40. GENEL KURULUMUZ TAMAMLANDI

TMMOB

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

40. OLAĞAN GENEL KURUL

SONUÇ BİLDİRGESİ

TMMOB Makina Mühendisleri Odası 40. Olağan Genel Kurulu 17-18 Nisan'da Ankara'da Metropol Kültür Merkezinde toplanmıştır. 55.000'i aşkın üyesi,18 Şubesi, 100'den fazla il/ilçe temsilciliği ile örgütlü bulunan Genel Kurul toplantısı sonucunda aşağıdaki değerlendirme, görüş ve önerilerin kamuoyuna duyurulması kararlaştırılmıştır.

Emperyalist ülke ve tekeller, kapitalizmin daha büyük sermayelere duyduğu gereksinmeler, maksimum kara dayalı sömürüyü artırma, yarı sömürge ve bağımlı ülkelerdeki birikmiş, artı değer ve tüm zenginlik kaynaklarına el koyma ve dünya geneline daha geniş ölçeklerde derinlemesine ve genişlemesine hakim olma anlayışında olan ABD ve müttefikleri bölgemizde işgale basvurarak terör estirmektedir.

Bu dönemde siyasi iktidarlar, IMF ve Dünya Bankası patentli sürdürülen ekonomik ve sosyal politikalar sonucunda, ülkemiz yine ABD ve müttefiklerinin dayatması ile kirli bir savaşın eşiğine kadar taşınmıştır.

Siyasi iktidarlar bu iki yıllık dönemde üretim ekonomisi yerine rant ve borç ekonomisini esas almayı sürdürmüş, bütçelerde yatırıma, istihdama, eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe ve diğer toplumsal hizmetlere ayırdıkları payı her geçen gün azaltmıştır. Bu politikalar ülkemizdeki işsizliğin ve gelir dağılımındaki sosyal adaletsizliğin Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine taşınmasına neden olmuştur.

Ülkemizin küresel sermayeye entegrasyonunu sağlamak adına tüm kamusal hizmetler, yeraltı ve yer üstü zenginliklerimiz, kamu kaynaklarımız ve ulusal tesislerimiz çok uluslu şirketlere rant alanları olarak sunulmaktadır. Siyasi iktidar bu amaçla orman, maden, petrol, şeker, tütün, doğalgaz ve enerji piyasası yasaları gibi bir çok yasa çıkarmakta ve bir çok yasal düzenlemeyi de aynı anlayışla gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

İşsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun, krizlerin ve ülkemizin içerisinde bulunduğu tüm olumsuz koşulların sorumlusu yıllardır uygulanan IMF politikalarıdır. Çözüm; emekten yana üretimi, yatırımı, kalkınmayı, bilimi, teknolojiyi, demokrasiyi ülke potansiyelini harekete geçirmeyi, hakça paylaşmayı eksenine alan EMEK PROGRAMI'nı yaşama geçirmektir. Odamız bu doğrultudaki çalışmalarını sürdürmüş ve bu dönemde de sürdürecektir.

Odamız, yüreği ülkemiz ve halkımızdan yana atan tüm demokratik oluşumlarla birlikte IMF politikalarının seçeneksiz olmadığını, başka bir Türkiye ve Dünya'nın mümkün olduğunu her platformda dile getirecek ve aktif görev üstlenecektir.

Odamız 50.yılında kuruluşundan bugüne meslek ve meslektaş sorunlarının ülke ve toplum sorunlarından bağımsız olamayacağı anlayışıyla, kamu yararını gözeterek uzmanlık alanından hareketle yaşama müdahil olma anlayışıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Ülke ve toplum sorunlarına ilişkin genel değerlendirmelere paralel olarak ülkemizde rant ekonomisine dayalı politikalar sonucunda kamuda çalışan meslektaşlarımızın ekonomik ve sosyal durumları gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Ülkemizin yatırım, üretim, sanayileşme ve kalkınmasının temel unsuru olan meslektaşlarımızın ücretleri, son 10 yıl içinde reel olarak yarı yarıya düşmüştür.

Özel sektörde ücretli olarak çalışan üyelerimizin çoğunluğu iş güvencesinden yoksun ve yoksulluk sınırı altındaki ücretlerle istihdam edilmektedir.

Yine üretime yönelmeyen politikalar sonucu serbest çalışan üyelerimiz gizli işsiz konumuna itilmiştir. Türkiye Sanayisinin bugünkü yapısı, mühendislerin bilgi, beceri ve teknolojik gelişme düzeyini önemli ölçüde etkilemekte, ayrıca ekonomik olarak da bu kesimin gücünü giderek düşürmektedir. Yatırımların azalması, istihdamın büyük bir çoğunluğunu karşılayan KOBİ'ler başta olmak üzere mevcut tesislerin teknolojilerini yenileyememesi, AR-GE çalışmalarının yeterli düzeyde olmaması, mühendisleri birer teknisyen durumuna düşürmektedir. Ayrıca birçok işletmede mühendis istihdamı da azalmaktadır. Mühendisler meslek dışı alanlarda çalıştırılmakta veya üretimde egemen olan teknolojinin kullanıcısı durumuna düşürülmektedir.

Sanayileşmedeki yapısal dönüşümler, yenilikçi gelişmeler (inovasyon), planlı ve yerinde uygulanan AR-GE politikaları geliştirilmeden ve mühendislerin eğitimi yapısal dönüşümlere esas çağdaş düzeye getirilmeden bu sorunların çözümü olanaksızdır.

50. Kuruluş yıldönümünde mesleki, demokratik, kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket ederek çağdaş, bağımsız, demokratik ve sanayileşen bir Türkiye özlemiyle, üyelerimizin sorunlarının toplumun sorunlarından ayrılamayacağı bilinciyle, halktan ve emekten yana tavır alan, bu doğrultuda politikalar üreten ve mücadele veren Makina Mühendisleri Odası olarak aşağıdaki taleplerimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.

1) Küreselleşme sürecinde ülkemizde ulusal kaynaklarımızın ve emeğin sömürülmesine izin verilmemeli, ekonomik ve sosyal politikaların oluşumunda IMF, Dünya Bankası ve tekellerin çıkarları değil halkımızın çıkarları esas alınmalıdır. Kamusal alanları ve hizmetleri rant alanına dönüştürmeyi hedefleyen, ülkemizi Pazar, halkımızı müşteri, devleti tüccar kılacak nitelikte hazırlanan Kamu Yönetim Temel Kanunu ve benzeri anlayışla hazırlanan bağlı ve diğer yasal düzenlemeler geri çekilmelidir.

2) Emperyalist savaşlara ve işgallere karşı çıkılmalı, savaşın dünya halklarına açlık, yoksulluk getireceği bilinciyle halkların kardeşliği öne çıkarılmalıdır.

3) Özelleştirme ve onun doğal sonuçlarından olan taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma uygulamalarına son verilmelidir. Kamu çalışanlarının özlük, ekonomik ve demokratik haklarının kazanımı için grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklar önündeki engeller kaldırılmalıdır.

4) Makine Mühendisleri Odası Haziran 2004 tarihinde İstanbul'da yapılacak olan NATO toplantısına karşı Küresel Barış ve Adalet koalisyonu tarafından yürütülen ‘Bush Gelme İstemiyoruz' kampanyasının ve etkinliklerinin aktif örgütleyicisi olacaktır. Emperyalist işgallere ve savaşlara karşı ülke genelinde ve yerellerde yürütülen eylem ve etkinliklere Odamız ilkeleri ışığında destek olunmalıdır.

5) Bütçeden sağlığa,eğitime, yatırıma, araştırma ve geliştirmeye kaynak aktarılmalıdır. Rant ekonomisi terk edilerek üretim ekonomisine geçilmelidir. Ulusal bilim, teknoloji ve sanayi politikalarının belirlenmesi ve gerçekleştirilmesi için yenilikçi gelişmeler (inovasyon) ve AR-GE yatırımlarına destek verilmesi devlet politikası haline getirilmelidir.Teknolojinin istihdam üzerindeki olumsuz etkileri giderilmelidir.

6) Özgür düşünce ve yaratıcılık ortamının oluşturulması için eğitimde araştırma, inceleme ve bilimsellik dışında hiç bir kaygının olmayacağı bir ortam yaratılmalıdır. Halkın yararına bilim üretilmelidir. Eğitim parasız hale getirilmeli, eğitimde varolan fırsat eşitsizliği kaldırılarak herkesin bu haktan eşit yararlanması sağlanmalıdır.

7) Ülkemize dayatılan dışa bağımlı enerji politikaları terk edilmeli, ülkemizin doğal kaynaklarından yararlanarak enerji sorunu çözülmelidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının (jeotermal, rüzgar, güneş vb.) etkin, yaygın ve kamu yararına kullanımına ilişkin yasal düzenlemeler ve teşvikler ilgili tüm kesimlerin görüş ve önerileri dikkate alınarak ivedilikle yaşama geçirilmelidir. Özellikle ülkemizde önemli bir potansiyele sahip olan jeotermal enerji kaynaklarının kamu yararına kullanımını düzenleyecek, özendirecek ilgili yasa ve yönetmelikler hazırlanmalıdır. Enerjinin toplumsal bir hizmet olduğu bilinci ile, sektördeki tüm özelleştirmeler geri alınmalı verilen imtiyazlar kaldırılmalıdır.

8) AB Teknik mevzuatının ülkemiz iç hukukuna yansıtılması sürecinde sanayimizin korunması ve desteklenmesi yasal düzenlemeler ve uygulamalarla TMMOB ve bağlı Odalarının aktif rol üstlenmesine zemin yaratılmalıdır. Odamızın uzmanlık alanı kapsamındaki konularda Onaylanmış Kuruluş olarak görev alması sağlanarak hizmetin başta KOBİ'ler olmak üzere sanayi kuruluşlarına ekonomik ve hızlı ulaşması gerçekleştirilmelidir.

9) Ülkemizde önemli oranda can ve mal kayıplarına neden olan yangınların önlenmesinde önemli bir yasal düzenleme olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin yaygınlaştırılarak uygulanması sağlanmalıdır. Uygulama aşamasında aksayan, eksik kalan yönlerin ilgili tüm kurum ve kuruluşların görüşü alınarak gözden geçirilmesi sağlanmalıdır.

10) 17 ağustos 1999 Depremi ardından Yapı Denetimi konusunda bu güne dek yapıla gelen düzenlemelerin tamamı yanlıştır. 595 Sayılı KHK'nin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinin ardından bu yasa yerine çıkarılan ve ülke sorunlarını çözemeyeceğini ifade ettiğimiz 4708 sayılı yasa artık tüm kesimler tarafından tartışılır hale gelmiştir.Yapı denetimi kurumsal bir alan olarak yeniden düzenlenmelidir. Gündemde olan İmar ve şehirleşme kanun tasarısı TMMOB'ye bağlı Odaların görüşü alınarak ve mesleki denetim ve mesleki yeterlilik uygulamalarında Meslek Odalarının aktif rol üstlenmesine olanak verecek şekilde ivedilikle düzenlenmelidir.

11) Genelde mühendis, mimar ve şehir plancıları ile özelde makina mühendisliği ile ilgili olarak meslektaşlarımızın kendi örgütüne, topluma karşı görev, sorumluluk ve ödevlerinin belirlenmesi amacıyla II. Mühendislik Mimarlık Kurultayında son şekli verilen Mesleki davranış ilkeleri TMMOB Genel Kuruluna taşınmalı ve sonuçlandırılmalıdır.

12) Güvenli, verimli iş ortamlarının oluşturulması için İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine ilişkin tüm mevzuat TMMOB ve bağlı odaların görüş ve önerileri dikkate alınarak ve "İş Güvenliği Mühendisliği" kavramına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.

13) Güneydoğu Anadolu Bölgemizin kalkınması, bölge sanayinin gelişmesi, toplumsal refah ve huzurun sağlanması sosyal yaşamın yeniden düzenlenmesi ancak barışçı, demokratik ortamda mümkündür.Zorunlu göçlerle üretimden koparılan ve kent varoşlarına sürüklenen bölge köylüsünün köylerine geri dönüşlerinin önü açılmalı üretime tekrar katılımları sağlanmalıdır. GAP projesi devlet tarafından sahiplenmeli ve bitirilmesi için bütçe ayrılmalıdır.GAP projesinin ürettiği katma değer projenin bitirilmesi için kullanılmalıdır.

14) Makine Mühendisliği eğitiminde kaliteyi arttırmak için ulusal akreditasyon çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.Bu konuda Odamız makine, endüstri, işletme, havacılık, uçak, uzay Mühendisliği bölümlerinde verilen eğitim ve öğretimin hakem ve denetleyicisi olma sürecinde yeralmalıdır. Mesleki tanınırlık konusunda yapılan çalışmalarda TMMOB ve Odamızın görüşleri öncelikli olarak dikkate almalıdır.

15) Meslek yaşamında kadın mühendislerin karşılaştığı sorunlar Oda örgütlülüğü içerisinde mühendislikte cinsiyet ayrımının olamayacağı ilkesi ile daha etkin olarak ele alınmalı ve yeni hükümetin kadını toplumdan ve üretimden uzaklaştırıcı tavırlarına örgüt olarak direnç gösterilmelidir.

16) GATS Süreci bütünüyle halkımızın çıkarlarını karşısındadır. Mühendislik ve Mimarlık hizmetlerinin sadece ‘Geçici Üyelik' koşuluna bağlı olarak açılmış olması kabul edilemez bir durum olduğundan, yeniden düzenlenmelidir.

Bizler TMMOB Makina Mühendisleri Odası 40. Dönem Genel Kurul Delegeleri olarak, ülkemiz ve dünyada var olan toplumsal sorunların çözümünün bizimde içinde bulunduğumuz emekçi sınıflarla ortak mücadele etmekten geçtiğini biliyoruz.

Yukarıda sıraladığımız taleplerimizin gerçekleşmesi için tüm birimlerimizle, demokratik kitle örgütleriyle ilişkilerimizi geliştirerek, çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Amacımızın çağdaş, demokratik, sanayileşen bir Türkiye hedefine ulaşma yolunda birlikte üretmek ve birlikte paylaşmak anlayışıyla daha etkin ve daha güçlü bir Makina Mühendisleri Odası oluşturmaktır.

50 yıldan bu yana Makina Mühendisleri Odasında görev yapan, Odamızı bugünlere taşıyan tüm meslektaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.

17/04/2004 ANKARA