TMMOB İKK İZMİR SU SEMPOZYUMU; SU KAYNAKLARI ZENGİN DEĞİL, KISITLI BİR ÜLKEYİZ

İzmir ilindeki su kaynakları ve potansiyelinin irdelenmesi, bu potansiyelin doğru kullanımı ve kirlenmesinin önlenmesi konularında yapılan çalışmaların tartışmaya açılması, sınır aşan sularımız konusunda ülkemiz üzerinde yapılan tartışmalarla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek, son yıllarda çok sık dile getirilen suyun ticarileştirilmesinin olası sonuçlarını ortaya koymak, karşılaşılan sorunlara çözümler üreterek yerel/ulusal su politikalarına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen İzmir Su Sempozyumu toplam 300 dolayında kişinin katılımıyla gerçekleşti.

Sempozyumda "İzmir ve Çevresinin Yeraltı Suyu Potansiyeli, Kullanımı ve Sürdürülebilir Yer Altı Suyu Yönetimi", "Yer Altı Kaynaklarında Jeotermal Akışkan Nedeniyle Ortaya Çıkabilecek Kirlilik", "İzmir İlinin Yüzeysel Su Kaynakları, Potansiyeli ve Geleceği", "İzmir İlinde Sulama Suyu-Mevcut Durum ve Geleceği", "İzmir İlinin İçme Suyu ile İlgili Genel Durum Değerlendirmesi", "Su İdarelerinin Özelleştirilmesi", "Sulama Yatırımlarında Yap-İşlet-Devret Modeli ve Tarım Sektörü Üzerine Etkileri", "Suyun Ticarileştirilmesinin Sonuçları", "Ülkemizin Su Kaynaklarının Korunması, İşletilmesi İle İlgili Yasal Mevzuat ve Özelleştirmenin Yasal Boyutu", "Suyun Ticarileştirilmesinde Ambalajlı Su Sektörünün Yeri" ve "Ülkemizde Sınır Aşan Suların Durumu" konularında toplam 11 sunum gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu İzmir'de yaşanılan arsenik tartışmalarından sonra bu konuyla ilgili en büyük arıtma tesisini kurduklarını belirterek şebekeye verilen bütün yer altı ve yerüstü suların arıtıldığını söyledi.

Kocaoğlu 2006 yılının sonunda yağışlar normal düzenin altına indiğinde su tasarrufu kampanyası yaptıkarını ve bunun sonucunda %10 ile %15 arasında tasarruf elde ettiklerini ifade etti.

Kocaoğlu ayrıca "Efem Çukuru'nda altın madeni işletmek istenilmektedir. Efem Çukuru denilen yer Tahtalı Baraj Havzası ve Çamlı Baraj Havzasının üst noktasında bulunmaktadır. Altın madenin işletilmesi ülke insanının refahı için önemli olsa da İzmir'in en önemli su rezervlerini içinde barındıran bir bölgede olması ve orada kimyasallar kullanılacak olması İzmir için risk oluşturmaktadır. İki dağ arasında bulunan bu bölgedeki madencilik faaliyetlerinde kimyasal madde kullanılmayacağı dağların işlenip tekrar başka bölgeye Eşme'ye götürüleceği ifade ediliyor. Bunlar bilimsel ve mantıksal temel oluşturulmaksızın ortaya konulduğu için biz belediye olarak bu aramaya karşı duruyoruz. Bizim bu karşı duruşumuza İzmir halkı, sivil toplum örgütleri ve meslek odalarından destek bekliyoruz" dedi.

İKK Dönem Sekreteri Ferdan Çiftçi ise açılış konuşmasında ülkemizden ve dünyadan istatistiksel bilgiler vererek değerlendirmede bulundu. Çiftçi "Küresel su dağılımına baktığımızda yeryüzündeki toplam su rezervinin %97,5'inin tuzlu su ancak %2.5'inin temiz su olduğunu görüyoruz. Bu %2.5'lik temiz suyun ise %69'u buzul ve kalıcı kar örtüsü, %30 yer altı suyu, %0,3 göl ve nehirler, %7'si diğer rezervler şeklindedir.

Dünyaya her yıl 110.000 km3 yağış düşmekte bunun sadece 1/3'ü (40.000 km3) yüzey akış ve infiltrasyon dediğimiz yer altına sızma ile küresel su döngüsüne girmekte geriye kalan 70.000 m3 okyanusa düşmekte veya kullanılmadan buharlaşmaktadır.

Ülkemizde toplam kullanılabilir su miktarımız 112 milyar m3, kişi başına yıllık su tüketimimiz ise 1600 m3 olduğunu görüyoruz. Bu rakamlara göre öncelikle yeryüzündeki suyun çok azını kullanma şansına sahibiz. Ayrıca birçoğumuzun bildiği gibi su kaynakları açısından zengin bir ülke değiliz hatta 1600 m3 yıllık kişi başına su tüketimi ile su kısıtı olan bir ülkeyiz. Bu nedenle yer altı ve yer üstü su kaynaklarımıza sahip çıkmalı tarımsal, evsel, maden ve sanayi kökenli kirlilikten koruyucu önlemleri almalı ve suyu tasarruflu kullanmalıyız" dedi.