48. DÖNEM ODA DANIŞMA KURULU 3. TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

48. Dönem Oda Danışma Kurulu 3. Toplantısı 27 Kasım 2021 tarihinde, İstanbul Kartal Uğur Mumcu Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. 

Toplantı, Oda Başkanı Yunus Yener ve TMMOB Başkanı Emin Koramaz'ın açılış konuşmaları ile başladı. Toplantıya Oda Denetleme ve Onur Kurulu üyeleri, TMMOB temsilcileri, Oda ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ve Oda Teknik Görevlileri ile birlikte yaklaşık 150 kişi katıldı.

Toplantıda, Odamızın 48. Dönem 13 aylık Çalışma Programı Oda Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Elif Öztürk tarafından sunuldu ve çalışmalar hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Oda Başkanı Yunus Yener'in açış konuşması: 

"TMMOB Makina Mühendisleri Odası 48. Çalışma Döneminin Üçüncü Danışma Kurulu toplantısına hoş geldiniz.

Oda Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum.

Danışma Kurulu toplantımızı, İstanbul Şubemiz ve Kartal Belediyesi işbirliğiyle yapılacak olan Teknoloji Hangarının Proje Tanıtımı dolayısıyla bu kez İstanbul’da yapıyoruz. İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanımız bu konuda bilgi verecektir, bu nedenle ben Şubemizin bizi iyi ağırlayacağından emin olarak bu önemli tesisi Odamıza kazandıracak olan Şube Yönetim Kurulumuzu ve emeği geçen-geçecek olan herkese şimdiden kutluyor, tesisi Odamıza tahsis eden Kartal Belediyesine teşekkür ediyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Son genel kurulumuzun ardından yapılan bütün Oda çalışmalarını içeren 13 Aylık  Çalışma Raporu, bu toplantı öncesinde sizlere ve örgütümüze sunuldu.

Birazdan OYK Sekreteri Elif Öztürk arkadaşımız bu raporun özetini özel vurgular eşliğinde sunacak, ardından görüşmelere geçeceğiz.

Bildiğimiz üzere, salgın ve iktidarın keyfi uygulamaları nedeniyle Odamızın genel kurulu birkaç ay gecikme ile Ağustos 2020’de, TMMOB genel kurulu ise bir yıldan fazla bir gecikmeyle ancak bu yılın Temmuz ayının sonunda yapılabildi.

Bu vesileyle, Odamızı TMMOB Yönetim Kurulunda başarıyla temsil eden Emin Koramaz arkadaşımıza, Birliğimize sunduğu özel mücadeleci katkılardan ötürü teşekkür ediyor, tekrar başkanlığa seçildiği için kendisini kutluyor ve buradan bir kez daha başarılar diliyoruz.

Değerli Meslektaşlarım,

Bu çalışma döneminde ülkemiz, halkımız ve bizleri doğrudan ilgilendiren başlıca iki gelişme oldu. Biri Covid-19 salgını, diğeri de etkilerini her gün hissettiğimiz, iktidarın ülkemizi felakete sürükleyen politikalarıdır. Bu konulara birazdan değineceğim.

Önce, salgın döneminde Oda çalışmalarını başarıyla sürdürdüğümüzü belirtmek istiyorum.

Mesleklerimizin itibarsızlaştırılmasına karşı direndik, meslek alanlarımızı genişletme, eğitimlerimizi çeşitlendirme ve yetkinleştirme çalışmalarına devam ettik.

Yayınlarımız periyotlarında yayımlanmış, akademik dergilerimiz uluslararası indekslerde daha fazla taranmaya başlanmış, örgütümüzün bütünlüğü ve çalışma temposu korunmuş, mesleki toplumsal sorumluluklarımız yerine getirilmiş, ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu kamucu/toplumcu yeni bir yön gerekliliğine vurgu yapılmıştır.

Salgının ilk günlerinden itibaren önce Oda bünyesinde Kirami Kılınç'ın önerisi ile bir Teknik Kurul oluşturduk. Başta sevgili Aytekin Çakır, Ekrem Evren, Serdar Ulu ve Tevfik Peker olmak üzere bu kurulun katkıları ile Hastaneler ve Toplu Mekanlarda Covid 19 tedbirleri açıklamasını yayımladık. Hemen ardından biz dahil on bir meslek kuruluşu ve hekim dostlarımızı kapsayan İklimlendirme Teknik Kurulu(İTK)’nun oluşumuna öncülük yaptık. İTK hastanelerden başlayarak toplu olarak bulunulan iç mekanlarda alınması gerekli ayrıntılı önlemleri kamuoyuna sunarak önemli bir kamusal görevi yerine getirdi. En baştan itibaren Taze Hava dedik. İTK sürecinde uzmanlık alanlarımızla bağlantılı meslek kuruluşları ile ilişkilerimizi geliştirdik. Ayrıca uluslarası kuruluşların açıklamalarına katkıda bulunduk. Burada bir defa daha tekrar etmek isterim ki, bu çalışmalar en azından Mekanik Tesisat alanında ülkedeki mühendislik birikiminin çok iyi bir düzeyde olduğunu gösterdi.

Salgın döneminde sadece bazı kongre, kurultay, sempozyum etkinliklerini yapamadık veya ertelemek zorunda kaldık. Bu etkinliklerin düzenleme, danışma/bilim, yürütme kurulları yeni şartlara uygun olarak çalışmalarını sürdürüyorlar. Ertelenen etkinlikler için yeni araçları da (çevrimiçi etkinlik, karma etkinlikler gibi) kullanarak mesleki birikimlerin üyeye ve topluma ulaştırılması için çalıştığımızı ayrıca belirtmeliyim.

Şimdi yeni bir genel kurul sürecine giriyoruz. Bu çalışma döneminde yaptığımız başarılı çalışmalardan dolayı, OYK adına, sizlere ve sizin nezdinizde bütün Oda örgütlülüğüne teşekkür ediyor, kutluyorum.

Değerli Arkadaşlar,

İktidar ne salgını ne de ülkeyi  yönetememektedir. İktidar pandemiyi kendisi için bir lütuf, bizler, muhalefet için baskı aracı, yandaş sermaye için fırsat olarak görmektedir.

“Süreç yönetimi” sözü, hangi konuda olursa olsun, ilk olarak, iyi ve olumlu yöndeki bir yönetim becerisini ifade eder. Ancak birçok ülkenin aksine bizdeki durum vahimdir ve yönetim aczi söz konusudur.

Salgın bahsinde, önlemlerin yetersizliği, eksikli kapanmalar, erken “normalleşme”ler ve aşı olmamanın serbest bırakılması sonucu vakalar ve ölümler hâlâ çok yüksek sayılardadır. Aşılama hızı düşmüştür. Bütün uyarılarımıza rağmen dersliklerde Taze Hava temini için hiçbir tedbir alınmamıştır.

Bu dönemde sermayeye sunulan destekler daha da artmış, kaynaklar emekçilerden ve sağlık alanından esirgenmiş, işten çıkarma yasağı sözde kalmış, esnek-güvencesiz çalışma biçimlerine meşruiyet kazandırılmıştır. Genel işsizlikle birlikte diplomalı işsizliği ve kadın işsizliği ile intiharlarda artışlar görülmektedir.

Hem işsizlik, yoksulluk, açlık reddedilmekte, hem ekonominin “iyi” durumda olduğu söylenmekte, hem de “ekonomik kurtuluş savaşından” söz edilmektedir. Yoksulluğu reddederken “öğünlerinizi küçültün” diyenlerin “itibardan tasarruf olmaz” diyerek saraylar yaptırdığı, peş peşe yapılan enerji zamlarına karşı “kombinizi kısın/evinizi daha az ısıtın” dediği; barınma, ısınma, aydınlatma, ulaşım ve istisnasız her şeyin kat kat pahalılaştığı bir dönemdeyiz.

Bildiğimiz üzere döviz kurları artıyor, Türk Lirası değersizleştiriliyor. “Dalgalı kur” uygulaması durdurulamıyor ve adeta sürekli devalüasyon rejimine dönüşmüş durumda.

Dolar milyarderleri bu sayede daha da zenginleşirken, her kur artışının yansıdığı dövize endeksli iç ve dış borçlar ile faiz ödemelerindeki büyük artışların karşılığı tamamen halka yükleniyor.

Esnafa, çiftçiye, halka, sadece gidin kredi alın, borçlanın denilmektedir. Depremlerin, orman yangınlarının, yanlış yapılaşmanın, sellerin neden olduğu felaketlere iktidarın sunduğu “çözüm”, zedelere ev satmak, banka borçlarını birkaç ay ertelemek, kredi açıp borçlandırmak gibi utanç duyulması gereken uygulamalardan ibarettir.

Makro ekonomik göstergeler; paranın değeri, enflasyon, milli gelir, bütçe açıkları, büyük faiz ödemeleri, ödenek üstü hesapsız harcamalar, kamu ve reel sektör borçları ile işsizlik ve yoksulluk vahim boyutlara ulaşmıştır.

Döviz kuru-faiz-enflasyon üçlü sarmalı, ithalata ve ucuz işgücüne dayalı ihracat yapısı ile yağmacı rant ekonomisi, ülkemiz ve halkımızın yoksullaşmasına, geleceğimizin karartılmasına yol açmaktadır.

Serbestleştirme–özelleştirmelerle amusal üretim, hizmet ve denetimin tasfiyesi, üretim ile ihracatın ithal girdilere bağımlılığı ve fason üretim olguları, bu iktidar döneminde ülkemizi sanayisizleştirmiş, tarımı mahvetmiş, mühendisliği değersizleştirmiştir.

Türkiye’nin idari yapısı, devlet işleyişi, devlet-siyaset-mafya-medya-rant ağı ilişkileri, üretim yapısı-sosyo ekonomik yapı, yasamanın işlevsizliği, yargının yandaşlığı, Cumhuriyet-demokrasi-laiklik ve hukukun konumu, basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere yaşanan bir dizi değişim-dönüşümün yol açtığı tablo önümüzdedir: Sömürü, yozlaşma ve çürüme had safhaya ulaşmıştır.

Cumhuriyet, demokrasi, laiklik ve yurttaşlık haklarına karşı “şeriat, hilafet, ümmet” söylemleri ve kurucu değerlere yapılan sayısız hakaretler, gericiliğin tarihsel öç alma siyasetinin birer parçasıdır.

Muhalefet ve halkın tepkisi ise “daha neler göreceksiniz neler” benzeri şiddet tehditleri ve eylemleriyle bastırılmaya çalışılıyor.

Sevgili Arkadaşlar,

Yukarıda bazı yönleriyle değindiğim genel durum, iktidarın mutlaka durdurulması gereken bir yıkım siyaseti izlediğini gösteriyor.

Bu noktada bir gerçeği dile getirmekte büyük yarar var: Emperyalizmden, kapitalizmin küresel yapılanmasından, neoliberalizmden, pazar ekonomisinden, sermaye hareketlerinin serbestliğinden kurtulmadıkça, döviz kuru-faiz-enflasyon üçlüsü ve yol açtıkları toplumsal zararlardan kurtulmak da mümkün değildir. Yani sorun sadece Merkez Bankası’nın ünlü “bağımsızlığı” konusu değildir.

Diğer yandan özellikle görmek gerekir, örnekler vermek gerekirse, Boğaziçi Üniversitesi direnişi, İkizdere gibi sayısız yerel halk direnişleri, kadınların direnişleri, işçilerin, çiftçilerin esnafların, işsiz gençlerin, mutlak yoksulluk içindeki insanlarımızın tepkileri, hemen herkesin hoşnutsuz olduğunu göstermektedir.

Umut bu toplumsallıkta ve bu halk kesimlerinin tepkilerinin daha da yükselmesindedir. Mevcut durumdan çıkış yolu; bu toplumsal tepkilerin ortak bir kanala akması, yıllardır dile getirdiğimiz üzere emperyalizmden bağımsızlığı sağlayacak bir siyasi iradenin oluşumu; halkçı toplumcu planlama-kalkınma politikaları ve her alanda kamusal denetim ağlarının hakim olmasında, bu yöndeki bir demokratikleşme ve halk egemenliğinin tesis edilmesinden geçmektedir.

Sömürü ağları ile devlet-siyaset-tarikat/cemaat-medya-mafya ilişkilerinin tamamen tasfiye edildiği; emeğin, bilimin, laikliğin aydınlatacağı başka bir Türkiye dışında başka bir yol olmadığını en başta bizler bilmek ve bu gerçekliği yorulmaksızın tekrarlamak durumundayız.

Ya tam boy çürüme, çözülme ya da yeni bir kuruluş! Ülkemiz, halkımız, mesleğimiz, örgütlülüğümüz, geleceğimiz için başka bir yol yok!

İktidarın saraylarını ve çıkarlarını terk etmemek için çok daha pervasızlaşacağı, çok daha zor ve sert bir döneme girdiğimiz açıkken, yolumuza bu bilinç ve mücadele kararlılığıyla devam etmeliyiz.

Sevgili Meslektaşlarım,

İktidarın sanayi, tarım, enerji, çevre, eğitim, sağlık, ulaşım, kısaca bütün alanlarda izlediği yıkım politikalarının, hayatımızı meslek alanlarımıza  kadar çok olumsuz biçimlerde etkilediğini biliyoruz.

Bugünlerde Mecliste görüşülen 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi;, dile getirdiğimiz bütün olumsuzlukları vergi adaletsizlikleriyle, yandaş sermayeye yapılacak aktarımlarla, dövize endeksli iç ve dış borç faiz ödemeleriyle hayatımızı çok daha zorlaştıracak özelliktedir.

Bu nedenle TMMOB ve bağlı Odaları olarak, bütçe görüşmeleri süresince “Emeğimize, Mesleğimize, Haklarımıza Sahip Çıkıyor, Sorunlarımıza Çözüm İstiyoruz” kampanyası yapıyoruz. Bu konuya Birlik Başkanımız değinecektir.

Ben, içinde bulunduğumuz ve giderek çok daha kötüleşecek olan koşullara karşı gerek bu kampanyaya katılım, gerekse son günlerde artan halk tepkileriyle buluşmamızın önemine işaret etmek istiyorum.  Böyle zor zamanlarda bile şahsi menfaat, siyasi ikbal için buraları basamak araç olarak kullanmak isteyenler de olabilmektedir. Bu şartlar altında Oda'ya TMMOB'ye sahip çıkmak, daha da önem kazanmaktadır.

Emin olalım, bütün tepkilerimiz öncelikli görevlerimizin ilk sıralarında yer alan bu felaket iktidarından kurtulma sürecine katkıda bulunacaktır. Bu nedenle örgütlülüğümüzün daha duyarlı ve aktif kılınmasına ihtiyaç duyduğumuzu belirtmek istiyorum.

Sevgili Dostlar,

Odamızın TMMOB’nin motor gücü olduğunu biliyoruz. Bu konumumuzu her düzeyde koruyup sürdürmek; Odamız ve TMMOB’nin yurtsever halkçı toplumcu mesleki çizgisi ile mesleğimizin demokratik mevzisi olan örgütlülüğümüzün korunarak sürdürülmesi, içinde bulunduğumuz özel dönemde tarihi bir sorumluluktur.

Biliyoruz ki hiçbir başarı emek vermeksizin, mücadele etmeksizin elde edilemez. Bu kararlılıkla, her açıdan yıkıcı olan bu iktidarın halkın demokratik mücadelesiyle alt edilmesi ve kamucu politikaların hakim olması için mücadeledeki yerimizi korumalıyız.

Ülkemizin, halkımızın, mesleklerimizin, Cumhuriyet, demokrasi, laiklik ve kamucu değerlerin sahipsiz olmadığını ancak böylece gösterebiliriz. Geleceğimizi ancak emeğimizle, fedakârlıklarımızla, mücadelemizle kazanabileceğiz.

17-18 Aralık’taki TMMOB Sanayi Kongresi’nin ardından gireceğimiz yeni genel kurullar sürecinde bu hassasiyetlerimizin özellikle gözetilmesi gerekir.

Konuşmamı bitirirken belirtmek istediğim önemli bir konu var. Salgın süresince üye ile ilişkilerimizi sürdürmek için yeni araçlar kullandık, bağlarımızı koparmamaya çalıştık. Fakat şunu da ifade etmekte fayda var, ülkede eğitimin seviye düşüklüğünü, vasıfsızlığını biliyoruz. Yeni mezun üyeleşme oranımızda ciddi düşüş var. Bu nedenle önümüzdeki dönem, üye çalışmalarına daha fazla mesai yapacağımız, örgütlülük ve üyeleşme oranlarının artırılması için  çaba harcayacağımız bir dönem olacaktır.

Hatırlarsak, 2000’li yılların başlarında “Oda kaynaklarının üyeye kullandırılması/ yönlendirilmesi” diye bir projemiz vardı ve eski adıyla MİEM’de bu kapsamda idi. Dolayısıyla bugünden yarına, bu ve benzeri önerileri tartışma, uygulamalarımızı geliştirme ve Oda örgütlüğünü daha da yükseltmeyi önümüze koymalıyız.

Bu toplantı Şubelerimiz itibarıyla son Danışmamız oluyor. Zor zamanlarda TMMOB örgütlülüğünü, Oda bütünlüğünü hep birlikte korumaya çalıştık, bunda başarılı olduğumuza inanıyorum. TMMOB ve Oda Kurulları, Şube Yönetimleri, Temsilcilik Yürütmeleri ve tüm Oda çalışanları olarak Odamızı bugünlere getirdiğimiz için gurur duymalıyız. Bu süreçte bilmeden kırdığımız arkadaşlarımız ve eksik kaldığımız yerler olabilir. Arkadaşlarımızdan yoldaşça özür diliyor; eksikliklerimizi hep birlikte gidererek bu nadide değeri daha da ileri taşıma azmimizi paylaşmak istiyorum.

Sözlerimi bitirirken, Odamız ve TMMOB’nin hiçbir siyasi gücün arka bahçesi olmayan bağımsız konumu ile ülkenin en karanlık dönemlerinde bile gerçekleri açıklamaktan geri durmadığını, böylece ayakta kaldığımızı, bu tutumu sürdürerek doğru bildiklerimizi söylemeye devam etme kararlılığımızı bir kez daha ifade ederek konuşmamı tamamlıyor, tekrar saygılar sunuyorum.

Yaşasın TMMOB, Yaşasın MMO örgütlülüğü."


TMMOB Başkanı Emin Koramaz'ın Oda Danışma Kurulu konuşması:

"Odamızın ilerici, devrimci, yurtsever geleneğinin taşıyıcısı ve güvencesi olan danışma kurulumuzun siz değerli üyelerini sevgiyle selamlıyorum. Sizlerle yeniden yan yana, yüz yüze olmak benim için büyük onur.

Genel Kurullarımız öncesinde gerçekleştirdiğimiz bu son Danışma Kurulumuzda yürüteceğimiz tartışmaların, içinden geçtiğimiz bu zor günlerde Odamızın faaliyetleri açısından yol gösterici olacağına inanıyorum.

Değerli Arkadaşlar,

2018 yılından bu yana yaptığımız tüm toplantılarda krizden bahsediyoruz. Biz aynı şeyleri konuşmaktan bıktık ama siyasi iktidar, aynı yanlışlarda ısrar etmekten bıkmadı. Halkın hayatını alt üst eden bir yanlışta bunca ısrarcı olmak ancak halk düşmanlığıyla açıklanabilir.

Bugün halkın düşmanlık güden, halkına savaş açmış bir iktidar tarafından yönetiliyor, bu halk düşmanı iktidara karşı mesleğimizi, halkımızı ve ülkemizin geleceğini korumak için mücadele veriyoruz.

Her geçen gün katlanarak büyüyen kriz ilk olarak 2018 yılı yaz aylarında patlak vermişti. Hatırlayacaksınız pek çok kişi krizin nedenini o dönemde tutuklu bulunan Rahip Brunson yüzünden ABD ile ilişkilerin bozulmasına bağlamıştı.

Biz ise daha ilk günden krizin nedeninin Rahip değil, AKP’nin yanlış ekonomi politikaları olduğunu dile getirmiştik.

Uygulanan özelleştirme politikalarının, üretimden uzaklaşmanın, sıcak paraya dayalı büyüme modelinin krize neden olduğunu söyledik. Üretken sektörler yerine ranta dayalı sektörlere yatırım yapılmasının, halkı borçlanmaya ve kredi kullanımına yönlendirmenin, çılgın projelerin ve gösteriş için yapılan harcamaların ülkeyi batağa sürüklediğini söyledik.

Sadece uyarmakla da kalmadık, çözüm önerilerimizi de sıraladık. Krizden çıkmak için de kamu kaynaklarını israf eden harcamaların ve projelerin durdurulmasını, Kamu Özel İşbirliği anlaşmalarının yeniden düzenlenmesini, işsizlik fonunda toplanan paraların amacı dışında kullanılmamasını istedik.

Varlık fonunun faaliyetlerinin durdurulmasını, ABD ve Rusya ile yapılan milyarlarca dolarlık askeri anlaşmaların iptal edilmesini, üretimden yana kamucu politikaların hayata geçirilmesini talep ettik.

Ne yazık ki bu çözüm önerilerimiz hiçbir biçimde dikkate alınmadı. Bugün ekonomimizin içinde bulunduğu durum 3 yıl öncesinden çok daha vahim durumda.

Değerli Arkadaşlar,

Döviz kurlarındaki artış, temel tüketim maddeleri olmak üzere tüm ürün ve hizmetlerdeki fahiş zamlar, bir türlü kontrol altına alınamayan enflasyon, her şeyin fiyatı artarken bir türlü artmayan gelirler nedeniyle kitlesel bir yoksullaşma yaşıyoruz.

Bu yılın Şubat ayında 7 lira olan dolar kuru, geçtiğimiz hafta içinde 13 liraya ulaştı. Bir ülkede sadece 9 ayda döviz kuru %85 artıyorsa, ülke parasının değeri bu denli düşüyorsa, ülkede her gün örtük bir devalüasyon yaşanıyorsa o ülkede ekonomik güven ortadan kalmış demektir. 

Kurdaki bu yükseliş, ithalata dayalı bütün sektörlerde maliyetlerin artmasına, fiyatların kontrol edilemez biçimde yükselmesine neden oldu. Ev almak, araba almak, elektronik eşya almak imkansız hale geldi.

Ülkede ticaret durma noktasına geldi. Hiçbir işletme, hiçbir esnaf yenisini kaç liradan alacağını bilmediği bir ortamda elindeki malı satmak istemiyor.

Başta temel gıda maddeleri olmak bütün harcama kalemlerindeki yıllık fiyat artışı yüzde 50’ye yaklaştı. Pek çok markette un, şeker, yağ gibi temel ihtiyaç maddelerine satın alma sınırları getirildi.

Akaryakıta, doğalgaza, elektriğe birbiri ardına fahiş zamlar yapıldı. Her gece, ertesi gün yapılacak zamdan etkilenmemek için benzinlikler önünde uzun kuyruklar oluşuyor. İnsanlar saatlerce benzin kuyruğu bekliyor.

Bu durumun bir sonraki adımı kıtlık ve karaborsadır.

Ev kiraları, ulaşım ücretleri, haberleşme giderleri akıl almayacak kadar yükseldi. Faturalar ödenemez hale geldi.

Her şey pahalanırken, her şeyin fiyatı yükselirken artmayan tek şey emeğiyle geçinenlerin gelirleri oldu.

Bu krizde kamuda çalışan arkadaşlarımızın payına resmi enflasyon rakamlarına dayalı zamlar düştü.

Ücretli çalışan arkadaşlarımızın payına açlık sınırında maaşlar ve işsizlik düştü.

Serbest çalışan arkadaşlarımızın payına giderek artan maliyetler ve artan borç yükü düştü.

Bütün toplumsal kesimler gibi bu gelişmelerden biz, mühendis, mimar ve şehir plancıları da doğrudan etkileniyoruz.

Hepimiz giderek daha fazla yoksullaşıyoruz.

Hepimiz giderek daha zor koşullarda yaşıyoruz.

Artık sadece kendi hayatımızdan değil, gelecek kuşaklarımızın hayatlarından da feragat ederek yaşıyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Ülkede iktidarla çıkar birliği içindeki bir avuç yandaş ve işbirlikçi lüks içinde yaşamaya devam ederken, büyük nüfus kesimleri her gün daha fazla borçlanarak, her gün ihtiyaçlarından daha fazla kısarak adeta yaşam mücadelesi veriyor.

Siyasi iktidarın övünerek açıkladığı büyüme rakamları hiçbir toplumsal karşılığı olmayan, sanayi ve tarımsal üretime, bu alanlardaki yatırımlara bağlı olmayan ve istihdam yaratmayan hormonlu bir büyüme.

Bu çarpık büyüme toplumdaki gelir dağılımı uçurumunun derinleşmesinden başka hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu büyümeden halkın payına düşen işsizlik ve yoksulluk oluyor.

Ülkenin için yaşadığı bu korkutucu durum ne yazık ki iktidar sahiplerinin hiç umurunda ve gündeminde değil.

İktidarın tek derdi, rant çarklarını döndürebilmek. İktidar sürelerini uzatabilmek. Kasalarını doldurabilmek.

Bunun en somut örneğini mecliste görüşülmeye başlanan 2022 yılı Bütçesi’nde görüyoruz. Ülke 3 yıldır krizle boğuşurken, bu ülke halkı 3 yıldır krizle baş edebilmek için varını yoğunu tüketirken bütçede yine tüm yük emeğiyle geçinenlerin sırtına yüklenmiş durumda.

Cumhurbaşkanlığı tarafından yasalara ve mevzuata aykırı biçimde hazırlanan bütçe teklifi, halkı krizden çıkarmayı değil, bütünüyle sermayenin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor.

2021 yılına gör %19 artması öngörülen vergi gelirleri içinde ülke zenginliklerini elinde tutan sermaye kesimlerinin ödediği kurumlar vergisinin oranı sadece %13 iken, emekçilerin ödediği gelir vergisi ve dolaylı vergiler toplam %73’e ulaşıyor.

Halktan toplanan gelir vergisinin neredeyse tamamı faiz ödemelerine ayrılırken, kamu yatırımları yine göz ardı ediliyor.

2022 yılı bütçesi bu haliyle ülke zenginliklerinin, ülke halkının vergilerinin sermaye kesimlerine transferinden başka bir anlam ifade etmiyor.

Değerli Arkadaşlar,

Bu yıkıma sessiz kalamayız. Ülkeyi verebilecek hiçbir şeyi kalmayan AKP iktidarının, miadı dolan AKP iktidarının giderken arkasında bir harabe bırakmasına izin veremeyiz.

AKP’nin yıkım politikalarına karşı bizler

Toplumsal gereksinimleri esas alan, planlı bir üretim ekonomisi için, toplumsal kalkınma ve refaha yol açacak üretim ve yatırımlar için,

Sanayi ve tarımın ithalattan/dışa bağımlılıktan kurtulması için, yeraltı-yerüstü kaynaklarımızın ülkemiz ve insanımızın refahına yönelik değerlendirilmesi için,

Bilimin ve tekniğin rehber alınması, ülkenin teknolojik alt yapısının güçlendirilmesi, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı meslekli bilgi birikimini ülke kalkınmasına seferber etmek için,

Halkımızın insanca koşullarda yaşaması için, işsizlik ve yoksulluğun yok edilmesi için,

Vahşi çalışma koşulları ve sefalet ücretlerinin yok edilip güvenceli ve tam istihdamın sağlanması için,

Doğal çevrenin korunması ve halk sağlığı için,

Eğitim ve sağlığın her düzeyde parasız olması için,

Kültürel ve sportif gelişim için, insani gereksinimler içinde yer alan eğlenme-dinlenme haklarımız için,

Sağlıklı kentleşme, insanca barınma ve ısınma koşulları için,

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için,

Halkın aydınlanması ve laiklik için, demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve halk egemenliği için,

kısacası toplumsal gönenç için, insan onuruna yakışır bir yaşam için, insanca yaşanacak bir ülke için, bugünümüz ve geleceğimiz için mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz.

Bu taleplerimizi dile getirmek için TMMOB bütünlüğü içerisinde bir kampanya başlattık. “EMEĞİMİZE, MESLEĞİMİZE, HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ, SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ” ana başlığıyla yürüttüğümüz kampanya çerçevesinde farklı başlıklar altındaki taleplerimizi sistemli olarak hem kamuoyuyla hem de siyasi partilerle paylaşıyoruz.

Yeni yıla kadar devam edecek kampanya çerçevesinde sosyal medyayı da kullanarak birçok etkinlik düzenleyeceğiz. Bu etkinliklere katılımın artırılması, üyelerimizin bu kampanyanın aktif parçaları haline getirilmesi çok önemli.

Makine Mühendisleri Odası bünyesinde de bunu sağlayacak olan bizleriz. Bu örgütün devrimci, demokrat, yurtsever kadroları…

Bulunduğumuz şubelerde, temsilciliklerde, iş yerlerinde bu kampanyanın taleplerini yaygınlaştırmamız gerekiyor. Yaklaşan seçim süreçlerini sadece yönetim kurullarının belirlendiği seçim yarışı olmaktan çıkartıp, taleplerimizin toplumsallaştırıldığı zeminler haline getirmemiz gerekiyor.

Danışma kurulumuzda bu çerçevede yürütülecek tartışmalar ve sizlerin vereceği katkılar çok değerli ve ön açıcı olacaktır.

Hepinizi dostlukla selamlıyor, çalışmalarımızda başarılar diliyorum."

 


Danışma Kurulu Katılımcı Listesi:

TMMOB EMİN KORAMAZ TMMOB YÖNETİM KURULU BŞK.
  TEVFİK PEKER TMMOB YÖNETİM KURULU Y. ÜYESİ
  BATTAL KILIÇ TMMOB  YÜKSEK ONUR KURULU ÜYESİ
  İLTER ÇELİK TMMOB DENETLEME KURULU ÜYESİ
     
GEÇMİŞ DÖNEMLER TMMOB/ODA BAŞKANLARI    
  MEHMET SOĞANCI  
  ALİ EKBER ÇAKAR  
     
ODA MERKEZİ YUNUS YENER ODA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  A.SELÇUK SOYLU ODA YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  ELİF ÖZTÜRK ODA YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  BEDRİ TEKİN ODA YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
  HARUN ERPOLAT ODA YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  ARİFE KURTOĞLU ODA YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  ÖZGÜR DEMİRTAŞ ODA YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  NAZAN IRMAK ODA YÖNETİM KURULU YDK.ÜYESİ
  DENİZ ALP YILMAZ ODA YÖNETİM KURULU YDK.ÜYESİ
  ERHAN İĞNELİ ODA YÖNETİM KURULU YDK.ÜYESİ
  EVREN SAĞ ODA MÜDÜRÜ
  MELTEM ÖZDEMİR ÇINAREL ODA TEKNİK GÖREVLİ
  H. CEM ŞAVUR ODA TEKNİK GÖREVLİ
     
ODA DENETLEME KURULU    
  FİKRET ÇARAL ODA DEN.KUR.ÜYESİ
  OĞUZ KEPEZ ODA DEN.KUR.ÜYESİ
  AYDIN GÜÇKIRAN ODA DEN.KUR.ÜYESİ
  ALİ ALUÇ ODA DEN.KUR.ÜYESİ
  GÜRSEL YAYLA ODA DEN.KUR.ÜYESİ
  HÜSEYİN KALANTAR ODA DEN.KUR.YEDEK ÜYESİ
  İSMAİL ODABAŞI ODA DEN.KUR.YEDEK ÜYESİ
  GÜNER MUTLU ODA DEN.KUR.YEDEK ÜYESİ
  FATİH ÇİMEN ODA DEN.KUR.YEDEK ÜYESİ
  SULTAN ARSLAN ODA DEN.KUR.YEDEK ÜYESİ
  HALİT TATLISU ODA DEN.KUR.YEDEK ÜYESİ
     
ODA ONUR KURULU MEHMET SELÇUK GÖNDERMEZ ODA ONUR KURULU ÜYESİ
  NERGİZ BİLGİN ODA ONUR KURULU ÜYESİ
  ZAFER GÜZEY ODA ONUR KURULU ÜYESİ
  AHMET TURAN DÖRTDEMİR ODA ONUR KURULU YEDEK ÜYESİ
  OSMAN SERTER ODA ONUR KURULU YEDEK ÜYESİ
  İBRAHİM MART ODA ONUR KURULU YEDEK ÜYESİ
     
ADANA ÜMİT GALİP UNCU ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  KEREM ŞAHİN ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  ÖZGÜR ÇELEBİ ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  MEHMET SAMİM ALDIK ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  SELDA ŞENGÜL ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  VAHAP UĞURLUDEMİR ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  BURCU KIRKIN ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  HİKMET PEKDUR ŞUBE MÜDÜRÜ
     
ANKARA YILMAZ YILDIRIM ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  SEYİT ALİ KORKMAZ ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
     
ANTALYA İBRAHİM ATMACA ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  DEVRİM KILIÇ ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  ŞENAY DEMİRALAY ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  NECDET TAŞKIN  ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  MELEK MEŞHUR ŞUBE MÜDÜRÜ
     
     
BURSA FİKRİ DÜŞÜNCELİ ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  DEVRİM TUTKU ATEŞ ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  A. İHSAN TAŞKINSEL ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  YASEMİN YEŞİL ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  FİLİZ ENGİN TAMBOVA ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  NURAY YILMAZ GÜLTEKİN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  İLKER ULAŞ MOLLAOĞLU ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  KAAN ÖZTEN ŞUBE MÜDÜRÜ
     
DENİZLİ HARUN KEMAL ÖZTÜRK ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
     
DİYARBAKIR MEHMET EMİN TÜMÜR ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  ARİN ZÜMRÜT ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  FİLİZ BAYHAN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  MEHMET BARAN YAVUZ ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  İLYAS ÇELİK ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
     
EDİRNE AZİZ AVUKATOĞLU ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  ALİ KÖŞE ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
     
ESKİŞEHİR ATİLA TOMSUK ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  NEŞET AYKANAT ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  METİN UÇKUN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  NERGİS UYGUN BAŞ ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  HAKAN ÖZTÜRK ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  İLKER ÖZCAN ŞUBE MÜDÜRÜ
     
GAZİANTEP AYKUT KOCALAR ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  KEMAL KESKİN ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  ÇETİN KÜLAH ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
     
     
     
İSTANBUL İBRAHİM M. TATAROĞLU ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  ALİ HAYDAR KARAÇAM ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  CEMAL AHMET AKÇAKAYA ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  AYDAN ADANIR ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
  SEYFETTİN AVCI ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  ELİF SOYVURAL ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  TUNCAY KORKMAZ ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  EZGİ KILIÇ ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  UĞUR AYKEN ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  İBRAHİM ZAFER                                      ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  ŞEREF PARLAK ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  YUNUS KÜÇÜKKELEPÇE ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  HASAN YILMAZ ÖZGER ŞUBE MÜDÜRÜ
     
İZMİR MELİH YALÇIN ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  EVRİM AKSOY  ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  ZİYA HAKTAN KARADENİZ ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
  YILDIZ SINMAZ UZGAN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  NECMİ VARLIK ŞUBE MÜDÜRÜ
     
KAYSERİ BERRİN EYİDEMİR ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  ZİYA MURAT ÖZTÜRK ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  OSMAN MIHÇIOKUR ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
     
KOCAELİ MURAT KÜREKCİ ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  TAYLAN ÖZKAN ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  MEHMET ALİ ELMA ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  HÜSEYİN ÇELİK ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
  ÖMER BOZKURT ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  VOLKAN ÇAĞLAYAN ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  ENSAR UĞUR KANDIRMA ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  ALPASLAN GÜVEN ŞUBE MÜDÜRÜ
     
KONYA A. HAKAN ALTUN ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  KERİM DEMİR ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  ÖMER AKSOĞAN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  FURKAN İNCELLİ ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  SEVİNÇ SIDIKA TEKİN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  MEHMET AKCAN TEKNİK GÖREVLİ
     
     
MERSİN İBRAHİM YÜCESOY ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  TAHSİN GÜVEN MERZECİ ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
  MEHMET CANER CAN ŞUBE YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYESİ
     
SAMSUN HASAN BOZAL ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
     
TRABZON FULYA BANKOĞLU ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  HAKAN ÖNEL ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ
  SENA SAĞLAM ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
  SİNAN KOÇ ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  HÜSEYİN İNCEL ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  FURKAN ERMAN KAN ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
  BEYTUL SOĞUKSULU ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
     
ZONGULDAK BİRHAN ŞAHİN ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
  MELİH BAŞÖREN ŞUBE YÖNETİM KURULU SEKRETER ÜYESİ
  SONER SİNOPLU ŞUBE YÖNETİM KURULU SAYMAN ÜYESİ
  ÖZLEM SARIKAYA ŞUBE YÖNETİM KURULU ÜYESİ