TÜRKİYE ENERJİDE NEREYE GİDİYOR?
Yayına Giriş Tarihi
Enerjiden yararlanmak modern çağın gereği ve temel bir insan hakkıdır. Enerji kaynaklarının değerlendirmesinden başlayarak üretim, iletim, dağıtım aşamalarında toplum çıkarlarının gözetilmesi, bütün bu süreçlerde çevreye, iklime ve doğaya olumsuz etkileri asgari düzeyde tutulması gereklidir.
Oğuz Türkyılmaz
Endüstri Mühendisi
TMMOB MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı
Elektrik enerjisi faaliyetleri toplum çıkarının gözetilmesi gereken bir kamu hizmetidir. Aralarında organik bir bağ olan elektrik üretim, iletim ve dağıtım faaliyetlerinin; demokratik ve katılımcı bir anlayışla oluşturulacak; toplum, kamu, ülke çıkarlarını gözeten kamusal bir planlama anlayışı içinde yürütülmesi zorunludur.
İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarının sınırlanabilmesi için enerji üretiminde öncelik ve ağırlığın, fosil yakıtlara değil, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmesi gerekmektedir. Toplum çıkarını gözeten demokratik bir enerji planı ve programı için, sektörde bütünleşik kaynak planlaması enerjinin daha verimli kullanımı, enerji ekipmanlarının yerli üretimi, çevreye verilen zararın asgari düzeyde olması, iklim değişikliğine olumsuz etkilerin sınırlanması, yatırımın yapılacağı yerde yaşayan insanların hak ve çıkarlarının korunması vb. ölçütler gözetilerek demokratik katılım mekanizmalarıyla yapılmalıdır.
Petrol, gaz ve kömür tekellerinin denetiminde olan dünyamızda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini önce sınırlamak, sonra durdurabilmek ve elektriğe hâlâ erişemeyen “enerji yoksunu” 1 milyar insanı, elektrik kullanabilir hale getirebilmek, yemek pişirmek ve ısınmak için çalı çırpıdan öteye geçememiş yüz milyonlarca insanı, çağdaş yaşam koşullarına ulaştırabilmek için, enerji sektörünü özel tekellerin salt kâr egemenliğinden çıkarıp kamusal bir düzleme aktarmak ve yenilenebilir kaynaklara dayalı, düşük karbon emisyonlu bir ekonomiye yönelerek, enerjide demokratik bir denetimi/programı gerçekleştirme ihtiyacı vardır.
Ülkemizde birinci enerji arzında fosil yakıtların payı %88,11,arzın ithal kaynakların payı %75,7’dir.2018’de enerji hammaddeleri ithalatına 43 milyar dolar ödenmiştir. Tek başına Rusya Federasyonu, ülkemizin enerji ithalatının %36,7’sini,enerji arzının %27,8 sini sağlamakta ve bu oranla enerji arzında tüm yerli kaynakların (%24,3) önünde yer almaktadır.
Elektrik üretimi 2018’de %1,8 artışla 300,717 GWh’a ulaşmıştır. Ekonomik durgunluk yılın ilk üç ayında artmayan elektrik üretiminde 2019’da artış bir yana azalma olabileceği işaretini vermektedir. Odamızın yıllardır dile getirdiği talep tahminlerinin yüksek tutulduğu eleştirisi bir ölçüde dikkate alınmış ve talep artış oranları azaltılmıştır.
Ülkemizde elektrik enerjisi açığı değil tersine arz fazlası vardır. Nisan 2019 sonunda 89.680,5 MW olan kurulu gücün yılsonunda 90.000 MW’ı aşması söz konusudur. Lisans ve ön lisans alan santralların da önümüzdeki yıllarda devreye girmesi ile kurulu gücün 120.000 MW’ı aşabileceği ve kullanılmayan bir kapasite fazlası olabileceği öngörülmektedir.
Elektrik fiyatları yapılan zamlarla 2017 yılı sonuna göre 2018 yılında; konutlarda % 45, diğer tüketici gruplarında % 71-72 oranlarında artmıştır. 2018 yılı içinde yapılan zamlarla, 2017 yılı sonuna göre doğalgaz fiyatları konutlarda % 25-37, küçük sanayi kuruluşlarında % 29,5, büyük sanayi kuruluşlarında % 100, elektrik üretimi için yakıt olarak doğalgaz kullanan santrallerde % 146 oranında artmıştır. Yapılan bu yüksek oranlı fiyat artış oranları, Odamızın yıllardır gündeme getirdiği enerji yoksulları ve yoksunlarına ücretsiz elektrik ve doğal gaz verilmesi talebinin ne denli doğru ve haklı olduğunu kanıtlamıştır. Yerel seçim öncesinde talebimiz sınırlı bir karşılık bulmuş ve konutta oturan birey sayısına göre ayda 75-150 kWh ücretsiz elektrik desteği uygulamasına başlanmıştır. Destek uygulamasının birey sayısından bağımsız olması ve daha yükseltilmesi ve bedava kömür yerine doğal gaz verilmesi taleplerimizi savunmaya devam ediyoruz.
Yıllardır yeni ithal kömür ve doğal gaz santrallarına izin verilmemesi çağrısında bulunduk. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sn. Dönmez’in artık yeni doğal gaz ve ithal kömür santrallarına izin verilmeyeceği açıklaması, haklılığımızın geç de olsa, kabul edildiğini göstermektedir. Şimdi enerji yetkililerini, Sn. Bakan’ın açıklamasının ardında durmaya, hiç bir yeni ithal kömür ve doğal gaz santralına izin vermemeye ve lisans alan projelerden yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin de lisanslarını iptal etmeye çağırıyoruz.
İklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarını dikkate alan, enerji yatırımlarının doğal ve toplumsal çevreye vereceği olumsuz etkileri asgari düzeyde tutmayı öngören ve toplum çıkarlarını gözeten enerji politika ve uygulamalarını, yine toplum yararını gözeten alternatif kalkınma ve sanayileşme politikaları ile birlikte düşünmek ve böyle bir toplumcu içerikte demokratik bir enerji programını, ilgili kesimlerin aktif katkılarına imkân veren demokratik katılım mekanizmalarında tartışarak geliştirmek gerektiğine inanıyoruz.
Bu yazıda çok kısa değindiğimiz değerlendirme, görüş ve önerilerimize 17.5.2019 tarihinde yaptığımız ve Şube web sitesine yüklenecek olan Türkiye Enerji Görünümü Mayıs 2019 tarihli Sunumda, Odamızın web sitesindeki Enerji Köşesinde yer alan raporlarımızda bulabilirsiniz.