BEKLENEN DEPREMLER AFETE DÖNÜŞMEMELİ

16-17 Ağustos tarihlerinde TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü kapsamında İzmit‘te olacaklarını bildiren Düşünceli, Türkiye‘nin ve Bursa‘nın deprem kuşağı üzerinde olduğunu belirterek geçmişte olduğu gibi gelecekte de deprem gerçeği ile yüzleşileceğini anımsattı. Günümüzde akıl ve bilimin deprem doğasını çözdüğünü, depremin yerkürenin engellenemez doğal süreci olduğunu, ancak özellikle yapısal tedbirdlerle can kayıplarının önüne geçileceğini belirten Fikri Düşünceli, her yeni deprem oluşunda sorunun akla geldiğine ve sonra unutulduğuna dikkat çekti. Depremin yıkıcı etkilerinin bilinmesine ve bilim insanlarının, meslek kuruluşlarının tüm uyarılarına karşın şeni rant alanları yaratma inadının sürdüğünü söyleyen Düşünceli, "Ülkemizde ve kentimizde yapılaşmaya uygun olmayan alanlar rant ekonomisinin baskısıyla yapılaşmaya açılıyor" dedi. Deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerin, bilinçsizce yer seçimleri, mühendslik verilerinden yoksun imar planları, mühendislik hizmetinden uzak ve düşük standarttaki yapı üretimi gibi nedenlerle insani ve ekonomik yıkıma dönüştüğünü belirten Düşünceli, bunda plansız kentleşme ve yanlış sosyo ekonomik politikaların etkili olduğunun altını çizdi.
 
Aklın ve bilimin ışığında yerleşme ve yapılaşma bağlamındaki yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını öneren Düşüncemli, sağlıklı ve güvenli yapı üretiminin altını çizerek "Yapı denetim sürecinde piyasa anlayışı terk edilerek kamusal denetim etkinleştirilmeli" diye konuştu.

Deprem senaryosu ve afet master planı hazırlanması gerektiğini bildiren Düşnceli, bilimsel verilere göre öngörülen risklere karşı gerekli önlemler alınmasına dikkat çekti. Ranta dayalı planlama ve niteliksiz yapı üretimi anlayışının bırakılmasını söyleyen Düşünceli, gerek kentsel gerekse kırsal alanlarda yer esçimi, planlama ve yapılaşma karar süreçlerinde mühendislik, immarlık ve şehir plancılığı hizmetlerinin etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini bildirdi. "Sosyal devletin kamusal hizmet anlayışları egemen kılınmalıdır" diyen Fikri Düşünceli, yapı denetim sistemi ile afet ve imar hizmetlerinin ticarileştirilmemesini önerdi.

Düşünceli sözlerini şöyle sürdürdü: "Mevcut yapı stoku incelenmeli, elde edilen verilere göre risk oluşturan yapıların boşaltılması ya da güçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalı. Hazırlanmakta olan ulaşım ana planı deprem gerçeğini de göz önüne alarak hazırlanmalı, yerleşim kararları ve ulaşım planları buna uygun olmalıdır. Ancak 12 yıl sonra hazırlanabilen Ulusal Deprem StratejiPlanı taslağı ilkesel olarak hem ilgili mevzuata hem de stratejik planlama doğasına aykırı bir boyut taşımaktadır. Bu taslak TMMOB ve bağlı odaların da katkısıyla Ulusal Deprem Strateji Planı haline getirilmelidir. Sonuç olarak depremlerin ve doğa olaylarının afet olark yaşanması ülkemizin ve halkımızın yazgısı olamaz. Olmamalıdır. Depremi unutmadık. Unutmayacağız, unutturmayacağız."