BASINA VE KAMU OYUNA

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

İstanbul'un Fethi'nin yıldönümünü her yıl aşk ve heyecanla yaşıyoruz.Müslüman toplumlar Peygamber Efendimiz'in şu müjdesi ile heyecanlanmışlar ve bu müjdenin muhatabı olmak için harekete geçmişlerdi: "İstanbul mutlak fethedilecektir. O'nu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir." Sahabe ve Müslümanların içine, şehirler dilberi "İstanbul sevdası" düşmesinin asıl sebebi işte bu müjdedir. Emevîler, Abbasîler, Yıldırım Beyazıt, Musa Çelebi ve II. Murad'ın yaptığı seferler sonuçsuz kalmış ve sıra 22. ve son kuşatmaya gelmişti.

İstanbul‘un Fethi‘nin yıldönümünü her yıl aşk ve heyecanla yaşıyoruz.Müslüman toplumlar Peygamber Efendimiz‘in şu müjdesi ile heyecanlanmışlar ve bu müjdenin muhatabı olmak için harekete geçmişlerdi: "İstanbul mutlak fethedilecektir. O‘nu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir." Sahabe ve Müslümanların içine, şehirler dilberi "İstanbul sevdası" düşmesinin asıl sebebi işte bu müjdedir. Emevîler, Abbasîler, Yıldırım Beyazıt, Musa Çelebi ve II. Murad‘ın yaptığı seferler sonuçsuz kalmış ve sıra 22. ve son kuşatmaya gelmişti.

"İstanbul‘u fethetmekte kararlı olan II. Mehmet tarihin ilk ağır toplarını döktürdü. Karadan ve denizden kuşatılması gereken bu şehir için her türlü tedbiri aldı. "Ya ben İstanbul‘u alırım, ya da İstanbul beni." diyordu. Ölümü göze alacak kadar kararlı alan bir insanın elinden hiçbir şey kurtulamazdı. Öyle de oldu.Fatih, düşmanların hayallerinin bile ulaşamayacağı şeyleri "gerçek" haline getirmişti. Donanmayı bir gecede Dolmabahçe‘den Haliç‘e indirmeyi başardı. Gemileri karadan yürüttü.

İstanbul Osmanlıya teslim oluyordu. Surlara Tevhid Bayrağı‘nı dikme şerefi ise ulubatlı Hasan‘ın... Genç ulubatlı, bir ok yağmuruna maruz kalmasına rağmen, azim ve kararlılığından hiç bir şey kaybetmiyor, bayrağı burçlara diktikten sonra şehitlik rütbesine yükseliyordu, Ulubatlı bir sembol şahsiyetti. Fatih‘in ordusunda, Ulubatlı Hasan misali Peygamber müjdesine ulaşmanın aşk ve iştiyakiyle yanıp tutuşan, Anadolu‘nun binlerce bağrı yanık delikanlısı bulunuyordu. Her biri genç neslin ideal örneği olması gereken yiğitler... İstanbul‘un Fethi, yıkılmaz sanılan Bizans surlarının yıkılabileceğini, "sağlam İmanın tekeden bile süt çıkarabileceği" gerçeğini ortaya çıkarmıştı

Fetih, bir işgal olayı değildir. Tüm insanlığı sevgi ve özgürlük ülkesine taşıma arzusudur. Mutluluğa kanat açmaktır. Kilitli gönüllerin açılması, fetih ile gerçekleşir. Zaten fetih de "açma", "başlatma" anlamlarına geliyor. Fedai olmadan fetih olmaz. Can feda etmeden dava yayılmaz. Uğrunda ölünebilen davalar ebedî olarak yaşar.

Kaos, huzursuzluk ve madde saltanatının hüküm sürdüğü bir dünyada fetih ruhuna o kadar muhtacız ki... Fetih anlayışı, insanımıza hız ve hamle gücü kazandıracak, azim ve fedakarlık duygularını canlı tutacaktır.

Millet olarak, genç nesle zafer ve başarılarımızı yeteri kadar anlatabildiğimiz söylenemez. Eğer, Çanakkale, İstanbul, Preveze, Mohaç, Varna gibi zaferlerin birini Batılılar gerçekleştirmiş olsaydı, sırf onun için yüzlerce film yapar, bu başarısını yeni nesle anlata anlata bitiremezdi. Nitekim tarihlerindeki basit direniş örnekleri için bunu uyguluyorlar. Bize düşen ise "Fatih ruhu"nu genç nesle taşımak ve yaşanmaya değer hayatın ne olduğunu göstermek

Zaferlerimizi tanıtalım ki, "gençlerimiz inançları uğrunda fedakarlık yapabilme" zevkini tatsınlar. Kahramanlarımızı tanıtalım ki, her gencimiz "Fatih, Ulubatlı Hasan, Yıldırım, Yavuz, Seyyid Çavuş" olmaya özensin. Fetih bereketiyle, bütün insanlığın yüzü gülsün,unutmayalım ki "muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

Yrd.Doç.Dr.Mete KALYONCU

BAŞKAN