17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİNDEN BUGÜNE, TEMEL SORUNLAR SÜRÜYOR...

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Deprem Ülkesi Türkiye‘de 17 Ağustos 1999 Depremi

Sonrasında Saptanan Temel Sorunlar Sürüyor

"Yara Sarmacılık" Yaklaşımı Reddedilmeli, Köktenci

Önlemler Bütünü ile Depremlerdeki Zararlar En Aza İndirilmeli, Gerekli Yasal Düzenlemeler Hızla Yapılmalıdır.

17 Ağustos 1999 Depreminin yıldönümünde Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ‘ın yaptığı basın açıklaması yazının devamındadır.

Topraklarının % 93'ü aktif deprem kuşağında bulunan Türkiye'de, nüfusun % 98'i deprem riski altında yaşamaktadır. 1900'den bu yana 190'a yakın büyük hasarlı depremde yaklaşık 100 bin insan yaşamını yitirmiştir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Deprem Araştırma Dairesi Sismoloji Şube Müdürlüğü verilerine göre yalnızca son bir yıl içinde (15.08.2005 ile 15.08.2006 tarihleri arasında) Türkiye'de 4.833 deprem gerçekleşmiştir. Bütün bu gerçekliklere rağmen ülkemizde deprem dahil doğal afetlere yönelik köklü çözümler yaşama geçirilmemektedir.

17 Ağustos 1999 günü meydana gelen depremin üzerinden tam yedi yıl geçmiş olmasına karşın, yaşanan toplumsal sorunlar ve insani dramların uyarıcılığı sürmektedir. Toplumsal hafızamızın zayıflığı ve yaşadığımız felaketlerden gerekli dersleri almamış olmamız nedeniyle yasal düzenlemelerdeki eksikler ve denetimlerdeki boşluklar sürmekte, depremlere karşı önlemler günü birlikçi yaklaşımlarla geçiştirilmektedir.

Bütün bu yaşananların temel nedeni, yıllardır uygulana gelen siyasi ve ekonomik rant amaçlı yapılaşma politikalarıdır; çağdaş, planlı sağlıklı, güvenlikli kentleşme süreçlerini yaratacak ve depremlerde yıkımı en aza indirecek düzenlemelerin yapılmamasıdır. Hatalı ve denetimsiz yapı süreçleri, bütün bu sorunların başında gelmektedir.

Diğer yandan, doğal afetlere karşı bilimsel ve teknolojik gelişmelere dayalı bilimsel-teknik mühendislik önlemlerinin alınması konusunda yeterli çalışmalar yapılmamış, Deprem Şurası v.b. girişimlerin hakkı verilmemiştir. Hatta 1999 yılında deprem sonrasında TBMM'de gündeme gelen bazı mevzuat değişiklikleri bile hala komisyonlarda bekler durumdadır.
Yine son dönemlerde Afet, İmar, Yapı Kanunları ve "Deprem Bakımından Yapı Yasaklı Alanlardaki Yerleşimlerin Güvenilir Alanlara Nakline Dair Kanun Tasarısı"nda görüldüğü gibi yasalar, yasa taslakları ve yönetmelikler arasında birbirinden kopukluklar söz konusudur. Bilimsellikten ve kamu yararı temelinden uzak taslaklar ile köktenci çözümlere yönelmek mümkün değildir.

Öte yandan 7. Beş yıllık Kalkınma Planından beri diğer kamusal hizmetlerde olduğu gibi afetlerle ilgili yasa ve mevzuatlara ilişkin yaklaşımlarda da özelleştirme ve piyasaya açılmacılık egemen kılınmıştır. 1999 depremi sonrası Dünya Bankası'nın dayattığı zorunlu deprem sigortası da bu temelde gündeme gelmiş ve malul kılınmıştır.

Özellikle 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında "Güvenli yapılaşma" adına getirilen yapı denetimi düzenlemeleri de deprem sonrası sorunları çözememiş hatta yeni kargaşalar yaratmıştır. Depremle ilgili yasal düzenlemelerden biri olan "Yapı Denetim Kanunu"nda ciddi eksikler bulunmaktadır. 17 Ağustos 1999 depremi ardından "gündeme gelen 595 sayılı KHK'nin Anayasa Mahkemesi'nce iptali üzerine aynı anlayışla oluşturulan 4708 sayılı yasanın sonuçları 2003 Mayıs'ında Bingöl depreminde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Odamızın tüm uyarılarına rağmen bu yasanın kapsamına birinci derece deprem bölgesindeki birçok ilimiz ısrarla alınmamıştır.

Bilim ve tekniğin gereklerine uygun, TMMOB'ye bağlı ilgili meslek odalarının görüşleri alınarak hazırlanacak yeni bir Yapı Denetim Kanunu ivedilikle TBMM gündemine taşınmalıdır. Bu Kanunun temelini oluşturacak ve tüm hazırlıkları TMMOB tarafından tamamlanmış olan "Yetkili/Yetkin Uzman Teknik Eleman Kanunu" da Yapı Denetim Kanunu'na paralel olarak TBMM gündemine taşınmalıdır.

1999 Depremlerinden sonra üniversiteler, meslek odaları ve uygulamacı kamu kurumlarında artan bilgi ve deneyim birikimine dayanarak, piyasacı/özelleştirmeci anlayışlardan bağımsız bir önlemler bütünü oluşturulmalıdır.

Bu kapsamda, insan yerleşimlerinin güvenli kılınması ve afet zararlarının en aza indirilebilmesi için önleyici önlemlerin geliştirilmesi gerekmektedir. "Yara sarıcı" ve yalnızca deprem sonrasıyla sınırlı kalan değil, deprem öncesi önlemleri de planlayan "zarar azaltma" yaklaşımı ön plana geçmelidir.

Bunların yanı sıra deprem zararlarını azaltma, imar yasası ve ilgili mevzuatlara yansıtılmalı, kent planlaması ve yapı üretimi bütünlüklü bir şekilde ele alınmalı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı hızla oluşturulmalıdır.

TMMOB 
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
Yönetim Kurulu Başkanı
Emin KORAMAZ

Yayına Giriş Tarihi

2016-09-28 07:45:00