Mühendis ve Makina Dergisi: HAZİRAN 2003

Değerli Okuyucularımız;

Siyasal iktidarların yıllardır uyguladıkları çevre politikaları insan sağlığını ve çevreyi tehdit eder boyuta getirmiştir. Bu süreçte; doğanın tahribatı ve yağması daha da derinleşmiş; çarpık ve düzensiz kentleşme, ranta dayalı plansız yapılaşma, denetim ve yaptırım eksikliği, su ve kanalizasyon sorunu, kentlerin çöp sorunu, gürültü kirliliği, nükleer kirlilik, endüstriyel kirlilik, doğal kaynaklarımızın hiçe sayılarak yabancı sermayenin yağmasına, ormanlarımızın ve hazine arazilerinin talana açılmasına bırakılması sonucunda sorunlar çığ topu gibi büyümüştür.

Son dönemde AKP Hükümetinin, Dünya Bankası ve IMF programları doğrultusunda gündeme aldığı yeniden yapılanma ve reform çalışmaları kapsamında ormanlarımız, kıyılarımız, doğal ve kültürel varlıklarımız satılmak, yağmalanmak istenmektedir.

5 Haziran Dünya Çevre günü işte böyle bir ortamda kutlanmak istenmektedir. AKP Hükümeti, kamu yönetiminde reform girişimlerine Çevre Bakanlığı‘nı Orman Bakanlığı ile birleştirmek suretiyle kapatarak ülkemiz çevre yönetimi kurumsallaşmasını yeni bir kaosa sürüklemekle başlamış, ardından uluslararası tekellerin dayattığı yasa ve yönetmelikleri TBMM‘nin gündemine taşımıştır. "Kamuda Yeniden Yapılanma" adı altında süren ve acil bir ihtiyaç olduğu herkesçe kabul edilen bir reform süreci, toplum ve kamu yararı programı yerine Dünya Bankası‘nın uluslararası entegrasyona yönelik bir kuralsızlaştırma ve sömürü programının uygulanmasına indirgendiği için çevresel, tarihi ve kültürel varlıklarımız bir yağma kapısı haline getirilmektedir. Anayasa‘nın 169. ve 170. Maddelerinde yapılmak istenen değişiklik ile ormanlarımızın satışı ve işletme devri ile özelleştirilmesi, kıyıların kamusal kullanımını sınırlayacak düzenlemeler ve Anayasa‘nın 43. Maddesindeki değişiklik, maden yasa tasarısı, doğal ve kültürel sit alanlarının satışı, mobil santralların hukuk dışı yöntemlerle işletilmesi "tüccar siyaset" anlayışının en çarpıcı uygulamalarıdır.

Bu anlayış devam ettiği sürece ülkemizi yeni belirsizlikler ve yıkımlar beklemektedir. Odamıza ve üyelerimize Kamu ve toplum yararını öne çıkaran politikaların savunucusu olma, daha güzel, sağlıklı, temiz ve yaşanabilir bir çevre yaratılması sürecine katkıda bulunma noktasında bugün daha büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Dergimizin her Haziran sayısında olduğu gibi bu sayısında da Çevre ve Enerji alanıyla ilgili konularda yazılara yer verilmektedir.

Odamız; yaşanılabilir bir dünya, yaşanılabilir bir ülke için; sadece 5 Haziran‘ larda değil, her gün bu mücadeleyi yükseltmeyi, her gün uyarılarını yaparak kamuoyunu bilgilendirmeyi sürdürecektir.

Yeni sayılarda buluşmak dileğiyle saygılarımızı sunarız...