TÜM YURTTTAŞLAR İÇİN YAAŞAM ENGELLERİNİ KALDIRMAK, HÜKÜMETİN SORUMLULUĞUNDADIR

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Bursa Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

05 Aralık 2008

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak, "3 Aralık - Dünya Engelliler Günü"nde, engelli - engelsiz yurttaşlarımız için; İVEDİLİKLE ENGELLERİN KALDIRILMASINI talep ediyoruz.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak, "3 Aralık - Dünya Engelliler Günü"nde, engelli - engelsiz yurttaşlarımız için; İVEDİLİKLE ENGELLERİN KALDIRILMASINI talep ediyoruz.

Türkiye nüfusunun yaklaşık %12 sini oluşturduğu belirtilen engelli yurttaşlarımızın sorunlarının, siyasi istismar konusu yapılmasına şiddetle karşıyız.
Belirli bir süredir "Muhtaç yurttaş" "Kul vatandaş" "sadakaya muhtaç yurttaş" "kamu kaynaklarından kömür ve erzak verene oy veren düşkün vatandaş" yaratma politikaları, ülkenin önündeki en büyük tuzaktır. Engelli yurttaşlar için bu durum daha da vahimdir. Çünkü üretim sürecinden kopartılan yoksul kitleler yaratarak, onları akıldışı siyasi tercihlere zorlamak, emperyalistlerin ve işbirlikçilerin bilinen yöntemidir.

Yardımlar bugün olduğu gibi reklam amaçlı, oy karşılığı; oya tahvil yardımlar yapılmamalıdır. İnsancıl yardım yöntemleri uygulanmalıdır. Böyle oportünist politikalarla; üreten, çalışan, onurlu, mutlu yurttaş gerçeğine aykırı; "Yukarıdaki gözü doymazlara han hamam; aşağıdaki yoksullara din iman" hedefiyle Türkiye, çağ dışılığa itilmektedir.

Unutulmaması gereken gerçek, Türkiye‘nin Dünya‘nın yirmi ekonomisinden birisi olduğudur. Bu ülkenin halkı, tarımda ve sanayide, sindirerek çalışarak, en zor koşullarda üretmektedir. Hükümet, insanımıza iş vermek zorundadır. Sosyal devlet ilkesine uymak, herkese iş vermektir. Aksi halde yarın çok geç olacaktır. Toplumsal bunalım ve toplumsal sorunların çanları çalmaktadır; ivedilikle kitlelere dönük çözümleri üretmenin zamanıdır.

AKP hükümeti, Dolar milyarderi yaratmada Almanya‘dan sonra Türkiye‘yi ikinci yapmıştır. Ancak milyonlarca yoksula, milyonlarcasını eklenmiştir.

İnsanları ekonomik çöküntü içinde bırakıp, kriz üreterek; fırsatçılara fırsat yaratıp, yurttaşları kul durumuna getirerek insanımıza işkence etmek; insanların özgürlüğünü yok edip, düşkün hale getirmek, küresel bir politikadır. Bu politikaların uygulayıcısı, tüm Dünya‘da ABD ve AB;  Türkiye‘de de ise işbirlikçi AKP hükümetidir.

Yaşanan kriz, tekellerin yarattığı bir krizdir. Bu krizde bütün kamu malları ucuzlamıştır. Yine Türkiye‘de kamu mülkiyetindeki menkul ve gayrimenkuller, Dolar ve Euro sahibi yerli ve yabancılar tarafından da yağmalanabilir. İşte Türkiye‘nin boynuna geçirilen boyunduruk budur. IMF‘in Dünya Bankası‘nın tezgahları, Türkiye‘nin daha çok sömürülmesi için dönmektedir.

"Kriz teğet geçti" (!) diyen Başbakan, gerçeği söylemiyor. Sadece Bursa‘da yaklaşık kırk bin kişinin işinden olduğu süreçte, mühendisler de payını almaktadır. Kriz milyonlarca çalışanın yoksulun bütçesini delik deşik etmiştir. Başbakan ve çevresi krizden fırsat çıkarmak "selin önünden kütük kapmak" durumunda olabilir

Engelliler günü dolayısıyla durumun vahameti, daha da artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık nüfusun %10-%12‘si engellidir. Yani milyonlarca engelli yurttaş söz konusudur. Türkiye‘de yaklaşık yedi yüz bin sadece görme engelli yurttaş olup; bunun kırksekizbini çocuktur. Bu çocukların da yalnızca yaklaşık üç bini eğitim görmektedir.

Altı yıldır iktidarda olan hükümet, vücut sağlığı yerinde olan yurttaşlarımıza iş sahası açamamakta ve engelli yurttaşlarımıza da el uzatmakta yetersiz kalmaktadır.

Daha düne kadar özel sektöre ülkeyi emanet eden; her şeyi "babalar gibi satarım" diyen hükümet, bugün çaresizdir. Oysa engelli-engelsiz tüm yurttaşların sorunları dayanılmaz boyuttadır.

Altı yıldır iktidar olanların beceriksizlikleri, kamuyu yok eden politikaları artık gün gibi ortadadır. Bir gecede kişi başına gelirini on bin dolara çıkaranlar, şimdi bu yoksulluğun hesabını vermelidir. Kadınlar mutfakta çaresizdir, tencereler boştur.

Türkiye‘nin özel ve kamu toplam borcu yaklaşık 450 milyar dolardır. Bunun yaklaşık 150 milyar doları özel sektöründür. Bu borçlar halka ödetilmek istenmektedir.

Bugün sorulması gereken soruyu soruyoruz:

KRİZİN FATURASINI KİM ÖDEYECEKTİR?

Telefona, elektriğe, doğalgaza, suya, yiyeceğe vb. zam üstüne zam yapanlar, halkımızı acımasızca ezmektedir. Çalışanı, emeklisi, işsizi, öğrencisiyle insanlarımız kırılmaktadır.

  • İşyerleri üretim yapamaz durumdadır. Bu durumda çözüm olarak;
  • Üretim desteklenmeli; kaynaklar üretime yönlendirilmelidir.
  • Çalışanların, emeklilerin ücretleri arttırılarak; vergi yükleri de azaltılmalıdır.
  • Örneğin, KDV %5‘in altına indirilmelidir. KDV yoksuldan da aynı oranda alındığında, vergi adaleti söz konusu değildir.
  • Vergi adaleti sağlanması bakımından, her yurttaşın gelirinden gideri düşüldükten sonra kalan miktar vergilendirilmelidir.
  • Sanayiciye, köylüye, çiftçiye üretim aşamasında gereken girdilerin maliyetleri vergi indirimi ile düşürülmelidir. Vergi ödeme kolaylıkları getirilmelidir.
  • Türkiye‘de üretilen ürünlerin tüketimi teşvik edilmelidir. İthal ürünler teşvik edilmemelidir.
  • Elektrik, doğalgaz, telefon, su, ulaşım, hammaddeler vb. sektörlerde kamulaştırma yapılarak;  gider kalemlerinde destek boyutuyla, halka kamusal yaşam kalitesi önemli miktarda sağlanacaktır.
  • Eğitim ve sağlık sektöründe en etkin sosyal devlet uygulamasıyla; ülkenin yarını için gereken iyi yetişmiş nesiller hedeflenmeli; Türkiye‘nin insan varlığı heba edilmemelidir.
  • Türkiye‘nin kentlerindeki müthiş imar rantları yandaşlara değil; kamuya döndürülürse önemli miktarda kaynak sağlanmalıdır.
  • İşsize, yoksula sadaka değil, fon yardımı değil; iş vermek esas olmalıdır.
  • Sanayide ve tarımda kooperatifleşme modeli desteklenmelidir. Batıda kooperatif modeli sanayi ve tarım nitelikli dünya işletmeleri söz konusudur.
  • Türkiye‘nin tarihi, turistik, doğal kaynakları dahi insanları mutlu etmek için yeterli maddi kaynağı oluşturabilecek kapasiteye sahiptir.
  • Türkiye‘nin borçlarının sıfırlanması amaçlanarak; yeniden yapılandırmaya gidilmelidir.
  • Türkiye, israfı önlemelidir.
  • Türkiye engelli- engelsiz insanlarına üretime dönük eğitim vererek katma değeri arttırmalıdır.
  • Türkiye‘ye 2023 kalkınma planı yapılarak, tarımda ve sanayide hedefler konulmalıdır.
  • Türkiye, siyasi partiler ve seçim konusu başta olmak üzere, en üst demokratik atılımları yapmalı; Ortadoğu‘da demokrasi beşiği ve lider ülke olmayı hedeflemelidir.
  • Türkiye‘de raylı sistem alt yapısına ilişkin geliştirmeler, ivedilikle başlatılmalıdır.
  • Ulaşımda demiryolu ve denizyoluna, uluslar arası ortalama paylarda kaydırma yapılmalıdır.
  • Türkiye‘nin her cm2 ‘si planlanmalıdır
  • Türkiye hukuk alanında, içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtulmalıdır.
  • Haksız kazançların vergisi mutlaka alınmalıdır.
  • Borcunu ödeyeceğini belirten her yurttaş için, borç izleme sistemli yeni bir çözüm getirilmelidir.
  • Yoksulluk sınırı, hükümet ve sendikalar ile birlikte belirlemeli; sınırın altında kalanlara temel yaşam desteği, sosyal devlet anlayışıyla verilmelidir.
  • Sosyal devlet tüm çocuklara bakmalı; eğitimini ve sağlığını çağdaş zihniyetle karşılamalıdır.
  • Türkiye tüm çalışanlarına, emeklilere, isteyen her yurttaşına, örgütlenme sendikalaşma olanağını vermelidir.
  • Türkiye güvenli bir ülke olmalıdır. Dağında, ovasında, kentinde barış içinde; bilim kültür ve sanat faaliyetlerini sürdüren bir durumda olmalıdır.
  • Medya ve iletişim olanakları, demokrasi ortamı içinde, halka yarar sağlaması amaçlanan işleve kavuşmalıdır.
  • Doğa ve çevreyi korumak ve geliştirmek açısından tüm yurttaşların süreli katılması sağlanmalıdır.
  • Türkiye‘ye sorunları çözebilmek için işbaşına gelen yöneticiler, M.Kemal ATATÜRK‘ün yüreğindeki halk sevgisinden ve sorumluluk anlayışından ilham almaları gerekir.

Burada yazdığımız her paragraf tartışılabilir. Ancak hepsi birer somut öneridir ve çoğaltılabilir. Amacımız, herkesin ülke sorunlarını tartışmasını ve çözüm üretmesini sağlamaktır.

Türkiye‘de fiziki yetersizlikler değil; zihniyet yetersizliği sorunları başlamaktadır. 1920‘lerdeki yokluk koşullarındaki çöken zihniyetle yeni bir dünya kuran zihniyeti algılamak zamanıdır. 05.12.2008
 
                                                                                                
Saygılarımızla
TMMOB
Makina Mühendisleri Odası
Bursa Şube
Yönetim Kurulu