27.DÖNEM GENEL KURUL

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

22 Şubat 2006

TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 27. Dönem Genel Kurul Sonuç Bildirgesi

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

27. DÖNEM GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİ

Mesleki demokratik kitle örgütü olan Makina Mühendisleri Odası 51 yıllık birikimine ve oluşturduğu geleneklere bağlı olarak meslek alanlarından hareketle meslektaş, ülke ve dünya sorunlarını ele almıştır.

Dünya birbirine karşıt iki gücün etkisi altında. Bir yanda dünyanın bugünkü egemenleri ABD ve diğer sömürgeci ülkeler, çokuluslu şirketler ve onların orduları, kuklaları ve medyaları var. Egemenliklerini kuvvetlendirmek içir peşpeşe savaşlar çıkarıyor, işgallere ve katliamlara başvuruyorlar. 25 yıldır emperyalistlerce ortaya konan Yeni Dünya Düzeni, yeni emperyalizm; bugün saldırı ve işgal politikaları ile vahşi kapitalizme ve faşizme dönüşmüştür. Taliban ve Saddam'ı önce yaratıp sonra bahane ederek yerli işbirlikçiler vasıtasıyla Afganistan ve Irak'ı işgal etmiştir. Küresel çetenin dünyaya hükmetme planı bugün İran ve Suriye'ye karşı da bir saldırı hazırlığıyla sürmektedir. İnsanlığın başında bir bela olan nükleer silahlara sahip olanlar ve bunu tehdit olarak kullananlar bellidir. Tüm nükleer silahlar imha edilmeli, ABD, İngiltere, Rusya, İsrail başta olmak üzere silahlanmaya ayrılan bütçeler ortadan kaldırılmalıdır. Emperyalist ülkelerin demokrasi adı altında yürüttüğü savaşların vahşi yüzü, ortaya çıkan işkencehaneler, yargısız infazlarla daha geniş kesimlerce görülmektedir. Filistin'deki İsrail işgali bir yüz karası olarak sürmektedir. Irak, Afganistan, Filistin ve diğer sömürgeci işgaller derhal sona erdirilmelidir.

Küresel saldırı sadece fiili işgal ile değil, ülkelerin ekonomilerini ele geçirerek, kültürlerini dejenere ederek; işbirlikçileri vasıtasıyla sömürge haline getirmektedir. Bu yöntem emperyalistlerce fiili işgalin yanında etkili olarak kullanılmaktadır.

Çevreyi katleden, doğal dengeyi tüketim ve kar hırsıyla bozan çokuluslu sermaye küresel ısınmaya yol açmakta, dünyayı büyük felaketlerle yüz yüze bırakmaktadır.

Öte yandan dünyanın birçok yerinde emperyalizmden ve çokuluslu şirketlerden bağımsızlık için mücadele eden hareketler güçlenmektedir. Güney Amerika'da peşpeşe iktidarlar değişmekte küreselleşmeye karşı hareketler büyümektedir.

Sosyal forumlarda küreselleşmeye, sömürüye ve eşitsizliğe karşı politikalar tartışılmakta."Başka bir Dünya Mümkün" haykırışı dünyanın dört bir yanında yankılanmaktadır.

Ülkemiz de emperyalist egemenliğin derinleştiği dönüşümler geçirmektedir. Uluslar arası tekellerin talepleri doğrultusunda tarımsal ve hayvansal üretim çökertilmekte, milyonlarca insan topraklarından göç ederek şehirlere yığılmaktadır. Şehirlerimiz tümüyle sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmekte, toprak rantı yağmalanmakta, talanın paylaşımı mafya-siyaset-sermaye ekseninde yürütülmektedir. Mevcut merkezi ve yerel iktidarlar talanda İslamcı sermayenin payını artırmak için elden geleni yapmaktadır. Bu ortamda olan "Kentsel Dönüşüm" adı altında evsiz bırakılan, yerinden sürülen yoksullara; havası suyu, trafiği çekilmez hale gelen şehirlerde yaşayanlara olmaktadır.

Kamusal hizmetlerin tasfiyesi ve piyasalaştırılması süreci hızla devam etmektedir. Eğitim ve sağlık temel sosyal haklar olmaktan çıkarılmış, paralı hale getirilmiştir. Sosyal Güvenlik yasaları değiştirilerek 1999 yılında 60'a yükseltilen emeklilik yaşı şimdi 68'e yükseltilmeye, emekli olmak için 9000 prim günü şartı getirilmeye ücretleri düşürülmeye çalışılmaktadır.

Genel Sağlık Sigortasıyla sağlık primlerini ödeyemeyenlerin hastane kapısından döneceği, katkı paylarının daha da aratacağı, kronik hastalıkların temel paketten çıkarılacağı, her aile bireyi için ayrı prim zorunluluğunun getirileceği bir sisteme geçilmek istenmektedir. Sağlık alanındaki örgütler ve tüm emek örgütleri bu tasarılara karşı mücadele halindedir. Eğitim ve sağlık herkes için nitelikli, ulaşılabilir ve parasız olarak sağlanmak zorundadır.

Yine ulaşım, enerji, temiz su, iletişim de aynı özelleştirme ve piyasalaştırma saldırısıyla karşı karşıyadır. Şehirlerimizde ulaşım oldukça pahalanmış ve niteliği düşmüştür. Haberleşme, elektrik ve su ücretleri aile bütçelerinde önemli harcama kalemleri haline gelmiştir.

En önemli sorunlarımızdan birisi de dışa ve çevreyi kirleten fosil yakıtlara bağımlılığı artan enerjidir. Yapılan gizli anlaşmalarla yüksek fiyatlarla ithal edilen doğalgaza bağımlılık artmıştır. Enerji üretiminde yaşanan özelleştirmeler enerji maliyetlerini artırmıştır. Yenilenebilir kaynaklar olan su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklar yeterince kullanılmamaktadır. Bunların yerine ciddi riskler taşıyan nükleer santraller pazarlanmaya çalışılmaktadır.

IMF programlarıyla ekonomide yaşanan gelişmeler sadece uluslar arası sermaye ile işbirliği içindeki büyük sermaye gruplarının faydalandığı, ulusal kaynaklarımızın talanına ve 80 yılda biriktirilenlerin satışına dayanan bir çizgi izlemektedir. Planlı, halkın ihtiyaçlarını gözeten, istihdam yaratan bir gelişmeye ihtiyaç vardır. Özelleştirme yağmasına dur demek hepimizin görevidir.

Ülkenin ekonomisini IMF'ye, siyasetini NATO, ABD ve diğer uluslar arası dış güçlere teslim edenler ülke içinde ilkel bir milliyetçilik ve bağnaz bir dindarlık kisvesiyle hareket etmektedir. Demokratik taleplere, düşünce ve önerilere karşı, bilinçsiz bırakılmış kitleler yönlendirilerek linç girişimleri ortaya çıkarılmaktadır. Diğer yandan yaşamın her alanını dinselleştirme çabaları her türlü özgürlüğe karşı bir tehdit olarak yaşanmaktadır. Resmi düşünce dışında fikir bildiren ve davranan aydın, bilim adamı ve demokratik kurumlar baskı altına alınmaktadır.

Ancak bütün olumsuz şartlara rağmen ülkemizde de halktan, emekten, özgürlük ve eşitlikten yana olanlar mücadelelerini sömürüye, gericiliğe, ırkçı milliyetçiliğe, baskıya ve savaşa karşı sürdürmektedirler.

Mühendisler de borca, ulusal kaynakların talanı ve sanayinin yıkımına yol açan gelişmelerden etkilenmektedir. Meslek alanlarımız GATS kapsamında sınırsız olarak uluslar arası sermayeye açılmaktadır. Bilimi hayata uygulayarak tüm insanlar için daha yaşanılası ortamlar oluşturulabilecek şekilde eğitilmiş mühendisler bilgilerini insan ve toplum için değerlendirememe, işsizlik ve yoksulluk baskısı altında yaşamaktadır. Bu şartlar altında gerek SMM olarak çalışan meslektaşlarımız; gerekse kamuda ve özel sektörde ücretli olarak çalışan veya işsiz olan meslektaşlarımızın sorunlarının çözülebilmesi için önümüzdeki dönemde kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Odamız bu ihtiyacı yerine getirecek birikime ve anlayışa sahiptir.

Kentlerimiz ülke ve yurttaş çıkarlarına aykırı plansızlıklardan, rant düşkünü çevrelerden kurtarılmalıdır.

Emeğiyle geçinen tüm insanlarımızı etkileyen, başta eğitim ve sağlığın özelleştirilmesi olmak üzere tüm kamusal hizmetlerin tasfiyesi, özelleştirme politikaları durdurulmalıdır. Sosyal Güvenlik Reformu adı altında getirilen mezarda emeklilik ve Genel Sağlık Sigortası adı altında getirilen paralı sağlık politikalarına son verilmelidir. 

Paralı eğitimi ve eğitim sisteminde halk çocuklarının okumasını olanaksız hale getirecek, yeni mezunların sömürüsünü yoğunlaştıracak şekilde yapılmak istenen düzenlemeleri kabul etmeyeceğiz. Parasız bilimsel, demokratik ve nitelikli bir eğitim mücadelemiz sürecektir.

Odamız ülke ve meslek sorunlarını birlikte ele alarak hem genelde hem de meslek alanlarında çalışmalarını halktan, bilimden, emekten yana, çağdaş bir anlayışla sürdürmeye devam edecektir.

MEFTUN GÜRDALLAR   ÜMİT ÜLGEN    DİNÇER METE      ERTUĞRUL BİLİR