"2 TEMMUZ" UNUTMADIK, UNUTTURAMAYACAKLAR (02 TEMMUZ 2004)

BASINA VE KAMUOYUNA

02 Temmuz 2004

Ülkemiz tarihi ; toplumsal gelişimi kabul etmeyen ve toplumsal yaşamı ortaçağın karanlığına teslim etmek isteyen güçler ile; toplumsal yaşama yön vermek isteyen,emekten ve halktan yana gelişmelerin önünü açacak bilimsel düşünceyi rehber alan ilerici, devrimci güçlerin mücadelesiyle doludur.

Bundan tam 11 yıl önce 2 Temmuz 1993 de ülkemizi ortaçağ karanlığına gömmek isteyen şeriatçı faşist güçler bu ülkenin topraklarında tohum olmuş yeşermiş ve gelişerek ülkesinin bağımsız ve aydınlık geleceğine inanmış ve bu yolda aydın kimliğine ulaşmış 37 aydın, yurtsever insanımızı yakarak katlettiler.

Bu güçler genç-yaşlı, kadın-erkek demeden devletin güvenlik güçlerinin gözü önünde Madımak Oteli'ni ateşe verdiler ve saatlerce aydınlarımızın, insanlarımızın canlı canlı yakılışını seyrettiler. Aslında insanlık tarihi adına insana ait olan iyiden ve güzelden yana ne varsa ama ne varsa işte orada engizisyon mahkemelerinin gerçeğine dönüştü. İşte tam da bu noktada toplumlar tarihini soyut dönemlerle ve tarihlerle açıklayanlar, ortaçağ ile 20. yüzyılın benzerliklerini açıklamakta zorlanmaktadırlar.

Bu anlamda ülkemiz topraklarında yaşananlar ne kötü örnek ve tesadüflerle açıklanabilir nede tarihsel tekerrürlerle. Yaşananlar üretici güçler arasında ilerici güçler ile bu gelişimin önünü tıkamak, kesmek ve hatta yok etmek isteyen gerici güçlerin savaşımıdır.

Ülkemizi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen bu güçler; sadece Sivas'ta değil Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Gazi Mahallesinde aydınlarımıza, sanatçılarımıza, düşünürlerimize bombalı ve silahlı saldırılar düzenlemiş ve halkımıza karşı kitlesel katliamlar gerçekleştirmiştir. Ancak gerçekleştirilen tüm bu saldırıların failleri bulunamamış (bulunması istenmemiş) ya da bulunsa bile çok komik cezalarla cezalandırılmışlardır. Yaşanan bu katliamlar ülkemizde Cumhuriyet düşmanlığına, gericiliğe verilen primlerin bir göstergesidir.

Bizler; emekten ve halktan yana olan güçler bu yaşananlara ve bundan sonra yaşanacaklara seyirci kalmamak, engellemek ve hatta tarihin akışına yön vermek istiyorsak örgütlenmek zorundayız. Ancak örgütlü ve bilinçli güçler ile bu tarz katliamları ve provokasyonları açığa çıkarabilir ve önleyebiliriz. Bugün bizim coğrafyamızda yaşananlar, dünyanın başka bir ülkesinde ve coğrafyasında da başka dublörlerle ama aynı içerikle yaşanmaktadır. Ulusal, etnik ve dinsel kapışmalar ve provokasyonlar bu günkü tek kutuplu dünyanın argümanlarıdır. Bu argümanları boşa çıkaracak tek güç ise emekten ve halktan yana güçlerdir.

Bu gerçekten hareketle Makina Mühendisleri Odası olarak bizler; bağımsız, demokratik, aydınlık ve özgür bir ülkede yaşamak istiyoruz. İnsanlarımızın ve aydınlarımızın katledilmediği, insanların düşüncelerinden dolayı yargılanmadığı, yakılmadığı ve cezaevlerine konulmadığı, sokak infazlarının yaşanmadığı, çetelerin değil hukukun üstün olduğu ve halkların kardeşçe bir arada yaşadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz.

SİVAS BİR DAHA ASLA!

Saygılarımızla,

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

Oda Sekreteri

Ali Ekber ÇAKAR