GÜNEŞ ENERJİSİ SİSTEMLERİ SEMPOZYUMU YAPILDI
Odamız adına Mersin Şube sekretaryalığında ikincisi düzenlenen olan "Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyum ve Sergisi", yılda 300‘den fazla günün güneşli geçtiği Mersin‘deki Kültür Merkezi‘nde yapıldı.
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Mersin‘de yapılan Sempozyumu açış konuşmasında, "Ülkemizde birincil enerji kaynakları tüketiminin ancak % 35‘i yerli kaynaklardan karşılanabilir hale gelmiştir" dedi.
Oda Yönetim Kurulu Başkanımız Emin KORAMAZ‘ın açış konuşması yazının devamındadır. TMMOB Makina Mühendisleri Odası‘nın ikinci kez düzenlediği "Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyum ve Sergisi" 24-25 Haziran 2005 tarihlerinde Mersin Kültür Merkezinde yapıldı. Sempozyumun açılış konuşmaları Mersin Şube Başkanı Serdar ERKAN ve Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ tarafından yapıldı.
Sempozyum süresince toplam 7 ayrı oturumda toplam 24 adet bildiri, 7 adet de poster bildiri sunuldu. Ayrıca "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimi, Verimlilik, Ülkemiz ve AB Mevzuatı" konulu bir panel düzenlendi.
Sempozyum süresince, Makina Mühendislerine yönelik olarak güneş enerjisi ısıtmalı su sistemleriyle ilgili üretime yönelik kurslar düzenlendi.
Gençlerin ilgisini güneş enerjisi sitemlerine çekmek üzere lise ve dengi okullar arasında güneş enerjisinin kullanım alanlarına yönelik Mersin‘de düzenlenen proje yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.
Yine sempozyum süresince Mersin Cumhuriyet Meydanında düzenlenen ve 14 firmanın katıldığı sergide Güneş Enerjisiyle ilgili ürünler halka tanıtıldı.
Sempozyum aşağıdaki kurum ve kuruluşlar tarafından desteklendi:
Anadolu Üniversitesi Müh. Mim.Fak., Atatürk Üniversitesi Müh. Fak., Çukurova Üniversitesi Müh Fak. Mak. Müh. Böl., Dokuz Eylül Üniversitesi Müh. Mim. Fak., Ege Üniversitesi GÜNEŞ ENERJİSİ ENSTİTÜSÜ, Ege Üniversitesi Müh. Fak., EİEİ Genel Müdürlüğü, EMO/Elektrik Mühendisleri Odası, EUROSOLAR, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, GREENPEACE-Akdeniz, Harran Üniversitesi Müh. Fak., ISKAV/Isıtma Soğutma Klima Arş. ve Eğ. Vakfı, Kocaeli Üniversitesi Müh. Fak. Mak. Müh. Böl., MDTO/Mersin Deniz Ticaret Odası, MTSO/Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz Belediyesi, Mezitli Belediyesi, Silifke Belediyesi, Toroslar Belediyesi, Yenişehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi, Mersin Valiliği, Muğla Üniversitesi, ODTÜ Müh. Fak. Mak. Müh. Böl., Pamukkale Üniversitesi Müh. Fak., Süleyman Demirel Üniversitesi Müh. Mim.Fak., TEMA Vakfı, TEMEV/TEMİZ ENERJİ VAKFI, TIBTD/TÜRK ISI BİLİMİ VE TEKNİĞİ DERNEĞİ, TTMD/Türk Tesisat Mühendisleri Derneği, UGET-TB/ULUSLARARASI GÜNEŞ ENERJİSİ TOPLULUĞU Türkiye Bölümü, Uludağ Üniversitesi Müh. Mim.Fak.
Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ‘ın Sempozyumu Açış Konuşması:
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Mersin‘de yapılan Sempozyumu açış konuşmasında, "Ülkemizde birincil enerji kaynakları tüketiminin ancak % 35‘i yerli kaynaklardan karşılanabilir hale gelmiştir" dedi.
Türkiye‘nin enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ağırlıklı olarak fosil yakıt kaynaklarından sağladığını belirten KORAMAZ, "2003 yılı itibariyle enerji tüketimimizin yalnızca % 28.3‘ü yerli kaynaklarla karşılanmaktadır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uzun vadeli projeksiyonlarda, dışa bağımlılık oranının 2010‘da % 71, 2015‘de % 68 ve 2020 yılı için % 70‘ler seviyesinde olacağı tahmin edilmektedir. Bunun nedeni, hep vurguladığımız gibi, Türkiye‘nin enerji kaynakları açısından ithalatçı bir ülke konumunda olmasıdır" dedi.
Emin KORAMAZ, Türkiye‘de mevcut hidrolik, rüzgar, biyokütle, enerjilerine oranla güneş enerjisinin 80.0 MTEP (milyon ton eşdeğer petrol) teknik potansiyel ile en önde olduğunu belirtti.
KORAMAZ, "Güneşin aydınlığının Türkiye‘yi hep aydınlatması ve sempozyumun konunun önemine uygun toplumsal bilinç geliştirmede rol üstlenmesini" diledi.
Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Oda çalışmaları ve bu dönemki etkinliklere bilgi verdikten sonra, Odamızın enerji alanına yönelik çalışmalarına özetle şöyle değindi:
"Odamız, sürekli eğitim anlayışı çerçevesinde oluşturduğu Meslek İçi Eğitim Merkezleri Kanalıyla Jeotermal Enerji Uygulamaları, Güneş Enerjisi Sistemleri, Isı Yalıtımı ve Enerji Yönetimi Konusunda kurslar ve seminerler düzenlemekte, bu alandaki gelişmeleri üyelerine aktarmaya çalışmaktadır.
Odamız, üyelerini eğitme ve belgelendirme faaliyetlerinin yanında, tekniğin gerektirdiği araç, gereç ve cihazları kullanarak enerji yönetimi ve çevre mevzuatı çerçevesinde, emisyon ölçümleri de yapmaktadır. Bu amaçla ülke genelinde istihdam ettiğimiz 200‘ü aşkın teknik görevlimiz konu hakkında sürekli hizmet içi eğitimden geçirilmektedir. Odamızın bu çerçevede yürüttüğü faaliyetler, AB uyum mevzuatları çerçevesinde TÜRKAK‘a aktedite ettirilmiş ve Odamız A Tipi Muayene Kuruluşu olmuştur.
Odamız, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olma hüviyeti ve meslek alanlarında karşılaştığı sorunlardan hareketle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TSE, TÜRKAK, EPDK, EİEİ, vd. kurum ve kuruluşlarla yakın ilişkilerini süreklilik içinde yürütmektedir.
Ayrıca Odamız Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi üyesidir ve bu dönem Konseyin Yönetim Kurulunda Oğuz TÜRKYILMAZ arkadaşımız tarafından temsil edilmektedir."
Oda Başkanı, dünyadaki jeopolitik duruma değindikten sonra enerji kaynaklarının durumuna ilişkin olarak şunları söyledi:
"Buna karşılık geleneksel enerji kaynakları olan fosil yakıtların rezervleri ise gittikçe azalmaktadır. Günümüzde dünya enerji gereksiniminin % 80‘i fosil yakıtlarca karşılanmaktadır. Dünyada bilinen petrol rezervlerinin ömür 40 yıl, doğal gazın 61 yıl kömürün ise 227 yıl olarak tahmin edilmektedir. Bir yandan fosil yakıt rezervlerinin azalması diğer yandan artan çevre kirliliği ve doğanın tahribi, gibi etkenler yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılmaktadır."
Oda Başkanı, diğer kamusal alanlarda olduğu gibi enerji sektörünün de yerli ve yabancı sermaye için yeni bir ticari alan olarak örgütlendiğini, üretimde "yap işlet devret" ve "yap işlet" modelleri ve yüksek fiyatlı yüzde yüz alım garantili sözleşmelerle enerji maliyetlerinin sürekli arttığını, böylece Türkiye‘nin elektriği en pahalıya tüketen ülkelerden biri haline geldiğini belirtti ve "Doğalgaz temini konusunda da abartılı projeler ve projeksiyonlar yapılmaktadır. Elektrik enerjisi üretiminde yaklaşık % 45 oranında ithal bir kaynak olan doğalgaz kullanılmakta ve bu oranın arttırılması hedeflenmektedir" dedi.
Emin KORAMAZ, ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynaklarının durumuna ilişkin olarak şu bilgileri verdi:
"Hidrolik enerjisinin ekonomik potansiyeli 127.6 milyar kWh/yıldır. Bu potansiyelin % 35‘i kullanılmakta olup, % 8‘i inşa halindedir. Geri kalan % 57‘si ise kullanılmamaktadır.
Jeotermal kaynak zenginliği açısından ülkemiz dünya sıralamasında 5., Jeotermal enerjiden elde edilen elektrik üretimi açısından 14., Jeotermal enerjinin doğrudan kullanımında ise 7. sıradadır. Mevcut durumda toplam potansiyelimizin ancak % 2.97‘si kullanılıyor.
Türkiye‘nin 3.500 km kıyı şeridi, sürekli ve düzenli olarak rüzgar alan bölgeleri ile Avrupa‘nın rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek ülkeleri arasında yer almakta ancak rüzgar teknik potansiyelimizin %1‘i, ekonomik potansiyelin ise % 15‘i değerlendirilmektedir."
Güneş enerjisi açısından Doğu Karadeniz hariç bir güneş ülkesi diyebileceğimiz Türkiye‘nin yıllık ortalama toplam güneşlenme süresi 2.640 saattir. Bu günlük toplam 7.2 saate karşılık düşmektedir. Bu veri, güneş enerjisi potansiyeli bakımından oldukça zengin bir ülke olduğumuzu göstermekte ancak bu kaynak yeterince değerlendirilmemektedir.
Resmi verilere göre, Türkiye‘nin yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli yaklaşık 200 MTEP (milyon ton eşdeğer petrol) olarak tahmin edilmektedir. Bu potansiyelin kaynaklara göre dağılımı şöyledir.
Hidrolik 7.5 MTEP (Ekonomik Potansiyel)
Rüzgar 19.0 MTEP (Teknik Potansiyel), 2,5 MTEP (Ekonomik)
Jeotermal 5.5 MTEP (Teknik Potansiyel)
Güneş 80.0 MTEP (Teknik Potansiyel)
Biyokütle 6.0 MTEP (Teknik Potansiyel)
Bu tablodan, güneş enerjisinin ne denli büyük bir potansiyelle elimizde bulunduğu açıkça görülmektedir."
KORAMAZ, güneş, jeotermal ve rüzgar kaynaklarından enerji elde etmek için gerekli teknoloji ve ekipmanların büyük bir çoğunluğunun ülkemizde üretiminin bulunduğunu ve bu alanda "gerekli mühendis ve teknik elemana sahip olan ülkemizde özellikle bazı enerji kaynaklarında gerekli yatırım maliyetlerinin düşüklüğü de göz önüne alındığında Yeni ve Yenilenebilir Ulusal ve Kamusal Bir Enerji Politikasının benimsenmesinin Türkiye‘ye ne kadar çok şey kazandırabileceği"ne dikkat çekti.
Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi için yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden KORAMAZ, ‘Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun‘un yetersiz kaldığını belirterek şunları söyledi.
"Ülkemiz koşulları göz önünde bulundurularak, sektörel ve kamusal planlama ve denetim, bilimsel araştırma ve teknoloji geliştirme altyapısı kurulmaksızın, yalnızca teşviklerle ve piyasa eliyle yenilenebilir enerji kullanımı yeterli bir şekilde desteklenemez. Genel teşvik uygulamalarıyla yalnızca avantajlı bölgelerdeki rüzgar ve hidroelektrik santrallerine destek söz konusu olabilecektir."
AB uygulamalarında 2010 yılında toplam enerjinin % 12‘sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması, toplam elektrik tüketiminin ise % 22‘sinin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayandırılmasının hedeflendiğini belirten KORAMAZ, "Diğer bir çok konuda AB mevzuatı ve hedeflerine ulaşmak için çaba harcanmakta iken, Odamızca yasanın TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi esnasında bir değişiklik önergesiyle gündeme getirilen % 12‘lik hedefin reddedilmiş olması anlamlıdır" dedi.
KORAMAZ, devamla, "yasanın 7. maddesine ilişkin yenilenebilir enerji tesislerinin ihtiyacı olan makine ve ekipmanların en az % 45‘inin yurt içinden teminini öngören ve yerli sanayiyi geliştirecek değişiklik önerisinin reddedilmiş olması"nı "kayda değer diğer bir nokta" olarak eleştirdi.
Oda Başkanı güneş enerjisinin kullanımına ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Ülkemizde güneş enerjili sıcak su sistemlerinin yaygınlaşması ile güneş kollektörlerinin tüketici bazında kullanımı teşvik edilmelidir. Nüfusun ve enerji tüketiminin yoğun olduğu büyük kentlerde yerel yönetimlerle işbirliği yapılarak; imar yönetmeliklerinde yapılacak değişikliklerle güneş kollektörlerinin kullanımı zorunlu hale getirilmelidir.
Kırsal alanlarda pişirme amaçlı kullanılan güneş ocaklarının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmalıdır.
Güneş enerjisi sıcak su sistemlerinin, güneş enerjisi potansiyelinin yüksek olduğu Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege Bölgesi‘nde öncelikli olarak yeni yapılmakta olan binalarda kullanımı mutlaka artırılmalıdır. Türkiye‘de sadece sıcak su amaçlı güneş enerjisi uygulaması ile yılda 500 milyon dolar tasarruf edilebilecek; yenilenebilir enerji teknolojisinin ülkemizde gelişmesi ve üretiminin teşviki ile de her yıl 100.000 kişiye iş sahası yaratılabilecektir.
Konutlarda tüketilen enerjinin % 80‘i ısınmaya harcanmaktadır. Bu nedenle güneş mimarisi önemsenerek uygulanmalı, öncelikle büyük şehirlerden başlanarak yeni yapılmakta olan binalarda yönlendirme ve yalıtıma büyük önem verilmeli, ek maliyet getirmeden % 30‘lara varan ısı kazancı sağlayan mimari özellikler kullanılmalıdır.
Binalarda güneş enerjisi kaynaklı mekanik, tesisat projeleri hazırlanıp onaylatılmadan yapı kullanma izni verilmemeli, imar yasasında düzenleme yapılarak güneş enerjisi sistemleri zorunlu tutulmalıdır.
Fotovoltaik pillerin yurt içinde üretimi için üniversitelerle ilgili kamu ve özel sektör kuruluşlarının işbirliği sağlanmalıdır. Bu konuda ilgili meslek odaları ile işbirliği içinde bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır."
Oda Başkanı, konuşmasının son bölümünde ise şunları söyledi:
"TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak ikincisini düzenlediğimiz "Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyum ve Sergisi"nin, Dünya Güneş Günü‘nün kutlandığı hafta içinde düzenlenmesi bizce önem taşımaktadır.
Aynı şekilde bu sempozyumun Mersin‘de düzenlenmesi de anlamlıdır. Mersin Şubemiz, sürekli belirtir: Bugün Mezitli sınırları içinde bulunan ve halk arasında Viranşehir olarak adlandıran tarihi bölgenin antik çağlardaki adı, Soloi yani Güneş anlamına gelmektedir. Bu da tarihten bu yana Mersin‘in güneşle özdeşleştiğini ve yöre insanlarının bu sonsuz enerji zenginliğinin farkında olduğunu göstermektedir. Gerek bu nedenle gerekse yılda 300‘den fazla günün güneşli geçtiği Mersin‘de "Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyum ve Sergisi"nin düzenlenmesi ayrı bir önem taşımaktadır.
Sempozyumumuzun, güneşin aydınlığının Türkiye‘yi hep aydınlatması ve konunun önemine uygun toplumsal bilinç geliştirmede rol üstlenmesini diliyorum."
Oda Başkanı, son olarak, etkinliğe emeği geçenlere teşekkür etti ve etkinliğin başarılı geçmesini dileyerek, konuşmasını tamamladı.