MENDERES'E İLK DOĞA YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN ARDINDAN

Hikayemiz Şubemizin Sosyal ve Kültürel etkinlikler komisyonun  katkılarıyla düzenlenen Menderes Köyü doğa yürüyüşüyle başladı. Günlerce yağan yağmurlardan ve kışın en sert yüzünü İzmir'e gösterdiği günlerin etkisiyle yürüyüşün erteleneceğini düşünenler, bir önceki gün açıkhavada dolaşanların soğuk hava nedeniyle katılmaya cesaret edemeyişi sayımızın 10'u geçmemesine sebep oldu. Bütün olumsuz hava şartlarını göze alarak katılan biz hevesli doğa yürüyüşçülerine tabiat ana da bir iyilik yaptı ve gezi boyunca güneş ışıklarını bizlerden esirgemedi. Menderes ilçesinin merkezinde bulunan kahvehanede yapılan kahvaltı ilk kez birbirlerini gören yürüyüş ekip üyelerinin kaynaşmasına vesile oldu.

Özdere Gümüldür otoyolundan Şaşal köyü sapağına doğru ilerlerken, rehberimiz aynı zamanda Endüstri mühendisi üyemiz olan Necip Atılgan yürünecek mesafenin 9 km olduğunu ve çevrenin doğal kaynak sularıyla zengin olduğu bilgisini verdi. Orman içindeki toprak yoldan yürürken, karşımıza Bizans devrinden kalma Hamam'ın çıkması biz acemi yürüyüşçülerde sanki arkeolojik bir kalıntıyı keşfetmiş hissi uyandırdı. Yumuşak zeminli tarlalarda yürürken çamurlara saplanmak, yer yer engebeli ve dik tepeleri aşmak, küçük derelerden sulardan atlamak yürüyüşümüzün en zevkli ve maceralı kısımlarıydı. Gezi boyunca normal hayattan farklı birçok deneyim yaşadık. Örneğin; tuvalet ihtiyacının gidermenin "çiçek toplamak" olarak adlandırılması, yemek hazırlamanın erkeklerin sorumluluğunda olması, çamura batmayanların "temiz siyaset" yapmaları gibi. Ekibin genç olmasından mı, rehberin çok demokrat ve insaflı olmasından mı bilinmez beklenenden daha erken biten yürüyüşümüzün son faaliyeti Yeniköy kahvesinde yorgunluk çayları içmekti. Dönüş yolunda, ekip kendini bir sonraki gezi tarihi olan 22 Mart 2009 Kavaklıdere köyü yürüyüşüne katılmaya dört gözle bekler buldu çünkü ruhlarımız ve bedenlerimiz doğaya, aslına dönmek istiyordu.