MMO ANKARA ŞUBESİ GENEL KURULU TOPLANDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Odamız Ankara Şubesi Genel Kurulu, Metropol Sineması‘nda toplandı. Genel Kurul‘da divan başkanlığına Oğuz TÜRKYILMAZ seçildi. Divan seçiminin sonuçlanmasının ardından açılış konuşmaları yapıldı.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI‘nın yaptığı açılış konuşmaları aşağıdadır.

 

Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ‘ın
Ankara Şube Genel Kurul Konuşması
(19.01.2008)

Sayın Birlik Başkanım,
Sayın Oda ve Şube Yöneticileri,
Sayın Üyeler, Değerli Meslektaşlarım,
Sevgili Basın Mensupları,
Oda Yönetim Kurulu ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada, Odamızda son iki yılda yürütülen çalışmaları, dünya ve ülkemizdeki gelişmeleri, bu gelişmelerin mesleğimiz, meslektaşlarımız, ülkemiz ve halkımız üzerindeki etkilerini değerlendirecek ve daha güçlü bir Ankara Şube ve Oda, üreten, sanayileşen ve hakça bölüşen bir Türkiye için, söz üstüne söz koyacağız. Toplanma amacımız esasen budur.
Öncelikle Şubemizin 2 yıllık çalışma döneminde mesleki denetim ve teknik hizmetlerde başarılı, zaman zaman da sıkıntılar içinde görev yapan Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube çalışanlarına, İl, İlçe Temsilcilerimize, komisyon üyelerimiz, işyeri temsilcilerimiz, Danışma Kurulu üyelerimiz ve Şube çalışmalarına katkı sunan tüm örgütlü üyelerimize teşekkür ediyorum.
Sevgili Meslektaşlarım,
Emperyalist politikaların neden olduğu savaşlar, işgaller, katliamlar ile yoğun sömürü, işsizlik, açlık ve yoksulluğun egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz.  Her ne kadar dünyada artık çok kutupluluğa geçiş başlamışsa da, başını ABD‘nin çektiği küresel kapitalizmin hiçbir ulusal kural, düzenleme ve sınırlama ile karşılaşmayacağı bir sömürü ortamı yaratmak için dünyayı ve ulus devletleri yeniden şekillendirdiği bir dönem söz konusudur.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler, emperyalizmin sömürü ve yağması sonucu, içinde bulundukları borç yükü ve sık sık yaşanan krizlerden dolayı yeniden borçlanma ve borç–faiz cenderesi içindedirler. Temel çerçevesi IMF, Dünya Bankası, OECD, Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa Birliği gibi örgütlenmeler kanalıyla çizilen "küreselleşmeye yapısal uyum programları"nda ücretlerin azaltılması, emek piyasalarının kuralsızlaştırılması, devletlerin sosyal alandan çekilmesi, gümrük vergileri, kotalar ve ithalattaki tüm kısıtlamaların ortadan kaldırılması, kamu işletmelerinin özelleştirilerek yabancı sermayeye yatırım olanakları sağlanması esas alınmaktadır. Böylelikle mühendislik hizmetleri dahil, enerjiden suya, sağlıktan eğitime, sosyal güvenlikten ulaşıma kadar tüm toplumsal hizmetler ticarileştirilerek uluslararası ticarete açılmaktadır.
Çeşitli nedenlerle emperyalizmin programlarına entegre olmayan ülkeler ise dünya ticaretinden dışlanmakta, emperyalist çıkarlar doğrultusunda ülke coğrafyalarının parçalanması için etnik farklılıklar körüklenmekte, dünya halkları birbirine kırdırılmaktadır.

Bunlar da yetmezse küresel dünyanın jandarması, ABD ordusu ve müttefikleri devreye girmektedir. Bildiğimiz üzere Afganistan‘ın işgalini, Irak işgali izlemiştir. Artık tüm bu işgallerin temel nedeninin enerji kaynaklarını ele geçirmek ve ABD hegemonyasını pekiştirmek olduğu bilinmektedir.
Afganistan‘dan sonraki müdahalenin Irak‘la sınırlı kalmayacağı bellidir. Kuzey Afrika ve Ortadoğu‘dan hareketle Orta Asya‘ya ulaşan geniş bir coğrafyada enerji koridorunun denetim altında tutulması hedeflenmekte, bölgemizde İsrail ile birlikte başta İran ve Suriye üzerinde oyunlar oynanmakta, Büyük/Genişletilmiş Ortadoğu Projesi ile Türkiye de bu oyunlara dahil edilmeye çalışılmaktadır.
Bu vesileyle ülkemiz üzerinde oynanan karanlık oyunları ve müsebbibi kim olursa olsun son dönemlerde artma eğilimi gösteren terör eylemlerini nefretle kınadığımızı burada tekrar etmek istiyorum.  Bu saldırılardan zarar gören, yalnızca terör eylemlerinde yaşamını kaybeden ve yaralanan insanlarımız değil, bu topraklar üzerindeki kardeşçe yaşama umudumuzdur, barıştır, demokrasidir. Gün, emperyalizmin oyunlarına düşmemek için bağımsızlık temelinde demokratik toplumsal duyarlılıklarımızı geliştirmenin zamanıdır, bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Ülkemizin laiklik ve etnik milliyetçilik temelinde kamplaştırılmasına dek varan sorunlar yumağında, cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmak, etnik ayrım ve düşmanlıklara prim vermeyerek bir arada kardeşçe yaşamı savunmak, terörü lanetlemek ve sağduyulu demokratik yaklaşımları egemen kılmak sorumluluğuyla karşı karşıyayız.
Değerli Meslektaşlarım,
Türkiye, biraz önce belirttiğim IMF v.d. uluslararası kuruluş ve örgütlerin direktifleriyle 1980‘li yıllardan beri emperyalist ülkeler blokunun çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırılmaktadır.
Ülke kaynakları üretken yatırımlar yerine hizmet ve finans sektörlerine, borç faizlerine aktarılmakta, özelleştirme ve serbestleştirme adı altında tarım alanlarımız, ormanlar, araziler ve biz mühendislerin varlık nedeni ve cumhuriyetin ekonomik atılım hamlelerinin simgesi olan entegre sanayi tesislerimiz elden çıkarılmaktadır.
Üretim ve yatırımdan kopuk politikalarla Türkiye sıcak paranın boyunduruğuna sokulmuş, cari açık GSMH‘nın % 10‘una ulaşmıştır.
Borsaya 1.000$ olarak gelen para hiçbir katma değer yaratmadan bir yıl sonra 1.470$ olarak geri dönmekte, ülke kaynakları spekülatörlere, Türkçe karşılığı ile vurgunculara aktarılmaktadır. Banka sermayesinin yaklaşık % 42‘si ile sigorta sermayesinin % 54‘ü yabancı sermayenin eline geçmiştir.
Aynı şekilde tüm itirazlarımıza karşın imzalanan Gümrük Birliği anlaşması ile ihracatımız ithalata bağımlı hale gelmiş, ülke sanayisi taşeron durumuna sokulmuş, aynı yanlış politikalar AB‘ye üyelik müzakere süreçlerinde de sürdürülmüştür. Bu süreç sosyal devletin tasfiyesi, sanayinin taşeronlaştırılması ve ulusal pazarın tamamen teslimiyeti doğrultusunda yaşanmaktadır. 
Uygulanan yanlış sanayi politikaları, bilimi ve teknolojiyi dışlayarak, ucuz işgücünü sanayinin tek temel rekabet aracı haline getirmiştir. Sanayide çalışanlar, bu sektörde yaratılan katma değerden daha az pay almaktadırlar. Sanayi KOBİ‘lerinin % 46,5‘inde mühendis çalıştırılmamakta, % 22,3‘ünde ise yalnızca bir mühendis istihdam edilmektedir. Biz mühendislerin, sanayi katma değeri içindeki ücretlerinin toplam içindeki payı da son 10 yıl içerisinde % 35,2 oranında azalmıştır. Mühendislik ücretleri de, BM geçim standartları endeksine göre son on yıl içinde % 56,8 oranında düşmüştür. Diğer bir deyişle mühendisler katma değerden daha az pay almaktadırlar ve görece on yıl içinde yoksullaşmışlardır.
Sevgili Meslektaşlarım,
Bu gerçekler Oda çalışma ilkeleri ve çalışma programlarımızın esası olan, meslek ve meslektaş çıkarları ile ülke çıkarlarının kaynaştırılarak ele alınması yaklaşımımızın ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Odamız, bu koşullara karşı yalnızca örgütlü üyesinden aldığı güç ile direnmekte ve meslek alanlarını genişletme mücadelesi vermektedir.
Bugün Odamız, 68 bin üye, 7.500 öğrenci üye, 18 Şube, 51 İl, 32 İlçe Temsilciliği, 21 Mesleki Denetim Bürosu, 1.500 İşyeri Temsilciliği; 160‘a ulaşan LPG‘li araç kontrol noktası; A Tipi Muayene Kuruluşu, Merkez Laboratuvarı, Personel Belgelendirme Kuruluşu, Asansör Kontrol Merkezi Akreditasyonu; 49 noktadaki Meslek İçi Eğitim Merkezleri ve çok sayıda merkezi kurul, komisyon ve birimi ile güçlü bir örgütlenmeye sahiptir.
İşte bu örgütlenme sayesinde Oda olarak mesleki bilgi birikimi ve enerjimizi, meslek alanlarımızın genişletilmesi, mesleki denetim ve teknik hizmetlerin doğru bir şekilde yapılması ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için seferber etmiş bulunuyoruz. 
Kurumsallaşma ve mesleki denetim esaslarını belirleme kapsamında 2000 yılından itibaren tam 27 Yönetmeliği Resmi Gazete‘de yayımlatarak yürürlüğe soktuk ve bu sayede yayınlanmakta ve/veya yürürlükte olan yasa, yönetmelik ve mevzuat çalışmalarına aktif katılım sağlayarak meslek ve meslektaşa yönelik uzmanlık alanlarının tanımlanmasında önemli bir rol üstlendik.
Meslek alanlarımıza giren konularda bu çalışma döneminde 16 ilde 25 adet merkezi düzeyde kongre, sempozyum, kurultay düzenledik. Bu etkinliklerde 20 binin üzerinde üyemizle buluşma olanağı yaratılmış, sergi ve fuarlarda 50 bini aşkın insan Odamızla buluşturulmuştur.
Bu etkinliklerin her birine ait bildiri kitapları ve sonuç bildirgeleri kamuoyunun ve yetkililerin kullanımına sunulmuş ve etkinlerde basılan kitap sayısı 50.000‘e yaklaşmıştır. Dönem içerisinde yapılan yeni bazı hazırlıklar hariç toplam 40 teknik kitabın basımı programlanmış, bu açıdan da bir sıçrama yapılmıştır.
LPG Sistemli Araçların Güvenli Kullanım Kılavuzu, Günlük Yaşantımızda Enerji Verimliliği Kılavuzu gibi meslek alanları ve toplumsal konularla ilgili olarak milyonlarca broşür basılmıştır.
Özelleştirmelerden Erdemir‘e, LPG‘li araçlardan ulaşıma, enerjiye, iş sağlığı ve güvenliğine kadar 14 ayrı konuda Oda Raporu yayınlanarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.
MİEM‘lerimizde kurulduğu günden bu yana 17 konuda 1.582 kurs açılmış, bu kurslara 32.056 üyemiz katılmış, 21.000‘i aşkın üyemiz belgelendirilmiştir. Son 19 aylık zaman diliminde 586 kursa, 11.622 üyemiz katılmıştır. Yalnızca bu çalışma dönemimizde ulaşılan rakamlar, 9 yılın rakamlarının yarısına eşittir. MİEM‘in bir Enstitü‘ye dönüştürülmesi için çalışmalarımız da sürmektedir.
Teknik Hizmetler, Kontrol ve Ölçümler ile SMM Hizmetleri kapsamında uzman üyelerce yapılan Tasarım–Uygulama Projelerinin Mesleki Denetimlerinde de büyük başarılar kaydedilmiştir. Odamızca 2002–2006 yılları arasında kontrol ve ölçümlere ilişkin 8 konuda toplam 2 milyon 168 bin hizmet verilmiştir.
1999 yılından beri yürüttüğümüz LPG‘li araçlara yönelik kontrolleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‘nın 2005 yılındaki Yetki Devri ile birlikte bir üst noktaya sıçramış, 2005‘ten bugüne 2 milyon 100 bin aracın sızdırmazlık kontrolleri, 768 bin aracın da son kontrolleri yapılarak montaj tespit raporları Odamızca onaylanmıştır.
Odamızın da girişimleri ile LPG Piyasası Kanununda gerekli düzenlenmeler yapılmış ve kanunun 15. maddesi uyarınca yürütülen eğitimlerde şu ana kadar 17 bin kişi belgelendirilmiştir.

10 Şubemiz etkinlik alanındaki 30 Belediye ile yapılan protokollere bağlı olarak 2006 yılında 18 bin asansör kontrol edilmiştir.
Bütün bu rakamlar Oda çalışmalarının ulaştığı boyutu göstermesi açısından çok önemlidir, asla küçümsenemez. Gurur duyarak söyleyebiliriz, kurumsallaşarak ilerliyor, eksikliklerimizi kurumsal olarak giderecek yönelimleri benimsemiş bulunuyoruz.
Emekli üyelerimizden yeni mezunlara dek üyelerimize iş olanakları yaratma yanı sıra yeni iş alanları açmak; meslek alanlarımızın IMF, DB, DTÖ, AB programları uyarınca daraltılmak istenmesine karşı yurtsever temelde çok yönlü mücadele yürütmek Oda çalışma programlarımızın ruhunu oluşturmaktadır.
Cumhuriyetin ekonomik kazanımlarının korunmasından stratejik önemi bulunan tarım ve sanayi kuruluşlarının özelleştirilmesine kadar bütünlüklü bir yurtsever toplumcu çizgi izleyerek mesleki, sosyal ve örgütsel sorumlulukları kaynaştırarak yürüyoruz.
Odamız TMMOB ve emek ve demokrasi güçleri içinde örnek ve etkin bir Oda olarak yer almakta; kamu kurum ve kuruluşları ve toplum nezdinde, yürüttüğü mesleki denetim ve teknik hizmetler ve diğer etkinlikleri ile saygın bir konuma erişmiştir.
TMMOB ve bağlı Odalara yönelik siyasal iktidar mekanizmalardaki ön yargılı siyasi yaklaşımlara karşın LPG, Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Üretiminde Kullanımı, Enerji Verimliliği gibi kanun ve ilgili yönetmeliklerde Odamızın birinci dereceden katkıları bulunmaktadır.
Mesleki denetimin gereği kamu kuruluşlarına benimsetilerek sürekli olarak yeni iş olanakları yaratılmış, mesleki denetimin ulusal ve uluslararası tanınırlığı doğrultusunda önemli adımlar atılmıştır.
Uzmanlık alanlarımıza giren mekanik tesisat, AİTM Projeleri, asansör, LPG, doğalgaz uygulamaları v.b. alanlarda yürütülen SMM Hizmetleri ile belirttiğim kanun, yönetmelik ve ikincil mevzuat hazırlama süreçleri, LPG‘li araç denetimleri, LPG piyasası personeli eğitimleri, iş güvenliği, yapı denetiminde çalışanların eğitimi alanlarında özellikle 2000 yılı sonrasında 10 bini aşkın üyemize yeni iş alanları yaratılmıştır.
Odamız özelleştirmelere karşı da aktif tutum almış; SEKA, ERDEMİR ve TELEKOM‘a yönelik raporlar yayınlamış, araç muayene istasyonları/hizmeti ve ERDEMİR özelleştirmelerine yönelik Danıştay‘dan bir çok yürütmeyi durdurma kararı verilmesine yol açan ve halen süren davalar açmış, TÜPRAŞ ve, TELEKOM davalarına müdahil olmaya çalışmış, EGO, İGDAŞ ve diğer özelleştirmelere ilişkin açıklamalarla ülke çıkarları, kamu ve sanayinin yanında tavır almıştır.
Sevgili Meslektaşlarım,
Oda olarak yüreği ülkemiz ve halkımızdan yana atan tüm demokratik oluşumlarla birlikte emperyalist politikaların seçeneksiz olmadığını, başka bir Türkiye ve dünyanın mümkün olduğunu her platformda dile getirdik, emek ve meslek örgütlerinin hemen her etkinliğinde yer aldık. Son olarak da iki gün önce, bebeklerin emzirdiği sütten mezarda emekliliğe, sağlıkta soyguna, emeklilik ücretlerinde düşüşe ve daha bir çok sosyal soruna yol açacak olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısına karşı TMMOB çatısı altında yürüdük.
Ülke sanayisinin bitirilerek ulusal kaynaklarımızın talan edilmesine, sosyal devletin tasfiyesine, meslek alanlarımızı da saran işsizliğe, gelir bölüşümündeki adaletsizliğe, meslek uygulama alanlarımızın daraltılmasına, teröre, anti-demokratik uygulamalara, kısacası halkımız ve ülkemiz aleyhine şekillenen tüm politikalara karşı bu ülkenin aydınlık güçleriyle birlikte saf tuttuk.

Yaşadığımız onca sıkıntı arasında, ileriye bakma ve daha çok çalışma isteği yaratan gelişmeler ve örgütlü gücümüz bizler için hep yol gösterici olmuştur. Makina Mühendisleri Odası, yeni çalışma döneminde de, örgütünden ve üyelerinden aldığı güçle, karamsarlığa kapılmadan, tüm güçlüklere göğüs gererek direnmesini bilecektir.
Değerli Meslektaşlarım,
Genel Kurullarımız bir demokrasi şölenidir, böyle değerlendirilmelidir. Emperyalist politikalar ve ülkemizin karanlık bir geleceğe sürüklenmeye çalışıldığı toz bulutu arasında, bu ülkenin emekten ve insandan yana olan güçleri olarak, her zamankinden daha dik ve kararlı bir şekilde "gün birlik, dayanışma ve mücadele günüdür" diyorum.
Sevgili Meslektaşlarım,
Bütün üyelerimizi, bütün meslektaşlarımızı, Odamızın anti-emperyalist, yurtsever, bağımsızlıkçı, toplumcu çizgisine, mühendislik ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda bizlere destek vermeye, çizgimizi ve birliğimizi daha daha güçlendirmeye çağırıyorum.
Yeni kuşaklara güzel bir gelecek bırakmak için genel kurulumuzun başarılı geçmesini diliyor, hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.


TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI‘nın
MMO Ankara Şube Genel Kurul Konuşması
(19.01.2008)

Sevgili Arkadaşlar,

Çift yılların ilk beş ayı TMMOB ortamı açısından bir demokrasi şöleninin gerçekleştiği aylardır. Şubelerimizden başlayıp, Odalarımıza oradan da TMMOB‘ye uzanan Genel Kurul süreçlerinin yaşandığı aylar içerisindeyiz.

Genel Kurullarımız, mesleğimizi uygulayarak bilimi ve teknolojiyi halkımızın hizmetine sunmak ve emeğimizin karşılığında insanca bir yaşam düzeyine kavuşmak isteyen biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının, sorunlarımızın üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğumuz umut ve inanç ortamının yaratılmasına, örgütlülüğümüzün gelişmesine ve güçlenmesine katkıda bulunacaktır. Buna inanıyorum.

Bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek grubunun üyeleri olan biz mühendis, mimar ve şehir plancıları, sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşayan tüm yurttaşlar gibi önemli sorunlarla karşı karşıyayız. İşsizlik, mesleğimizi uygulamada karşılaştığımız engeller ve bunların sonucu olarak mesleki ve ekonomik haklarımızda gerileme bu sorunların başlarında gelmektedir. Sorunlarımız halkımızın sorunlarından ayrı değildir.

Hepimiz biliyoruz: Ülkemizde özellikle son yirmi beş yıldır kapitalist küreselleşmeye uyum adına uygulanan politikalar, uluslararası sermayenin direktifleriyle yönlendirilmektedir. Kısaca IMF politikaları olarak adlandırdığımız dışa bağımlı bu politikalar emeğin ve halkın büyük çoğunluğunun aleyhine işlemektedir.

Bu nedenlerle, mesleğimizi uygulayabileceğimiz ortamların yaratılması mücadelesi, yani bağımsızlık, demokrasi, kalkınma ve hakça paylaşma mücadelesi her zaman olduğundan daha fazla önem taşır hale gelmiştir.

Bu nedenler, bu temel ortak gündem maddesi etrafında örgütlülüğümüzü güçlendirmeyi, ortak politikalarımızı belirlemeyi, ortak mücadeleyi örgütlemeyi ve örgütlenmemizi güçlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Bu ülke insanının TMMOB‘ye ihtiyacı vardır sözünden hareketle; "TMMOB‘nin odalarına, odaların şubelerine, şubelerin çalışmalara aktif katkı koyacak örgütlü üyelere ihtiyacı vardır" sözü şimdi çok daha anlamlı. Neoliberal politikalara karşı, gericiliğe karşı, darbe özlemcilerine karşı "Başka bir Türkiye, başka bir yaşam mümkündür" demek ve bunun gereklerini yapmak şimdi çok daha önemli.

Ortalama bir Avrupa ülkesinde 50–60 yılda yaşanabilecek olaylar bizim ülkemizde bir yıla sığabiliyor. Hrant Dink suikastı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Anayasa Mahkemesi‘nin 367 kararı, askerlerin e-muhtırası, geniş katılımlı cumhuriyet mitingleri, 22 Temmuz erken genel seçimleri ve tek başına 2. AKP hükümeti, Abdullah Gül‘ün Cumhurbaşkanı olması, karakol baskınları, çözülemeyen ve giderek içinde şiddeti arttıran Kürt sorunu, artan milliyetçilik, ABD‘nin, Dünya Bankası‘nın, IMF‘nin ülkemiz üzerinde her geçen gün artan müdahaleleri, yurtdışı askeri operasyonlar, meslek alanlarımız ile ilgili hiç de emekten insandan yaşamdan yana olmayan yeni düzenlemeler, yoksulluğun, işsizliğin giderek artması 2007 yılında yaşadıklarımızdan yalnızca bir kısmı.

Bu yaşananlar ve yaşatılanlar tüm dünyayı bir karabasana sokan kapitalist küreselleşmenin ülkemize yansımalarıdır. Birbirinden farkı olmayan, ABD‘ci, IMF‘ci siyasal iktidarların; 12 Eylül zihniyetinin uzantısı politikaların sonucu 2008‘de yaşayacaklarımız da bunlardan çok farklı olmayacaktır ne yazık ki...

Bir kez daha altını çizerek söylemek gerekiyor: Bu ülkenin dış politikası ABD emperyalizminin talepleri ile şekilleniyor. Ekonomisi kapitalist küreselleşmeye uyum adı altında IMF ve Dünya Bankası‘nın yönlendirmesi altında. Demokrasinin sınırlarını da AB ile ilişkiler ve pazarlıklar belirliyor. Tüm bunlar artık hepimiz tarafından açık olarak biliniyor. Tüm bunların sonucu bağımlılığı arttırıyor, yoksulluğu arttırıyor ve geleceğimize yönelik karanlığı arttırıyor. 2007‘de de böyleydi ve ne yazık ki 2008‘de de böyle olacak.

Tüm bu hızlı gelişmeler; sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkede yaşıyor olmak, bu ülkede bizim gibi meslek örgütlerine de çok daha fazla görev düşmesine, sorumluluklarının artmasına neden oluyor. Tüm yaşanan olumsuzluklara karşı da, hiç bıkkınlık göstermeden, hiç durmadan, hiç ara vermeden biz kendi bildiğimiz yolda yürüdük. Devraldığımız onurlu yürüyüşü ve dik duruşu bağlı odalarımızın yöneticileri ve örgütlü üyelerimiz ile birlikte sürdürdük.

Katıldığımız, düzenleyicisi ya da çağrıcısı olduğumuz miting ve benzeri alan etkinliklerinde hep "Bağımsız, demokratik ve özgür bir Türkiye" için yükselttik sesimizi. Taksim‘in yeniden 1 Mayıs alanı olması; 3 Kasım‘da gerçekleştirdiğimiz "Özgür, Demokratik ve Eşitlikçi bir Türkiye" mitingi; ABD, Dünya Bankası, IMF politikaları ve Irak‘ın işgaline karşı yaptığımız kitlesel basın açıklamaları bunlardan yalnızca bazıları. İlkeli işbirliklerle oluşturduğumuz ve emekten ve halktan yana çaba gösteren tüm örgütlerle omuz omuza ve birbirimize omuz atmadan yan yana durarak Türkiye demokrasi mücadelesinin içinde yer aldık. Tamamında TMMOB‘nin kırmızı üzerine sarı yazılı pankartını TMMOB kadroları onurla taşıdı.

Ülkemiz ve meslek alanlarımız üzerine düzenlediğimiz etkinliklerle; insana, yaşama ve geleceğimize olan görevlerimizi yerine getirmeye çalıştık. Çevre Sempozyumu, Mühendislik, İstihdam ve Ücretlendirme Sempozyumu, AB Süreci Karşısında Emek Sempozyumu, Yerel Yönetimlerde Dönüşüm Sempozyumu, Enerji Sempozyumu, Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi, Türkiye‘de Özelleştirme Gerçeği Sempozyumu, Denizcilik Sorunları Sempozyumu, Jeotermal Kongresi, Afet Sempozyumu, Sanayi Kongresi iki yıllık çalışma dönemimizde 2007‘nin payına düşenler oldu. Yine 2007‘de kente yönelik olarak İKK‘larımız aracılığı ile Bursa, İstanbul, Ankara ve Kocaeli Kent Sempozyumlarını gerçekleştirdik. Bunlar yalnızca TMMOB‘nin düzenleyicisi olduğu etkinliklerdi. Bağlı odalarımızla birlikte bir yılda 100‘ün üzerinde etkinliğe imza attık. 2008‘de de bunları sürdüreceğiz. Etkinliklerimizin tümü kitap haline getirilerek, kamuoyu, uzmanlar ve siyasi karar vericilere iletildi. Etkinliklerimizin sonuç bildirgeleri TMMOB‘nin manifestolarıdır. TMMOB‘nin sözü hep emekten ve halktan yana olarak insana, yaşama ve aydınlık geleceğimize yönelik olacaktır.

Sadece bunlarla kalmadık. Oda temsilcilerinden oluşturduğumuz çalışma gruplarımızın çalışmaları ile gerek meslek alanlarımıza yönelik, gerekse ülkede yaşananlara ilişkin olarak bilimsel bilgiyi rehber edinerek oluşturduğumuz yüzlerce görüşü ve basın açıklamasını kamuoyunun bilgisine sunduk. WEB sayfamızı haber sitesi haline getirdik. Kurduğumuz TMMOB Radyo ile görüşlerimizi internet üzerinden sesli olarak üyelerimize ve kamuoyuna anında ilettik.

Hukuksal alanda; Cargill, Kalkınma Ajansları, jeotermal sahaların kullanım haklarının devredilmesi, İpekyolu Vadisi Serbest Bölgesi kararları, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik‘in bazı maddelerinin iptali, Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği‘nin "sicil durum belgesi istenmesi" başlıklı maddesini değiştiren yönetmeliğin iptali istemiyle açtığımız davalar hep bizim lehimize sonuçlandı. Yanlış gördüğümüz uygulama ve yönetmeliklere yönelik açtığımız davaların çoğunu kazandık. Çıkarılmaya çalışılan tüm yasalara karşı olumlu olumsuz görüşlerimizi kamuoyuna, siyasi karar vericilere ilettik. Meslek alanlarımız ile ilgili çıkan tüm yönetmelikleri izledik. Çok donanımlı bir hukuk birimimiz var artık.

Sevgili arkadaşlar,

Bu Genel Kurulumuz aracılığı ile buradan herkese ve her yere duyuruyorum:

50 yılı aşan deneyimi ve birikiminin ışığında, yetmişlerden beri yarattığı değerler ve mesleki-demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket eden TMMOB, bağlı odaları, odalarımızın şubeleri ve örgütlü üyeleri ile birlikte,

Önümüzdeki dönemde de meslek ve meslektaş sorunlarının halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağını bilerek çalışmalarını yürütecektir.
TMMOB, önümüzdeki dönemde de özgür ve demokratik bir Türkiye özlemiyle emekten ve halktan yana mücadelesini sürdürecektir.
TMMOB, önümüzdeki dönemde de barıştan, dostluktan, dayanışmadan ve bir arada yaşamadan yana etkinliklerin içerisinde aktif olarak yer alacaktır.
TMMOB, önümüzdeki dönemde de toplumsal muhalefetin odağında yer alarak onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir.

TMMOB ve bağlı odalarının tüm yöneticileri ve örgütlü üyeleri bu kararlılık içerisindedir.

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyor,  Genel Kurul çalışmalarımıza başarılar diliyorum.