KURÇENLİ, KARADENİZ'DE İKİ FİLM DAHA ÇEKMEK İSTİYOR

MMO Tepekule Açık Hava Sinemasında sezonun son gösterimlerinde Yusuf Kurçenli'nin "Yüreğine Sor" filmi yer aldı. Şubemizin daveti ile Tepekule'ye konuk olan yönetmen Yusuf Kurçenli 31 Ağustos Salı akşamı saat 19.00'da bir söyleşi gerçekleştirdi. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı söyleşide Kurçenli, sinemaya bakış açısını ve "Yüreğine Sor" filminin oluşum öyküsünü anlattı. Söyleşi öncesinde konuklara hoş geldiniz diyen MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya, Tepekule Açık Hava Sinema Şenliğinin 6. sezonunda birbirinden güzel 12 yerli ve yabancı filmi 10 bini aşkın seyircinin izlediğini söyledi.

Yönetmen Yusuf Kuçenli ise "Yüreğine Sor" filminin sanat yaşamında bir ilk film olduğunu belirterek şunları konuşmasında özetle şunları dile getirdi;

"Sinema yapmak seyretmekten daha güzel. Bir filmin yapım aşaması, montajından müziğine kadar sürükleyici ve o anda benim için dünyanın tek işi. Bu mutluluğu 10 kere yaşadım. Altı- yedi tane de TV filmi yaptım. Sinemacı olarak davetler almak, insanlarla buluşmak çok güzel. Dün akşam Varna'da idim örneğin. Bulgaristan'da sanattan, sinemadan anlayan bu kadar düzeyli bir seyirci olduğunu bilmiyordum. Yüreğine Sor orada da gösterildi.

"Yüreğine Sor" benim ilk filmim gibi. Şöyle ki; sanatçılar genellikle ilk eserlerinde kendi yaşamlarından yola çıkarlar. Doğu Karadenizli bir sanatçı olarak 30 yılı aşkın sanat yaşamımda ilk kez kendi doğduğum toprakları ve oralardan bir hikayeyi konu aldım. Bu anlamda bir ilk film'dir. Bu film aslında bir üçlemenin de ilk filmi olacak. İkincisinin adı ve konusu belli; "Kahramanlık Günleri". Mübadeleden önce bir Rum kafile, ortamı güvensiz bularak Yunanistan'a gitmek ister. Ancak Topal Osman'ın adamları bunlara saldırır. Korunmak için Tirali konağına sığınırlar. Tirali bu gruba sahip çıkar ve gitmelerini sağlar. Üçüncü filmde ise genç kuşağın geçmişi irdeleyerek, kendisini tanımaya çalışmasını anlatan bir hikaye düşünüyoruz. "Kendine Yolculuk" adını taşıyacak bu filmle üçlemeyi tamamlayacağız.

Bu ayrımcılık karşıtı bir film. Biliyorsunuz Osmanlı, gayri Müslimlerden hatırı sayılır vergi alıyordu. İşler kötüleşince Cizye (kelle vergisi) adı altında aldığı vergiyi çok yükseltti. Bu durumda bir kısım Hıristiyan Müslümanlığa geçti, bir kısmı da geçmiş gibi görünüp gizli Hıristiyanlar olarak yaşamaya devam ettiler. Bu, edebiyatın da değinmediği bir konudur. Bizim evin 300 metre yukarısında klise tepesi vardır. Ama orada hiç kilise görmedik. Ege gibi değil, Doğu Karadeniz'de bu izlerin silinmesine daha bir özen gösterilmiş. Evlerin altında ahırlar olurdu, bizlere bakmayın hayvanlara nazar değer denirdi. Oysa bu evlerde Rumlar yaşar ve bodrum katlarında gizlice oluşturdukları odalarda ibadetlerini yaparlarmış."

Yusuf Kurçenli, "Yüreğine Sor" filminin bekledikleri ilgiyi görmemesinden üzüntü duyduğunu belirterek de şunları ifade etti; "Yüreğine Sor, sosyal bir konuyu irdeliyor. Bu tür filmler bir kez seyrediliyor ve seyirci gözünde bitiyor. Televizyonlar da defalarca oynatamayacaklarını düşünerek bu tür filmlere ilgi göstermiyorlar. "Yüreğine Sor" çok güzel bir film, fakat ne yazık ki çok az izlendi. Sinema da pazar ekonomisine bağlı işliyor. Yeterince "zeki" ve "çevik" olmayanlar bu piyasada zorlanıyorlar maalesef." Söyleşi sonunda düzenlenen kokteylde konuklar Kurçenli ile sohbet etme olanağı buldular.