Bilgi
Teknik Sözlük çalışmamız yapım aşamasındadır. Odamızın ortak çalışmalarının ürünü olan bu sözlük, onu kullananların katkısı ile gelişebilir. Ayrıca gelişen teknoloji, zaman ile dilimize giren yeni terim ve sözcüklerin doğmasına sebep olacaktır. Öneri ve Katkılarınızı bekliyoruz.
Değerlendirmelerinizi yayin [at] mmo.org.tr mail adresine gönderebilirsiniz.
TÜR ADI | SEMBOL |
İSİM/AD | (i) |
SIFAT | (s) |
FİİL | (f) |
ZARF | (z) |
EDAT | (-e) |
EK | ek |
BAĞLAÇ | b |
steady state |
kararlı hal (i) |
steady |
sabit, sallantısız (s) |
Stead (Back Rest, Back Stay) |
ince iş parçalarını desteklemesi için torna yatağına veya taşıyıcıya tespit edilmiş mesnet, dayak. (i) |
stay |
destek (i) |
stay |
dikme (i) |
stay |
durmak (f) |
stay |
oturma (i) |
stay bar |
gergi çubuğu (i) |
stay bolt |
tespit cıvatası, setuskur (i) |
stay bolt |
germe cıvatası (i) |
stay plate |
tespit levhası, takviye levhası (i) |
stay rod |
tespit çubuğu, bağlama çubuğu (i) |
Stay Tap |
Uzun musluk, uzun tıpa. (i) |
stay wedge |
tespit kaması (i) |
stay wire |
germe teli (i) |
Stayed Link Chain |
Gergili zincir (i) |
Steady State |
Kararlı durum. Bakınız Vibration. (i) |
static velocity error coefficient |
kalıcı hız hata katsayısı (i) |
station |
istasyon (i) |
station equation |
kilometre eşitliği (yatay güzergahta) (i) |
station function |
istasyon işlevi (i) |
station log |
istasyon günlüğü (i) |
station point |
durulan nokta, gözlem noktası (i) |
station summary |
abris (i) |
station wagon |
kaptıkaçtı (i) |
station wagon car |
steyşin araba (i) |
stationary |
kırtasiye (i) |
stationary |
sabit, bir kaideye tespit edilmiş (s) |
stationary |
Olduğu vaziyette kalan, ilerleme veya gerileme göstermeyen, stasyoner. (s) |
stationary |
durağan (s) |
stationary |
kararlı (s) |
station |
istasyon, yer (i) |
station |
istasyon, durak |
statical |
statik (s) |
statical compressive stress |
statik basınç gerilmesi (i) |
statical moment |
statik moment (i) |
statically balanced |
statik dengelenmiş (s) |
statically determinate |
izostatik, statikçe belirli (s) |
statically indeterminate |
hiperstatik, statikçe belirsiz (s) |
static-regain method |
statik geri kazanma metodu (i) |
statics |
statik, kuvvetlerin denge durumunu inceleyen bilim dalı (i) |
statics |
statik (i) |
statik |
durgun (s) |
statik |
durağan (s) |
statik |
durgun (s) |
station |
1. Duruş, vaziyet, durum, hal |
stationary |
sabit (s) |
stationary arm |
distribütör örsü, distribütör platinlerinin hareketsiz kolu (i) |
stationing |
kilometraj (i) |
statistic |
istatistik (i) |