Oda Danışma Kurulu Toplantısı Yapıldı

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Odamız 42. Dönem beşinci Danışma Kurulu toplantısı, 13 Mart 2010 tarihinde Ankara'da yapıldı. Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, Danışma Kurulu üyeleri, AKP Hükümeti'nin saldırılarının artacağı zor ve yorucu bir sürecin kendilerini beklediklerinin bilincinde olduklarını ifade ederek, meslek alanlarını koruma mücadelesini sürdüreceklerini vurguladılar.

Makina Mühendisleri Odası 42. Dönem beşinci Danışma Kurulu toplantısı, 13 Mart 2010 tarihinde Ankara'da yapıldı. Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, MMO Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Ekber Çakar Oda'nın 42. Dönem çalışmalarını anlatan bir sunum yaptı. Şubelerin Genel Kurul ve seçimlerinin ardından yapılan ilk Danışma Kurulu toplantısı olması nedeniyle kısa süreli bir tanışma gerçekleştirildi. Tanışmanın ardından söz alan Danışma Kurulu üyeleri, AKP Hükümeti'nin saldırılarının artacağı zor ve yorucu bir sürecin kendilerini beklediklerinin bilincinde olduklarını ifade ederek, meslek alanlarını koruma mücadelesini sürdüreceklerini vurguladılar. Toplantı, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın değerlendirme konuşması ile son buldu.

Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın toplantıda yaptığı konuşma aşağıdadır.

Sayın Birlik Başkanım,
Sayın Oda ve Şube Yöneticileri,
Sayın Oda Onur ve Denetleme Kurulları Üyeleri,
Danışma Kurulu Üyesi Arkadaşlarım,
Oda Yönetim Kurulu adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz.
Şube genel kurullarımızı, odamızın ve mesleğimizin saygınlığına yakışır bir biçimde tamamlandık.

Genel kurullar sürecimiz, toplum ve kamu yararı ilkesini ana belirleyici olarak kabul eden, mesleki ve demokratik mücadeleyi, birini diğerinin önüne koymadan yürüten çalışma anlayışımızın Oda örgütlülüğü ve üyelerimizin genelinde içselleştirildiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu vesileyle Şubelerimizin eski yöneticilerine çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Yeni Şube yöneticilerimizi kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

Sevgili Arkadaşlar,
Biliyorsunuz, 10-11 Nisan tarihinde de Oda Genel Kurulumuzu yapacağız. Bugün Genel Kurul öncesi son Danışma Kurulu toplantımızı, Şubelerimizde yeni seçilen yöneticilerimizle birlikte gerçekleştiriyoruz.

Genel Kurulumuzda Odamızda son iki yılda yürütülen çalışmaları, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri ve bu gelişmelerin mesleğimiz, meslektaşlarımız, ülkemiz ve halkımız üzerindeki etkilerini değerlendireceğiz. Odamızın gelecek iki yılda izleyeceği politikaların ve yapacağı çalışmaların çerçevesini delegasyonumuzun katılımıyla hep birlikte oluşturmaya çalışacağız.
Genel Kurul öncesi yapılan en geniş katılımlı toplantı olan bugünkü toplantımızda, Oda çalışmaları ve ülke gündeminin Odamıza yüklediği görevlere ilişkin yapılacak değerlendirme ve önermelerin, Genel Kurulumuzda yapılacak tartışmalar ve alınacak kararlara zemin oluşturacak olması, oldukça önemlidir. Sizlere söz vermeden önce ön açıcı olması dileğiyle bu hususlara ilişkin görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sevgili Arkadaşlar,
Üyelerimiz dahil toplumun çoğunluğunu derinden etkileyen bir ekonomik ve sosyal bunalım döneminden geçiyoruz.
Dışa bağımlı, ekonomi ve sanayi politikalarının biriktirdiği olumsuzluklar, özellikle 2001 krizi ve içinde bulunduğumuz büyük krizde iyice yüzeye çıkmış, ülkemizin dünya ölçeğindeki krizden en olumsuz etkilenen ülkelerin başında gelmesine neden olmuştur. Krizle birlikte birçok işyeri kapanmış, sadece bir yıl içerisinde bir buçuk milyon kişi işsiz kalmıştır.
Krizin en çok etkilediği alan imalat sanayidir ve buradaki gelişmeler Odamızın meslek disiplinlerinin içine girdiği için bizi fazlasıyla ilgilendirmektedir.

Sanayide işten çıkarılanların sayısı 750 bini bulmuştur. Bu rakam toplam sanayi istihdamının % 18'ine karşılık gelmektedir. Sanayide son bir yıllık üretim daralması % 20'yi bulmaktadır. Bazı alt sektörlerde küçülme oranı % 40-45 seviyesindedir. Bütün bu gelişmelere ve dünyada kriz ile birlikte sosyal adaletçi programlara ve kamusal desteklere dair inanç ve yönelim artmasına karşın, ülkemizde, krizin asli sorumlusu olan yatırım ve üretimi dışlayan politikalarda ısrarcı olunmakta, yeni zamlar, vergi artışları ve özelleştirmeler tek çözüm olarak dayatılmaktadır.

2010-2012 yıllarını kapsayan plan, bütçe ve orta vadeli planlarda da görüldüğü üzere AKP iktidarı ve sermaye çevreleri bu krizin tüm yükünü ülke halkına ve çalışan kesimlere taşıtmaya kararlıdır. Bu dönemde halkın sağlığı, eğitimi ve sosyal güvenliği ile daha fazla oynanacaktır. Ücretlerin yüzde 35 azaltıldığı Erdemir'den, TEKEL işçilerine ve daha milyonlarca emekçiye dayatılan güvencesiz, düşük ücretlerle çalıştırma uygulamalarına dek bu yönelimin işaretleri daha şimdiden görülmüştür. Bu uzun dönemli ekonomik sosyal bunalım döneminde, kalkınmadan, emekten, hakça paylaşımdan, istihdam ve çalışanlardan yana bir ekonomik programın oluşturulması ve bu alternatifin toplumumuz tarafından desteklenmesi oldukça önemlidir. Bu açıdan Odamızın TMMOB adına düzenlediği "Dünya Ekonomik Krizi ve Türkiye Sanayisinin Yeniden Yapılanması" ana temalı Sanayi Kongresinin ve bu Kongreye sunulan çalışmaların önemli bir tarihsel misyonu yerine getireceğine inanıyorum. Odamız yeni çalışma döneminde de kongremizden süzülen görüşlerin takipçisi olmalı, böylesi bir programın siyasal yaşamda karşılık bulması için TMMOB çatısı altında diğer dost güçlerle birlikte mücadele etmeye devam etmelidir.

Sevgili Arkadaşlar,
Ülkemiz iç siyaset açısından da aşırı sorunlu bir görünüm sunmaya devam etmektedir.
Susurluktan, Ergenekon ve balyoz planı iddialı ilişkilere dek aşırı bilgi kirliliğine dayalı medya aktarımları ile ana toplumsal gündemlerin üzeri örtülmektedir. İşsizlik, yoksulluk, yoksunluk, depremler ve iş kazalarında yitirdiğimiz yüzlerce can kaybı bir kader gibi algılatılmaktadır. Biz, özellikle son birkaç yıldan beri, ülkemizde siyasal plandaki çelişkilerin bir iktidar kavgasına dayandığını sıklıkla ifade ettik. Bu kavganın tarafları, söylemleri ve ekonomi politikalarına baktığımızda, bu güçler arasındaki mücadeleden halkın gerçek gündemlerine, işsizliğe, yoksulluğa ve toplumsal adaletsizliğin yol açtığı tahribatlara çözüm olacak bir sonuç çıkmayacağı açıktır. Bu kavganın bir tarafında emperyalist sistemin soğuk savaş dönemindeki ihtiyacına göre şekillenmiş eski faşizan devlet yapısını savunan güç odakları, diğer tarafında da ABD'nin de desteğini alan kapitalist küreselleşmeci AKP yer almaktadır. Bu taraflardan birisi statükoyu korumaya çalışırken, diğeri küresel kapitalizmin ihtiyaçları doğrultusunda devleti daha faşizan bir şekilde yeniden yapılandırmaktadır.
Bu süreçte, AKP iktidarı, kendisi gibi emperyalist ilişkiler ağına teslim olmuş eski devlet yapısının bir kısmını yeni dünya düzeninin ABD merkezli ihtiyaçları ölçüsünde revize etmektedir.

Ortadoğu ve hatta Afrika'ya ılımlı İslam eşliğinde serbest pazar ekonomisi pazarlanmak istenmekte; sosyal devlet gerekleri cemaat, tarikat kuşatmasındaki yeni toplumsal örgülerle tasfiye edilmektedir. Kürt sorununda beklentiler uyandıran sözde açılım süreci de gerçekte Kürt yurttaşlarımızın taleplerinin istismarına ve ABD'nin bölge politikalarına bağımlı olarak ele alınmakta konu sadece kültürel eksende kurgulanarak bu problemin ekonomik ve sosyal boyutları göz ardı edilmektedir. Bu süreçte de şiddet ortamı sürekli diri tutularak milliyetçi kalkışmaların zemini kuvvetlenmektedir. Ülkemiz çift yönlü bir milliyetçi kutuplaşmaya sürüklenmektedir. Topluma hakim olan linççi ve şoven kültür futbol karşılaşmalarına kadar uzanmış durumdadır. Konuyu sadece ABD'den yüksek talepler geldiğinde hatırlayan, gerçek bir eşitlik ve özgürlük ufkundan yoksun AKP gibi piyasacı, muhafazakâr ve gerici bir anlayışın toplumumuzun bu kanayan yarasına merhem olamayacağı açıktır. Bizce sorunun çözümü, sanayileşme, kalkınma, demokratikleşme, eşitlik, özgürlük ve barışı bir bütün içerisinde ele alan toplumcu ve insan odaklı programlardan ve bu doğrultuda birlikte mücadele etmekten geçmektedir. Bu konuda yalnızca halka ve tarihe karşı sorumlu olan bağımsız bir iradenin geliştirilmesi, sahici bir gereksinim olarak kendini duyurmaktadır. Bizim yerimiz, yanımız, safımız burası olmalıdır.

Sevgili Arkadaşlarım,
Bugün AKP iktidarı medyasıyla, YÖK'üyle, cemaat, tarikat ağlarıyla, büyük sermaye ve TSK ile zaman zaman gerilim ve zaman zaman uyum içinde çalışan yapısıyla yeni bir iktidar ve devlet odağı oluşturmuş; hedefine en son yüksek yargıyı ve yargı içinde ateşlediği gerilimleri koymuştur. Yargı, parçalı ve sorunlu yapısına karşın AKP'nin yürüyüşünü sekteye uğratacak bir takım hukuki teamüllerin hala sürdürücüsü konumundadır. Bu tabloda, yargı reformu adı altında AKP'nin yargıyı da denetimi altına alma ve kendine bağlı bir yargı yaratma girişimlerine karşı demokrasi güçleri her zamankinden daha uyanık olmak zorundadır.
Emperyalist kapitalist sistemin AKP eliyle sürdürdüğü sömürü, yağma ve talan düzenini reddedenler, ilerlemeden, aydınlanmadan yana olan kesimler Oda örgütlülüğümüzün mihenk taşı olmalıdır, olmaya devam etmelidir. Önümüzdeki dönemde de duracağımız alan burasıdır.
Düzen içi saflaşmalarda taraf olmayan, iktidar mücadelelerine yedeklenmeyen bağımsız tutum ile örgütsel varlık ve ilkelerimizi koruyan sağduyulu duruşumuzu tam bir uyum içinde sürdürmek, bundan sonra da temel tavrımız olmalıdır.

Değerli Meslektaşlarım,
Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra Türkiye'ye soluk aldıran gelişmeleri de görmemiz gerekiyor. Her şeyi piyasanın insafına bırakan, kamusal kaynakları büyük sermayeye peşkeş çeken politikaların, kölelik yasalarının, özelleştirmelerin ve hak kayıplarının karşısında TEKEL işçileri, 78 gün süren onurlu direnişleriyle topluma umut oldular. Emekten, paylaşmadan, gerçek demokrasiden yana, kardeşçe bir yaşamın örneğini ve kaderlerini ellerine aldıklarında nasıl da yeri yerinden oynattıklarını işçiler dosta düşmana gösterdiler. AKP'nin emek sömürüsünü ve insana dair değerleri karşısına alan insafsızlığını teşhir ettiler.
Odamız, Ankara'nın ortasında yeni bir hayatın umudunu yaratan TEKEL işçilerinin sesini güçlendirmek için işçilerin yanında olmuş, onlara her türlü desteği vermekten, yemeklerini pişirip dağıtmaktan onur duymuştur. Danıştay'ın TEKEL işçilerinin mücadele ettiği 4/C'ye geçişle ilgili süreyi 30 gün ile sınırlayan yürütmeyi durdurma kararı, onların mücadelesi sayesindedir. Bu soluk aldırıcı karar, umarız ki, emek ve demokrasi güçlerince, özelleştirme, esnek istihdam ve taşeronlaştırma politikalarının durdurulması için bir kaldıraç olarak kullanılabilsin.

Bu noktada Oda olarak, yüreği ülkemiz ve halkımızdan yana atan tüm demokratik oluşumlarla birlikte, emperyalist politikaların seçeneksiz olmadığını, başka bir Türkiye ve dünyanın olanaklı olduğunu her platformda dile getirmeye ve tüm hak arama mücadelelerinde, emek ve meslek örgütlerinin etkinliklerinde yer almaya devam etmeliyiz.

Değerli Arkadaşlarım,
Önümüzdeki dönem, AKP'nin TMMOB ve benzeri toplumsal yararı ön planda tutan demokratik örgütlere yönelik saldırısını daha da artıracağı bir dönem olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun Birliğimiz TMMOB ve diğer bazı meslek örgütlerini etkisizleştirmeye yönelik raporunda bu yönelimin ilk işaretleri görülmektedir. Bu raporda üstü kapalı olarak TMMOB yasasının tümüyle değiştirilerek mevcut TMMOB örgütlülüğünün tasfiyesini hedefleyen saptamalar yapılmaktadır. En son, TMMOB olarak mücadelemiz sonucu, bir önceki Cumhurbaşkanının TBMM'ye iade ettiği ve TBMM gündeminde bekleyen "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un bazı hükümleri, iki ay önce gizlice Meclisten geçirilmiştir. "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"a eklenen bir maddeyle Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 12. maddesi sessizce değiştirilmiştir. Böylece yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarının akademik ve mesleki yeterliliğini kanıtlamalarına gerek kalmadan Türkiye'de çalışmaları sağlanmaktadır.

Sevgili Arkadaşlarım,
Biz bu saldırıların nedenini biliyoruz. Bu saldırılar TMMOB'nin, gericiliğin dogmatizminin karşısında bilimi ve tekniği; sömürü, yolsuzluk ve talanın karşısında toplumsal gereksinimleri esas alan bir ekonomiyi savunan çizgisine yöneliktir. TMMOB'nin piyasacı, rantçı ve özelleştirmeci uygulamaların karşısında kamusal üretim ve kamusal hizmetleri öne çıkaran yaklaşımı ve bu konuda yürüttüğü bilimsel çalışmalar ve hukuksal mücadeleler, AKP'nin temsil ettiği sermaye çevrelerine ciddi rahatsızlıklar vermektedir. Bu kesimler, bir meslek kuruluşunun, taşeronlaştırma uygulamalarına, işten çıkarmalara, işsizlik, yoksulluk ve düşük ücretlere karşı, TEKEL işçileriyle, Sinter Metal İşçileriyle, İtfaiye çalışanlarıyla ve daha onlarca irili ufaklı işyerlerinde direnen işçilerle bir arada olmasını, emeğin, barışın, özgürlüklerin, bağımsızlığın, çağdaş değerlerin ve hakça bölüşümün egemen olduğu bir Türkiye için mücadele etmesini içlerine sindirememektedir.

Sevgili Arkadaşlar,
Bu noktada şunu söylemeliyim: TMMOB tarihi bu ve benzeri türde baskı ve yıldırma politikalarına karşı verilen mücadelelerle doludur. Yıllar içinde oluşturduğumuz hukuku ve örgütlü gücümüzü pekiştirerek bu saldırıları da püskürteceğimize yürekten inanıyorum.
Yılların birikimine dayanan; çok sayıda arkadaşımızın, hepimizin emeği ve özverisiyle oluşturulan demokratik, emekten ve halktan yana TMMOB örgütlülüğünün korunarak sürdürülmesi, bu dönemin bize yüklediği en kritik sorumluluktur. Mesleki sorumluluklar ile toplumsal sorumluluklarımızı, meslek alanlarımızı koruma ve genişletme çabalarıyla kaynaştırıp bütünleyerek, yolumuza direngen bir tarzda devam etmeliyiz.

Değerli Arkadaşlarım,
Oda olarak bu dönem düzenlediğimiz yüzlerce etkinlikle meslek çıkarları ve ülkemizin demokratikleşmesi ve kalkınması için somut çalışmalar yaptık. Birazdan OYK Sekreteri arkadaşımız Ali Ekber ÇAKAR'ın yapacağı sunum ve bir ay sonraki Genel Kurulumuza sunulacak olan Çalışma Raporunda bu çalışmaları ayrıntılı olarak görebileceğiz. Bu nedenle yalnızca satır başlarıyla bazı konulara değineceğim. 18 Şube, 92 il-ilçe temsilciliğimizin her birinde hemen hemen her hafta en az bir seminer veya söyleşi gerçekleştirdik. Binlerce üyemizin katıldığı meslek içi eğitim kursları ve sosyal etkinlikler düzenledik. Meslek alanlarımızla ilgili hukuki düzenlemelere tasarı aşamasından yasalaşma süreçlerine kadar müdahale etmemiz sonucu, geçmiş dönemlerde uygulamaya sokulan doğalgaz tesisatı, motorlu araç imal ve tadilatı, asansör üretim, bakım ve montajı, gıda güvenliği ve LPG uygulamalarına yeni alanlar kattık. Bilirkişilik, iş güvenliği ve enerji verimliliği kapsamında hizmet sunan firmalarda Odamızdan yetki belgesi almış mühendis çalıştırılmasının zorunlu tutulmasını sağladık. Böylelikle 10 bini aşkın üyemize yeni iş alanları açıldı. Milyonlarca aracın, on binlerce asansörün, işletmenin, ekipmanların test ve ölçümlerini gerçekleştirdik.
Ülkemizin dört bir yanında, enerjiden iş güvenliği, kriz, sanayi sektörleri, uçak, uzay, havacılık, endüstri mühendisliği uygulamalarına kadar geniş bir mesleki sosyal yelpazede 21 adet kongre, kurultay, sempozyum düzenledik. Yirmi bini aşkın meslektaş, akademisyen ve uzmanı bir araya getirerek ülkemizin bu alanlardaki sorunlarına çözüm üretmeye çalıştık.
Bu kongrelerimizden süzülen görüşler ışığında hazırladığımız toplam 22 adet Oda raporu ile ülkemizde, bilim, teknoloji, sanayi, imar, ulaşım, enerji, eğitim ve istihdam alanında izlenmesi gereken politikalar konusunda Odamızın bakış açısını kamuoyu ile paylaştık.
Bu alanlarda yıllardır izlenen ranta dayalı ve dışa bağımlı politikaların ülkemiz ekonomisi ve halkımız üzerinde yarattığı derin tahribatı bir kez daha gözler önüne serdik.

Sadece son iki yıl içerisinde 41 adet teknik kitabın basımını gerçekleştirdik. Enerjinin verimli kullanımı, asansörler, ısıtma ve soğutma ekipmanları, LPG'li araçlar ve doğalgazın konutlarda güvenli kullanımı konularında milyonlarca adet broşür basarak bu konularda toplumsal bir bilinç yaratmaya çalıştık.

Sevgili Dostlar,
Bütün bu mesleki faaliyetlerin yanı sıra, ülkemiz ve halkımızdan yana bir meslek örgütü olarak, Odamızın tüm olanaklarını ve mesleki birikimimizi, ülkemizin gelişmesi, sanayileşmesi, kalkınması ve demokratikleşmesi için seferber etmeye çalıştık. Bu amaçla hep beraber bütün hak arama çalışmalarına destek verdik. Mitinglerde kitlesel gösterilerde emek ve demokrasi güçleriyle bir arada saf tuttuk. Yayınlarıyla, laboratuvarlarıyla, eğitim tesisleriyle, teknik, hukuk, basın ve yayın birimleriyle, 550'yi aşkın çalışanıyla, çağdaş ve donanımlı hizmet binalarıyla, mali alt yapısıyla Odamızı gerçekten güçlü, etkili ve prestijli bir konuma hep birlikte taşıdık. Ben bütün bu çalışmaları birlikte ördüğümüz Şube Yönetim Kurulu Üyelerimize, İl, İlçe Temsilcilerimize, komisyon üyelerimize, işyeri temsilcilerimize, Danışma Kurulu üyelerimize, TMMOB ve Odamızın üst kurullarında görev alan yöneticilerimize, çalışmalara katkı sunan tüm örgütlü üyelerimize, teknik görevlilerimiz ve diğer Oda çalışanlarına, Oda Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin yaşadığı karanlık günlerin aydınlığa çevrilmesine dönük yürüttüğümüz mesleki ve toplumsal mücadelenin önümüzdeki yeni çalışma döneminde daha da pekişmesini diliyorum. Bu amaçla yürüttüğümüz mücadeleyi kurumsal yapımızı ve örgütsel birliğimizi güçlendirerek büyütmek zorundayız.

Karanlıkların aydınlıklara çıkmasında, haksızlıkların, adaletsizliklerin, sömürü ve baskıların son bulmasında, tüm emek ve demokrasi güçlerine ve bu gücün içinde örgütlü duruşuyla güven veren Odamıza ve TMMOB'ye sonsuz ihtiyaç vardır. Bu düşünce ve duygularla, geleceğin bizim olduğu bilinciyle sözlerimi tamamlıyor, öneri, görüş ve katkılarınızla toplantımızın verimli ve üretken geçmesini diliyor, hepinizi dostlukla kucaklıyorum.