TMMOB 40. DÖNEM 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI 6 ARALIK'TA TAMAMLANDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin 10 Ekim 2009 tarihinde ertelenen 40. Dönem 3. Danışma Kurulu toplantısı 6 Aralık'ta tamamlandı. 329 kişinin katıldığı Danışma Kurulu toplantısında, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun meslek örgütlerine yönelik hazırladığı rapor ve Odaların seçim süreçlerine ilişkin değerlendirmeler yapıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, 29‘u Danışma Kurulu üyesi olmak üzere 41 kişi söz aldı. Toplantıda konuşan Danışma Kurulu üyeleri sırasıyla şöyle:

"Mehmet Torun (MADENMO), Ali Fahri Özten (HKMO), Emre Mardan (MO), Mehmet Besleme (KMO), Turhan Tuncer (ZMO), Hakkı Atıl (JMO), Atakan Günay (GIDAMO), Tarık Şengül (ŞPO), Şevket Demirbaş (JFMO), Ali Ekber Çakar (MMO), Beşer Baydar (KMO), Cemal Gökçe (İMO), Selçuk Soylu (MMO), Kurtuluş Kaya (EMO), İdris Ekmen (Diyarbakır İKK), Erhan Karaçay (EMO), Hüseyin Atıcı (MMO), Kamer Gülbeyaz (Mersin İKK), Başak Koç (EMO), Pınar Hocaoğulları (EMO), Cemalettin Küçük (TMMOB YK-Metalurji MO), Mehmet Özsakarya (MMO), Necati Şahin (İMO), Tevfik Peker (TMMOB Yüksek Onur Kurulu), Teoman Livaneli (İMO), Musa Çeçen (EMO), Dinçer Mete (MMO), Bahattin Alparslan (MO)"

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın Danışma Kurulu açış konuşması şöyle:

Günaydın Arkadaşlar,

10 Ekim‘de ertelemek zorunda kaldığımız Danışma Kurulu‘nu kaldığı yerden başlatıyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Hepinizi Birlik Yönetim Kurulu adına sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum.

10 Ekim‘de açılışta hem TMMOB‘nin 2 yıllık çalışma dönemine ilişkin örgütümüzün gerçekleştirdiklerini sizlere aktarmış, hem de dünyaya, ülkemize, örgütümüze dair değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmıştım:

Bugün bu açılışta iki konu üzerinde durmak istiyorum.

Birincisi Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu‘nun özetini bildiğimiz raporu, ikincisi de örgütümüzün Genel Kurul süreci.

Evet, Sevgili Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi, Cumhurbaşkanlığı, meslek örgütleri ile ilgili hazırlattığı raporu kamuoyundan ve bizden saklıyor.

Bildiğiniz üzere; Cumhurbaşkanlığı‘ndan Devlet Denetleme Kurulu‘nun, içinde TMMOB‘nin de bulunduğu meslek örgütlerine yönelik hazırladığı araştırma-inceleme raporunun gönderilmesi talebimiz reddedildi. Ret gerekçesi, raporda diğer örgütlerle ilgili bilgilerin de olması ve raporun "gizli damgasına havi bulunmasına" dayandırıldı. Birliğimiz, öncelikle raporun kendisiyle ilgili bölümünün gönderilmesini istemiştir. Kaldı ki meslek örgütlerinin genel kurulları, çalışma raporları ve yayınlarının tümünün kamuya açık olduğu dikkate alındığında "gizlilik" gerekçesinin kabul edilmesi de mümkün değildir.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan ve özeti yayımlanan bu rapor, özü itibarı ile "siyasal iktidara bağlı meslek örgütleri yaratılması"nı hedeflemektedir. AKP iktidarı eliyle kamuda yürütülen siyasal kadrolaşma ve yandaş sermaye yaratma çabasından sonra sıra meslek örgütlerini ele geçirmeye gelmiştir. Ne yazık ki tarafsız bir konumda olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamı da DDK aracılığıyla buna hizmet etmektedir. Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanı seçilmesinin hemen ardından DDK‘ya yaptığı ilk görevlendirmenin meslek örgütlerinin incelenmesi olması da yeterince manidardır.

Tarafımızca sunulan bilgi ve belgelerin gizli bir yanı bulunmamasına karşın, bu bilgilere dayanılarak hazırlanan raporun ne türden gizli bilgiler içerdiği merak konusudur. Meslek örgütlerinin, raporun tamamının gönderilmesi talebinin Cumhurbaşkanlığı tarafından reddedilmesi; raporun hazırlanmasındaki amacı da sorgulanır hale getirmiştir. Raporun ilgili taraflardan saklanması, hiçbir demokratik yönetim açısından kabul edilebilir değildir. Cumhurbaşkanlığı DDK, araştırma-incelemenin ötesinde "gizli bir soruşturma" mı yürütmüştür ki rapor taraf olan kuruluşlara verilmemektedir?

Açıktır ki burada, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlığa sunduğu bu "gizli bilgiler" aracılığıyla, yürütmenin artık gizlenemeyen meslek örgütlerini baskılama, sindirme ve gerekirse seçimlerle işbaşına gelen yönetimleri tasfiyeye yönelme çabalarını kolaylaştıracak, bunun önünü açacak bir faaliyetin doğrudan tarafı haline gelmiştir.

Rapor özetle, meslek kuruluşlarını siyasetle uğraştıkları gerekçesiyle Başbakanlığa ihbar etmektedir. Oysa meslek kuruluşlarına siyaset yasağı darbeci rejimin hazırladığı 82 Anayasası‘yla yürürlüğe girmiştir. Bu yasak daha sonra 1995 yılında kaldırılmıştır. Her fırsatta 82 Anayasası‘na karşı olduklarını söyleyip bu Anayasanın demokratik bir yönde dönüşümünü, hatta yeniden yazımını savunanların, 82 Anayasası‘nı aşan bir tarzda anti-demokratik bir tutumla yetki kullanmaya yönelmeleri, demokrasiden ne anladıklarını yeteri bir açıklıkla ortaya koymaktadır. Buradaki soru: "Darbeci Cumhurbaşkanı‘nın yarım bıraktığı işi Sivil Cumhurbaşkanı mı tamamlıyor?" sorusudur.

Başbakanlığa verilen sözde "Araştırma ve İnceleme Raporu", meslek kuruluşlarının muhalefetini susturmanın ince önermeleri ile bezenmiştir. Bu önermeler, ne DDK üyelerinin ne de Cumhurbaşkanı‘nın görevidir. Çünkü bu makam, Anayasa kuralı gereği ne aktif güncel siyaset yapabilir ne de üniversite kürsüsündeymiş gibi doktriner tartışma yapabilir. Bu Rapor ile Cumhurbaşkanlığı makamı, siyasal iktidarın bir komisyonu gibi veri hazırlamış ve önermelerde bulunmuştur. İktidarın yardımcı organı gibi çalışmış ve siyasette taraf olmuştur.

Cumhurbaşkanı, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamını kullanarak, eski siyasal partisinin ideolojik görüşlerine uygun davranacak meslek odaları yaratmanın yollarını aramaktadır. Hazırlanan DDK raporuyla, kamusal sorumluluğu ön planda tutan meslek odalarını siyasal iktidara bağlamanın altyapısı oluşturulmak istenmektedir. Meslek odalarına sözde daha fazla esneklik sağlanacağı iddiasıyla kurumların yasalarının ortadan kaldırılması, genel geçer tek bir yasal düzenleme yapılması, Meclis‘in dahi yetki sahibi olamayacağı şekilde Bakanlar Kurulu‘nun meslek odalarını biçimlendirmesi önerilmektedir.

Herkes bilmelidir ki; meslek örgütleri seçimlerle iş başına gelen yönetimler tarafından idare edilmekte ve bu yönetimlerin icraatı denetim kurulları başta olmak üzere genel kurullar süreciyle de denetlenmektedir. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, iddia ettiği gibi bilgi demeti oluşturmaya yönelik araştırma-incelemenin ötesine geçerek, bu sürece müdahale etmekte ve bu müdahalenin daha geniş bir çerçeveye oturtulması için öneriler ortaya koymaktadır. Bunun için odalar ve üst birlikler arasındaki ilişki düzeyini vesayet olarak adlandırıp, aslında demokratik bir işleyişi temel alan örgüt bütünlüğü sürecini zayıflatmayı ve buna karşılık olarak da meslek örgütlerini siyasal iktidarın güdümüne sokacak, antidemokratik bir işleyiş modelini önermektedir.

Aslında herkes biliyor; TMMOB 70‘lerden bugüne, ayrıca ve özellikle 1980 faşizmi sonrası yakın tarihimizin her türlü baskıcı, insan haklarını çiğneyen, örgütlenmeyi ezen, demokratik hakları bastıran iktidarlarına karşı muhalif tutum almıştır. Aynı zamanda, meslek sorunlarının genel sorunlardan bağımsız olarak ele alınamayacağı gerçeğinden hareketle, kamu yararı doğrultusunda sorunların çözümü noktasında mücadelesini sürdürmüştür. Bu çizgi, politik ise evet politik tutum aldık ve almaya devam edeceğiz.

Meslek örgütlerinin varlığının, siyasal iktidarın bir parçası olmaması gereken Cumhurbaşkanlığı makamının özel ilgi alanı olmasının gerekçesi kamuoyuna açıklanmalıdır. Kamuoyu denetimi olmayan, baskı altına alınmış bir toplumda demokrasinin yeşermeyeceği ve gelişmeyeceği tarihin bir gerçeği ise, siyasal iktidarı kamuoyu denetiminden korumak tehlikeli bir yoldur. Bu yolun geldiği yer çok açıktır.

Söylemek isteriz: Meslek örgütlerinin etkinleştirilmeleri, geliştirilmeleri için atılacak her adımın öznesi olduğumuz, içinde yer alacağımız bilinmelidir. Bunun yolu  Türkiye‘nin demokratikleştirilmesiyle birlikte bunu içine sindiren idarelerden ve hükümetlerden geçmektedir.

Bizlerin kurumsal kimliğimize yönelik her türden baskıya karşı duracağımızı, Türkiye‘nin demokrasi mücadelesi içerisinde emek ve meslek örgütleri ile birlikte, yüreği insandan ve emekten yana atanlarla omuz omuza olacağımızı, omuz omuza yürüyeceğimizi; dün olduğu gibi bugün de bu yürüyüşümüzde bedel ödemeye hazır olduğumuzu burada bir kere daha hepimiz adına herkese duyuruyorum.

Evet, Sevgili arkadaşlar,

10 Ekim toplantısında da söylemiştim: Örgütümüzün Genel Kurullar süreci başlamıştır.

Genel Kurullarımız, mesleğimizi uygulayarak bilimi ve teknolojiyi halkımızın hizmetine sunmak ve emeğimizin karşılığında insanca bir yaşam düzeyine kavuşmak isteyen biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının, sorunlarımızın üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğumuz umut ve inanç ortamının yaratılmasına, örgütlülüğümüzün gelişmesine ve güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. Ben buna inanıyorum.

Öncelikle görev süreleri tamamlanacak olan yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, TMMOB‘nin bir döneminde kişisel birikimlerini örgütümüzün birikimleri ile harmanlayarak, özel yaşamlarından zaman ayırarak yürüttükleri Oda çalışmaları ve örgütümüze verdikleri katkıdan dolayı Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ediyorum.

Bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek grubunun üyeleri olan biz mühendis, mimar ve şehir plancıları, sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşayan tüm yurttaşlar gibi önemli sorunlarla karşı karşıyayız. İşsizlik, mesleğimizi uygulamada karşılaştığımız engeller ve bunların sonucu olarak mesleki ve ekonomik haklarımızda gerileme bu sorunların başlarında gelmektedir. Sorunlarımız halkımızın sorunlarından ayrı değildir.

Hepimiz biliyoruz: Ülkemizde özellikle son otuz yıldır kapitalist küreselleşmeye uyum adına uygulanan politikalar, uluslararası sermayenin direktifleriyle yönlendirilmektedir. Kısaca IMF ve DB politikaları olarak adlandırdığımız dışa bağımlı bu politikalar emeğin ve halkın büyük çoğunluğunun aleyhine işlemektedir. Kapitalist küreselleşmenin kendi yarattığı küresel kriz ile her şey apaçık ortaya çıkmıştır.

Bu nedenlerle, mesleğimizi uygulayabileceğimiz ortamların yaratılması mücadelesi, yani bağımsızlık, demokrasi, kalkınma ve hakça paylaşma mücadelesi her zaman olduğundan daha fazla önem taşır hale gelmiştir.

Bu nedenler, bu temel ortak gündem maddesi etrafında ortak politikalarımızı belirlemeyi ve ortak mücadeleyi örgütlemeyi ve örgütlenmemizi güçlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Bu ülke insanının TMMOB‘ye ihtiyacı vardır sözünden hareketle; "TMMOB‘nin odalarına, odaların şubelerine, şubelerin çalışmalara aktif katkı koyacak örgütlü üyelere ihtiyacı vardır" sözü şimdi çok daha anlamlıdır. Neoliberal politikalara karşı, gericiliğe karşı, emperyalizme karşı "Başka bir Türkiye, başka bir yaşam mümkündür" demek ve bunun gereklerini yapmak şimdi çok daha önemlidir.

Bir kez daha altını çizerek söylemek gerekiyor: Bu ülkenin dış politikası ABD emperyalizminin talepleri ile şekilleniyor. Ekonomisi kapitalist küreselleşmeye uyum adı altında IMF ve Dünya Bankası‘nın yönlendirmesi altında. Demokrasinin sınırlarını da AB ile ilişkiler ve pazarlıklar belirliyor. Tüm bunlar artık hepimiz tarafından açık olarak biliniyor. Tüm bunların sonucu bağımlılığı arttırıyor, yoksulluğu arttırıyor ve geleceğimize yönelik karanlığı arttırıyor. Geçtiğimiz dönem böyleydi ve ne yazık ki gelecek dönemde de böyle olacak.

Sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkede yaşıyor olmak, bu ülkede bizim gibi meslek örgütlerine de çok daha fazla görev düşmesine, sorumluluklarının artmasına neden oluyor. Tüm yaşanan olumsuzluklara karşı da, hep birlikte, hiç bıkkınlık göstermeden, hiç durmadan, hiç ara vermeden kendi bildiğimiz yolda yürüdük. Devraldığımız onurlu yürüyüşü ve dik duruşu bağlı odalarımızın yöneticileri ve örgütlü üyelerimiz ile birlikte sürdürdük.

Katıldığımız, düzenleyicisi ya da çağrıcısı olduğumuz miting ve benzeri alan etkinliklerinde hep "Bağımsız, demokratik ve özgür bir Türkiye" için yükselttik sesimizi. Emekten ve halktan yana çaba gösteren tüm örgütlerle ilkeli işbirlikleriyle, omuz omuza ve birbirimize omuz atmadan yan yana durarak Türkiye demokrasi mücadelesinin içinde yer aldık.

Ülkemiz ve meslek alanlarımız üzerine düzenlediğimiz etkinliklerle; insana, yaşama ve geleceğimize olan görevlerimizi yerine getirmeye çalıştık. Bağlı odalarımızla birlikte bir yılda 100‘ün üzerinde etkinliğe imza attık. Etkinliklerimizin sonuç bildirgeleri TMMOB‘nin manifestolarıdır. TMMOB‘nin sözü hep emekten ve halktan yana olarak insana, yaşama ve aydınlık geleceğimize yönelik olacaktır.

Sevgili Arkadaşlar,

Bu Danışma Kurulumuz aracılığı ile buradan herkese ve her yere duyuruyorum:

50 yılı aşan deneyimi ve birikiminin ışığında, yetmişlerden beri yarattığı değerler ve mesleki-demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket eden TMMOB, bağlı odaları, odalarımızın şubeleri ve örgütlü üyeleri ile birlikte,

Önümüzdeki dönemde de meslek ve meslektaş sorunlarının halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağını bilerek çalışmalarını yürütecektir.

TMMOB, önümüzdeki dönemde de özgür ve demokratik bir Türkiye özlemiyle emekten ve halktan yana mücadelesini sürdürecektir.

TMMOB, önümüzdeki dönemde de barıştan, dostluktan, dayanışmadan ve bir arada yaşamadan yana etkinliklerin içerisinde aktif olarak yer alacaktır.

TMMOB, önümüzdeki dönemde de toplumsal muhalefetin odağında yer alarak onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir.

TMMOB ve bağlı odalarının tüm yöneticileri ve örgütlü üyeleri bu kararlılık içerisindedir. Bunu herkes bilmelidir.

Sevgili Arkadaşlar,

TMMOB‘ye bağlı odaların seçim süreçlerine girildiğinde aklıma hep büyük şairin dizeleri gelir:

"Gün o gün değil derlenip dürülmesin bayraklar,

Duyduğunuz çakalların ulumasıdır safları sıklaştırın çocuklar"

Hepinize, hepimize kolaylıklar diliyorum.

 

TMMOB 40.DÖNEM III. DANIŞMA KURULU‘NA KATILIM LİSTESİ (10 Aralık 2009)

 

KATILIM SAYISI

TMMOB Yönetim Kurulu

14

TMMOB Yüksek Onur Kurulu

3

TMMOB Denetleme Kurulu

2

TMMOB Genel Sekreterlik

5

Çevre Mühendisleri Odası

10

Elektrik Mühendisleri Odası

35

Fizik Mühendisleri Odası

1

Gemi Mühendisleri Odası

1

Gemi Makina İşletme Mühendisleri Odası

1

Gıda Mühendisleri Odası

8

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

13

İç Mimarlar Odası

7

İnşaat Mühendisleri Odası

57

Jeofizik Mühendisleri Odası

10

Jeoloji Mühendisleri Odası

6

Kimya Mühendisleri Odası

12

Maden Mühendisleri Odası

14

Makina Mühendisleri Odası

79

Metalurji Mühendisleri Odası

9

Meteoroloji Mühendisleri Odası

3

Mimarlar Odası

11

Orman Mühendisleri Odası

2

Petrol Mühendisleri Odası

0

Peyzaj Mimarları Odası

2

Şehir Plancıları Odası

5

Tekstil Mühendisleri Odası

2

Ziraat Mühendisleri Odası

8

İl Koordinasyon Kurulu Sekreterleri

9

TOPLAM

329