Oda Bülteni: ŞUBAT 2021 - SAYI: 272
Sunuş
ÜLKEMİZİ GERİCİ KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ!
Geçen ayın en önemli gelişmelerinin başında Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması ve ardından yaşananlar yer alıyordu. Cumhurbaşkanının “Türkiye’nin tekrar yeni bir Anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” açıklaması da bir diğer önemli gündemi oluşturdu.
Bütün üniversitelerde yapıldığı gibi Boğaziçi Üniversitesine yapılan akademik geleneklere aykırı usulle ve iktidar partisine mensup bir rektör atanmasının ardından başta bu üniversitenin öğrencileri ve öğretim görevlilerinin başlattığı protesto eylemleri ve onlarla yurt genelinde yapılan dayanışma eylemlerine yönelik gözaltılar ve uygulanan şiddet, iktidarın sıkca dile getirdiği “reform/hukuk reformu” sözlerinin nasıl bir aldatmaca ve iktidar uygulamalarını pekiştirecek mahiyette olduğunu bir kez daha gösterdi.
Yapılmak istenen açıktır: “tek adam” rejiminin ülkemizin tüm kurumlarını “parti devleti” anlayışıyla düzenleme çalışmalarının bir parçası olan ihraçlar, siyasi kadrolaşma, idari baskılar ve hiçbir liyakati olmayan rektör atamaları ile üniversiteler iktidarın bilim dışı gerici otoriter tahakkümü altına alınmak istenmektedir. Bu yönde birçok adım da atılmıştır. Ancak gerek Boğaziçi Üniversitesinde gerekse yurt çapında yapılan ve üniversiteleri de aşan protesto eylemleri iktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı dinmeyen bir toplumsal muhalefet olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Önümüzdeki dönemin gündem maddelerinin baş sıralarına yerleşeceği belli olan “yeni bir Anayasa” konusu bu koşullarda gündeme gelmiştir. Yapılan birçok Anayasa değişikliği de yetmemiş olacak ki, şimdi yine iktidarın ömrünü uzatmaya ve daha baskıcı totaliter bir Anayasaya ihtiyaç dile getirilmektedir. Zira iktidarın ekonomik kriz, Coronavirüs salgını, artan işsizlik, yoksulluk ve toplumsal tepkiler karşısında başka bir seçeneği yoktur. En son Boğaziçi Üniversitesinden hareketle yaşananlar söz konusu “yeni” Anayasanın tam bir aynası, yansıtıcısı olmuştur.
Şu husus çok açıktır ki iktidarın da toplumsal muhalefetin de işi zordur. Meslek-uzmanlık alanlarımız ve örgütlülüğümüz ile ülke sorunları arasındaki bağlardan hareketle safını Cumhuriyet, demokrasi, laiklik, kamucu planlama, sanayileşme, kalkınma politikaları için mücadele olarak belirleyen bizler ülkemizin daha da karanlığa sürüklenmemesi ve aydınlık bir Türkiye’ye ulaşmak için mücadelemize yılmadan devam edeceğiz. Yeni Anayasa arayışlarının ülkemize ve örgütlülüğümüze olası yansımalarını teşhire, önceki Anayasa değişikliği dönemlerinde olduğu gibi kararlılıkla devam edeceğiz.
Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan ‘Türkiye Eğilimleri’ araştırmasının 2020 yılı sonuçları bizlerin nasıl doğru bir yolda olduğunu sergilemiştir. Araştırmaya göre TMMOB güvenilirlik sıralamasında Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargı Kurumları ve Diyanet işleri Başkanlığının üzerinde yer aldı. Listenin sonunda yer alan kuruluşlar ise RTÜK, TUİK, ÖSYM ve Medya Kuruluşları oldu.
29 Ocak 1993 günü Oda görevi dolayısıyla yaptığı seyahat sırasında geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Oda Yönetim Kurulu Sekreterimiz Suat Sezai Gürü`yü aramızdan ayrılışının 28. yılında; Odamız ve TMMOB’de birçok görevde bulunan Hasan Akalın’ı aramızdan ayrılışının 3. yılında saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Esenlik dileklerimizle.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
