Teoman Öztürk, kapitalist-emperyalist sömürü ve faşizm karşıtı idi. Halkçı toplumcu mühendislik mimarlık geleneğini arkadaşlarıyla birlikte oluşturarak bizlere devreden bir ağabeyimiz ve öncümüzdü. Bu vesileyle kendisini ve aramızda olan olmayan tüm mücadele arkadaşlarını saygıyla, sevgiyle anıyor ve selamlıyorum.

İnanıyoruz ki TMMOB 46. Olağan Genel Kurulu, O’nun ve arkadaşlarının bizlere devrettiği mücadeleci geleneği sürdürecek kararlar alacaktır.

Değerli Arkadaşlar,

Biliriz, “ipliği pazara çıktı” sözü bir halk deyimidir ve ipliğin güzelce bükülmesiyle üretilen elişlerinin pazarda beğenilmesi içeriklidir. Bu sözün halk arasındaki kullanılışında bir de olumsuz anlamı vardır. Olumsuz anlam göndermesinde hileye işaret vardır, yalan dolanın açığa çıkması vardır, vardır da vardır. İşte ülkemizdeki saray rejiminin ipliği bu anlamıyla pazara çıkmıştır.

“Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz” diyenler, yeni tipte bir faşizm ile İslamcı otokrasi karması, saltanatvari bir keyfi yönetim peşindedirler ancak iplikleri hergün pazara çıkmaktadır.

Zamanında yabancı sermaye ile görüşmeyi, “ülkeyi pazarlamakla mükellef” olduğunu söyleyerek açıklayanlar dış borç rekorları kırdılar.

“Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” diyenler, birçok örnek yanı sıra MKE’nin kamu tüzel kişiliğini anonim şirkete dönüştürerek parçalanması, küçültülmesi, özelleştirilmesi, iktidar-sermaye arpalığı, Tank Palet örneğinde görüldüğü gibi de yabancı sermaye arpalığı haline getirilmesinin yolunu açtılar.

“Neymiş, millet açmış” deyip toplumsal gerçekliklerin üzerini örtmeye çalışanlar, sermaye birikimleri ve şatafatları kabarırken halka “porsiyonları küçültme” tavsiyesinde bulunuyorlar.

Kanal İstanbul felaketi ile bağlantılı olduğu söylenen bir köprü-yol temel atma töreninde, ana muhalefetin Yap-İşlet-Devret ödemelerinin iktidar değişiminde yapılmayacağı sözü üzerine, yeni bir kapitülasyon aracı olan Uluslararası Tahkimin sözünü edip, “söke söke alırlar” diyerek emperyalizme bağımlılığı yüksek sesle teyid ediyorlar. Biliyoruz, NATO toplantısı da emperyalizme bağımlılığın siyasi askeri eksenini açık bir şekilde ortaya koymuştu.

İç çelişkiler, çıkar uyuşmazlıkları, rekabetler, iç ve dış politikadaki başarısızlıklar ve toplumsal direnç eşliğinde kurumsallaştıramadıkları saray rejimini kurtarmak ve tam bir istibdat/baskı rejimi kurmak için yeni bir anayasa peşindeler. Bunun yolunu da “daha neler göreceksiniz neler” benzeri şiddet tehditleri ve eylemleriyle döşemek istiyorlar.

Hatırlayalım, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”, “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” olarak adlandırdıkları rejim değişimini savunurken “istikrar” ve ülkemizin “uçuşa” geçeceği vurguları yapılmıştı.

Oysa şimdi, istikrarsızlığın ve uçuşun çok ötesinde, çok katmanlı bir sosyoekonomik ve siyasi bunalım ile  her alanda usulsüzlük, yolsuzluk, yozlaşma ve çürüme söz konusudur.

Değerli Arkadaşlar,

Sevgili Emin Koramaz konuşmasında benzer içerikte birçok konuya değindi, başka konuşmacılar da değiniyor ve yine değinilecektir. Bu nedenle uzatmayıp, bu mevcut durum karşısındaki görevlerimizi özlüce belirtmek istiyorum.

Saray iktidarı yeni bir Anayasa değişikliği ile bu gerici, rantçı yoz düzenin ömrünü uzatma peşinde ise de önlerinde gerçekte büyük engeller olduğunu görmemiz gerekiyor.

Tekel direnişinden Gezi direnişine, Boğaziçi Üniversitesine, İkizdere direnişine, madencilere, işçi ve çiftçilerden kadınlara, işsiz gençlerden esnaflara, mutlak yoksulluk içindeki insanlarımıza kadar hemen herkesin hoşnutsuz olduğu apaçık ortadadır ve umut bu toplumsal mücadelelerin örgütlü bir hale dönüşmesindedir.

Sömürü ağları ile devlet-siyaset-tarikat/cemaat-medya-mafya ilişkilerinin tamamen tasfiye edildiği; emeğin, bilimin, laikliğin aydınlattığı ve kalkındırdığı başka bir Türkiye dışında yeni veya üçüncü bir yol yoktur.

Yıllardır dile getirdiğimiz gibi, emperyalizmden bağımsızlığı sağlayacak bir siyasi iradenin oluşumu; halkçı toplumcu planlama-kalkınma süreçleri, kamusal denetim ağlarının hakim olması, özetle halk egemenliğinin gerçekleşmesi için mücadele etmemiz gerekiyor..

Özel olarak da TMMOB’nin yurtsever halkçı toplumcu mesleki çizgisi ve örgütlülüğümüzün korunarak sürdürülmesi tarihi bir sorumluluktur diyerek konuşmamı tamamlıyor, genel kurulda buluşmak üzere saygılar sunuyorum."